 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1983/1507
K: 1983/2480
T: 12.05.1983
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı (İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi)'nce verilen 1.12.1982 tarih ve 769/543 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacılar avukatı tarafından istenmiş olmakla; dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacılar vekili, davacılardan Muzaffer'in süt ürünlerine ilişkin "Turnalar Çiftliği" markasının sahibi olduğunu, eşi davacı Nuran ile davalı Doğan'ın miras bırakanları babaları Recep'e ait olup vazgeçmeleri uyarınca anneleri adına yazılı "Tikveşli Çiftliği" markasının ise, Markalar Yasasının 33. maddesindeki üç yıllık yenileme süresinden yararlanılmaması nedeniyle aynı Yasanının 40. maddesi uyarınca bakanlıkça re'sen kaydının silindiğini, ancak davalı Doğan'ın anılan Yasanın 41. maddesinde öngörülen silinmeden itibaren üç yıl geçmedikçe tescil edilip kullanılmayacağı hükmüne karşın bu süre geçmeden aynı markayı kendi adına tescil ettirip süt ürünlerini diğer davalıya pazarlattığını, eylemin haksız rekabet niteliği taşıdığını bildirerek, 551 sayılı Yasanın 41. maddesine aykırı biçimde tescil edilen davalı markası sicil kaydının silinmesine, eylemin haksız olduğu saptanarak oluşan haksız rekabetin yasaklanmasına ve toplam (90.000) lira manevi tazminatı tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Doğan ve Mustafa vekili, yetki, görev ve zamanaşımı itirazlarıyla birlikte, davacı Nuran'ın marka hakkından vazgeçmesi nedeniyle davacı Muzaffer'in ise dava konusu markayla hiçbir ilgisi bulunmaması nedeniyle dava hakları bulunmadığını, 551 sayılı Yasanın 50. maddesinde sayılan silinme nedenleri bulunmadığını, davalı Mustafa'ya husumet yöneltilemeyeceğini, ayrıca silinen marka ile vekiledenine ait markanın görünüm olarak tamamen farklı olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
Yetkisizlik kararının kesinleşmesi üzerine yetkili mahkemece, uzman bilirkişiler raporu, dayanak yapılarak silinen marka ile yeniden yazımı yapılan davalı markasının aynı tür ticari malda kullanılmış bulunması ve yazı, resim farklılıklarının geneldeki benzerliği önler nitelikte olmaması nedeniyle iltibasın varlığının kabulü gerektiği, 551 sayılı Yasanın 41/1. maddesinde öngörülen silinmeden sonra üç yıl geçmedikçe bu markanın aynı emtiada kullanılmaması ve başkası adına tescil edilmemesi gerekirken bu süre geçmeden davalı Doğan adına yazımının yasaya aykırı olduğu, ne varki, anılan Yasanın 50. maddesinde sayılan silinme nedenleri arasında bu durumun yer almaması nedeniyle aynı konuda başka bir markayla üretim yapan 3. kişi durumundaki davacının dava açmasının hukuki dayanağı bulunmadığı, markanın iptali sözkonusu olmadığından diğer istemlerin de dayanaksız kaldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
1 - Davacılardan Nuran (V....) miras yoluyla kendisine intikal eden dava konusu marka üzerindeki hakkını noter belgesiyle annesine devretmiş olduğuna göre, böyle bir dava açma yoktur. Ayrıca, sözkonusu marka konusuna giren işlerle uğraşmaması nedeniyle bu davacının "ilgili kişi" sıfatı da yoktur. Böylece dava konusu markayla herhangi bir ilgisi bulunmayan davacı Nuran'ın isteminin reddi doğrudur.
2 - Diğer davacı Muzaffer'in davasına gelince:Dava, 551 sayılı Markalar Yasasının 33. maddesi uyarınca, konuram süresi bitiminden sonra başlayan üç yıllık yenileme süresi içinde, marka sahibi Ayşe tarafından yenileme isteminde bulunulmaması nedeniyle ilgili bakanlıkça anılan Yasanın 40.maddesi uyarınca kendiliğinden (re'sen) kaydı silinen markanın, Yasanın 41. maddesinde öngörülen ve silinmeden itibaren üç yıl geçmedikçe aynı emtia için kullanılmayıp başkası adına tescil edilme olanağı da bulunmayan "Tikveşli Çiftliği" markasının davalı Doğan tarafından haksız ve yasaya aykırı biçimde tescil ettirilip aynı emtialarda kullanılması nedeniyle, sözkonusu yasanının 50. maddesi uyarınca mahkemece marka sicil kaydının hükmen silinmesi ve bu nedenle oluşan haksız rekabetin yasaklanması ile manevi giderim istemine ilişkindir. Markalar Yasasının 50. maddesi uyarınca, marka tescil kaydının bakanlık ya da her ilgilinin istemi sonucu hükmümle terkini, sayılı ve sınırlı biçimde gösterilmiştir. Bunlar markanın 18/1,3. maddesinde öngörüldüğü biçimde, üç yıl aralıksız kullanılmaması yada tescil edildiği biçimde aynen kullanılmaması; Birlik markalarının teknik yönetmeliğe uymaması (m.44) ve devrin halkın aldatılmamasına yol açması biçiminde belirlenmiştir. Eş anlatımla Markalar Yasasının hükmen terkine ilişkin 50. maddesi hükmü, aynı Yasanın 41. maddesine aykırı nitelikli olan ve yenilenmemesi nedeniyle ilgili bakanlıkça kaydı silinen markayı üç yıl geçmeden adına tescil ettirme ve aynı emtia için kullanma eyleminin yaptırımını (müeyyidesini) içermemektedir. Bu nedenle davalı Muzaffer'in Markalar Yasasının 50. maddesine dayanarak böyle bir istemde bulunma olanağı yoktur. Yukarıda değinildiği gibi, hükmen terkini düzenleyen 50. maddedeki terkin nedenleri arasında, 41. madde kapsamına giren tescil ve kullanma yasağından sözedilmemiştir. Bu nedenle anılan Yasanın 41. maddesine aykırı davranış, hükmen terkin nedeni olarak kabul edilemez. Kaldı ki, davacı Muzaffer, bu davadan önce sözkonusu "Tikveşli Çiftliği" markasıyla bir ilgisi bulunmadığını, İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin kesinleşen 1977/517 esas nolu dosyasıyla kabul etmiş durumdadır. Bunun dışında, kesinleşen sözkonusu hükümle, anılan marka üzerindeki hak sahibinin davacı Muzaffer değil, davalı Doğan olduğu da saptanmış durumdadır. Davacı Muzaffer'in, davalı Doğan'ın bu markanın sahibi olduğunu kabul edip, onun oluruyla bir süre için bu markayı kullanmış olması da marka üzerindeki hak sahibinin kendisi değil, davalı Doğan olduğunu kabulün, açık ve seçik kanıtıdır. Böylece, dava konusu markanın hak sahibi ya da ilgilisi sıfatı bulunmadığı belirlenen davacı Muzaffer'in Markalar Yasasının 67-49. maddelerinde öngörülen hukuki korumadan yararlanması da sözkonusu olmayacağından davacı Muzaffer'in Markalar Yasası ve haksız rekabet hükümlerine dayalı istemlerinin reddi de doğrudur.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun görülen hükmün ONANMASINA, yan vekilleri geldiklerinden (5000) lira duruşma vekillik ücretinin davacılardan alınıp davalılara verilmesine, 500 lira temyiz ilam harcından peşin harcın mahsubu ile temyiz eden davacılardan alınmasına 12.5.1983 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.