 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1983/1142
K: 1983/1912
T: 12.04.1983
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Kayseri As. 1. Hukuk Hakimliğince verilen 25.10.1982 tarih ve 632/486 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalılar avukatı tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 12.4.1983 gününde davacı avukatı Enver Kırker ile davalı asil Salih Kaman gelip temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf avukatı ve davalı asil Salih dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması duruşmadan sonraya bırakılmıştır. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, Coca Cola Kayseri baş bayii olan müvekkiline Develi ilçesi tali bayii olan davalıların meşrubat şişe ve kasaları depozito bedeli olarak taahhütname gereğince (280.940) lira borçlu oldukları halde bunu ödemediklerini ileri sürerek bu alacağın faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar davaya süresinde cevap vermemişler yargılama gıyaplarında yürütülerek sonuçlandırılmıştır.
Mahkemece, davacı tarafça ibraz edilen delillere ve alınan bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalılar vekilinin yerinde görülmeyen ve aşağıdaki bend dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Ancak, davaya dayanak yapılmış bulunan 3.5.1981 günlü taahhütnamede her iki davalının da ismi bulunmakla birlikte, bu belgenin bir kişi tarafından aynı şekilde ve çift imza atılmak suretiyle imzalandığı açıkça görülmektedir. Hernekadar davalılar davaya cevap vermemişler ve husumet itirazında da bulunmamış iseler de, davada husumet yönü re'sen gözönüne alınması gerekli hususlardandır. Mahkemece bu husus yani taahhütnamedeki imzanın davalılardan hangisine ait olduğu araştırılmadan hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
Ayrıca, yine davanın dayanağı olan ve yukarıda tarih belirtilmiş bulunan taahhütname hükümlerine göre, davacı başbayii tarafından tali bayii sıfatıyla teslim ettiği boş şişe ve kasa depozito bedelini karşılayacak şekilde Develi ilçesinde ikamet eden tali bayiiden vadesiz ve 3.5.1981 tanzim tarihli teminat bonosu alınmış bulunmaktadır. Taahhütnamenin devam eden hükümlerine göre ise, tali bayii (hasara uğrattığı) kasa ve şişe bedellerini (değiştirme) günündeki fiatı üzerinden ve bunun dışında ise (hesap kesilmesi) anında ödemeyi kabul ve taahhüt etmiş bulunmaktadır. Dava dilekçesinde dava konusu alacağın anılan taahhütnamenin hangi hükmüne dayanarak talep edildiği kesin bir şekilde açıklanmadığı gibi, dava sırasında da bu husus açıklığa kavuşturulmuş değildir.
Yukarıda açıklanan hususların aydınlığa kavuşturulması için mahkemece yapılacak iş; taraflar HUMK.nun 230 ve müteakip maddelerine göre, gerek husumet açısından (davalılardan Salih'in temyiz dilekçesinde tali bayii sıfatını kabul etmiş olduğu da değerlendirilerek ve gerektiğinde imza yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılarak) ve gerekse, açılan bu davanın taahhütnamenin hangi hükmüne dayanılarak açıldığı hususları açıklığa kavuşturulduktan sonra, icap ettiği takdirde bu yönde bilirkişiden ek rapor da alınmak suretiyle hasıl olacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir.
Bu hususlar nazara alınmadan, eksik incelemeyle davanın kabulü doğru görülmediğinden hükmün bu yönlerden davalılar yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bendde açıklanan sebeblerle davalılar vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak (2) numaralı bendde gösterilen sebeblerle hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, davalılar vekili duruşmaya gelmediğinden lehlerine duruşma vekillik ücreti tayinine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine 12.4.1983 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.