Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E: 1983/781
K: 1983/2307
T: 03.05.1983
DAVA : Davacı, murisi Yakup'un 1.6.1982 tarihinden itibaren maluliyet aylığına hak kazandığının tesbitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi :
KARAR : Davada, sonuç olarak, sigortalı bulunan ölü eşin, vurularak ölduğu tarih olan 12.8.1980 tarihinde, malullük aylığına hak kazanmış olduğunun tesbiti, giderek, bu tesbitin sonucu olarak, haksahibi bulunan kimselerine ölü aylığı bağlanması gerektiğinin saptanmasının istendiği açıktır. Ölen kişinin, ölüm tarihinde sigortalı bulunduğu da tartışmasızdır. Nevar ki, ölüm olgusunun ne şekilde ve nerede meydana geldiği hususunda dosyada yeterli bilgi mevcut bulunmamaktadır.
Bu durumda, öncelikle çözümlenmesi gereken sorun, ölüm olgusunun nerede meydana gelmiş olduğunun saptanmasıdır. Sigortalının işyerinde öldürüldüğünün belli olması durumunda, önceden yaralanma şeklinde belirlenen, sonradan ise ölümle sonuçlanan olayın, 506 sayılı SSK.nun 11. maddesi uyarınca "işkazası"nı oluşturacağı ve buna bağlı olarak da, Kurumca yapılacak yardımların anılan Yasanın 11 ve ardından gelen, özellikle 23. maddesi hükümleri çevresinde olacağı açıktır. Bu nedenle, mahkemece, öncelikle bu doğrultuda bir inceleme ve araştırmanın yapılmaması isabetsizdir.
Ölüm olgusunun, işkazası teşkil etmeyecek şekilde meydana geldiğinin saptanması halinde, oluşan hukuki duruma gelince:
Ölüm olgusunun, 12.8.1980 tarihinde meydana geldiği, malullük aylığı ile ölüm aylığına hak kazanma koşullarından prim ödeme gün sayısına ilişkin olarak da yasa hükümlerini değiştiren 2422 sayılı Kanunun 1.4.1981 tarihinde yürürlüğe girdiği, anılan Yasanın, sözü edilen ve ödenmesi gereken prim gün sayılarını artırdığı tartışmasızdır. Mahkemece de kabul edildiği üzere, sonradan yürürlüğe giren yasa hükümlerinin, önceki yasa ile oluşan kazanılmış hakları gideremeyeceği ise hukukun önde gelen kurallarındandır. Bu itibarla, 5 yıllık çalışma karşılığı ödendiği saptanan 655 günlük prim gün sayısının sigortalı bakımından eski yasaya göre prim gün sayılarına ilişkin koşulu gerçekleştiği ortadadır. Çalışma yıllarından herhangi biri veya birkaçında ödenen primin, yasada öngörülen 120 günden aşağı olması halinde, hukuksal durumun değişmeyeceği, yasada, ödenen prim gün sayısının "her yıl için ortalama olarak" nazara alınmasının icap edeceği, yasanın açık hükmü olduğu gibi, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 23.3.1977 gün ve 460 E., 279 K. sayılı kararında ifadesini bulduğu üzere Yargıtay'ın ve dairemizin yerleşmiş ve kökleşmiş görüşlerindendir. Mahkemece, anılan hukuki olgunun gözönünde bulundurulmayarak davanın bu sebeple reddine karar verilmesi dahi usule ve yasaya aykırıdır.
Bütün bunlardan ayrı olarak, sigortalının ölümü tarihinden önce-yukarıda da açıklandığı üzere- "malullük aylığı"na SSK.nun 54. maddesi hükümleri çevresinde hak kazanıldığı, giderek, "malullük aylığına hak kazanılması nedeniyle, SSK.nun 66. maddesi hükümlerine göre hak sahiplerine ölüm aylığı bağlamak gerektiği de söz götürmez. Ancak, mahkemece de kabul edildiği üzere öncelikle, yaralanma olayının meydana gelmesi üzerine sigortalıda, SSK. nun 53. maddesi çevresinde "malullük" durumunun oluşup oluşmadığının araştırılmasındaki yasal zorunluluk da açıktır.
O halde, mahkemece, öncelikle, yaralanma ve giderek ölüm olayının "işkazası"nı oluşturup oluşturmadığı araştırılmak, "işkazası" olduğu saptanamadığı takdirde, yasanın öngördüğü oranda "malullük" olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği incelenmek, olumlu tesbit yapıldığı taktirde de davanın kabulüne karar verilmek gerekirken, yasa hükümlerine ters anlam verilerek eksik soruşturma ile yazılı şekilde hüküm tesisi usule ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Bu sebeple davacının temyiz itirazları kabul edilmeli, hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 3.5.1983 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini