Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E: 1983/6400
K: 1984/258
T: 24.01.1984
DAVA : İş kazasında ölen sigortalı işçinin hak sahiplerine yapılan harcamalar üzerine uğranılan Kurum zararının rücuan ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen, 1.348.757,41 liranın davalılardan kusuru oranında alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi davacı ve davalılardan MŞM. Endüstrisi A.Ş. avukatlarınca istenilmesi ve aynı davalı avukatınca da mürafaa talep edilmesi üzerine, dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi :
KARAR : 1 - Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2 - Davada, davalı kollektif şirketi tarafından, diğer davalı anonim şirketten satın alınan ve işyerinde kullanılan konveyör arasındaki kol civatası somununun aniden çıkması üzerine, bu aracın yere düşmesi sonucunda altında kalarak ölen sigortalının haksahiplerine yapılan sigorta yardımlarının kusuru nedeniyle imalatcı ve satıcı olarak anonim şirketten, İş Güvenliği mevzuatına aykırı eyleminden ötürü de diğer davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsili istenmektedir.
Açıklanan bu olayda, davalı işverenin sorumluluğunun -koşulların gerçekleşmesi takdirinde,- 506 sayılı SSK.nun 26. maddesinin 1. fıkrasından, diğer davalının sorumluluğunun ise, aynı maddenin 2. fıkrasından, kaynaklandığı görülmektedir. Diğer yandan, imalatçı firmanın işin yürütülmesinde sigortalıyı çalıştıran şahıs durumunda bulunmaması, başka bir anlatımla "işveren" sıfatını taşımaması nedeniyle, olayda 3. şahıs niteliğini taşıdığı ortadadır.
Anılan maddenin 1. fıkrası uyarınca davalı işverenin rücu tazminatı ile sorumlu tutulabilmesi için, kasdi veya işçilerin sağlığını koruma ve İş Güvenliği mevzuatına aykırı hareketinin, yahut suç sayılır eyleminin bulunması gerekir. 26. maddenin 2. fıkrasına göre, diğer davalının sorumluluğu ortadadır.
Anılan maddenin 1. fıkrası uyarınca davalı işverenin rücu tazminatı ile sorumlu tutulabilmesi için, kasdı veya işçilerin sağlığını koruma ve İş Güvenliği mevzuatına aykırı hareketinin, yahut suç sayılır eyleminin bulunması gerekir. 26. maddenin 2. fıkrasına göre, diğer davalının sorumluluğundan söz edilmesi ise, kasıtlı veya kusurlu davranışının gerçekleşmesine bağlıdır. Burada yasa koyucu 3. kişilerin sorumluluğu yönünden 1. fıkradan ayrı bir düzenleme getirmiştir. Bu fıkrada, sözü edilen kusur deyimi "kusur" deyiminin "ihmal" ve kastı da içerecek bir biçimde kullanıldığı kabul edilmelidir. Her halde, olayda şu husus kuşku ve duraksamayı gerektirmeyecek belirginliktedir. 3. şahıs, hafif ihmal dahi olsa kusurunun her derecesinden sorumlu tutulmaktadır. Şüphesiz, gerek işverenin ve gerekse 3. şahsın kusurlarının birleşmesi halinde, zarardan dolayı kusurları oranında sorumlu tutulacakları söz götürmez. Bundan başka, 3. şahsın m.26/2'ye göre kusursuz sorumluluk ilkeleri çevresinde hükümlendirilmeyeceği, kuşkusuzdur.
Diğer taraftan, işkazasının oluşmasında, araç ve gereçteki yapım hatasının katkısı saptandığı takdirde, bu hata ile zarar arasında uygun neden-sonuç bağının varlığı kabul edilmelidir. Ayrıca, bu gibi hallerde, yapımcı firmanın sorumluluğu için mutlaka işyerinde aktif olarak faaliyetlerde bulunması koşul değildir ve giderek, her nerede olursa olsun, yapılan araç ve gereçlerdeki eksikliklerin meydana getirdiği zararlara katlanmalıdır.
Bu davada, işkazasının salt yapım hatasından ileri geldiği, işverene yükletilmesi gerekir hiç bir kusurun bulunmadığı kesin olarak saptandığı takdirde tüm sorumluluğun imalatçı firmaya yükletilmesi gereği açıktır. Tersi durumunda ise -kusurun tamamının işveren de olması- tüm sorumluluk işveren davalıya ait olmalıdır. Yukarıda açıklandığı üzere, her ikisinin kusurlarının birleşmesi halinde de, birlikte sorumlu olacakları kuşkusuzdur.
Olayla ilgili yasal ve hukuksal durum bu şekilde ortaya konduktan sonra, davalıların sorumluluk derecelerini belirlemek için maddi olayın hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek bir biçimde doğru ve açık olarak saptanması gereği ortadadır.
Özellikle, dava konusu konveryör yönünden düzenlenmiş -eski tarihlerde yapılanlar için verilmiş olmakla bağlayıcı değilse de- 7.12.1972 tarihli "Olay raporunda", üretilip Almanya'ya ihraç edilen bu makinelerin standartlara uygun olduğu, herhangi bir eksikliğin bulunmadığı belirlenmiştir. Hal böyle olunca, davalı firmanın sürekli aynı şekilde ve aynı nitelikteki konveyör'ün farklılık gösterip göstermediğinin, bu aracın standartlara ve kullanma amacına uygun olarak yapılıp yapılmadığının ayrıca, kaza anındaki bütün özelliklerinin gerekirse keşif yapılmak suretiyle kesin olarak saptanmaması, bunun dışında, davalı işverenin aracı amacına uygun olarak kullanıp kullanmadığının, keza aracın kullanılmasında işverene düşen ödevleri yerine getirilip getirilmediğinin kesin olarak saptanmaması, diğer taraftan, aynı olayla ilgili olarak ceza mahkemesinde, açılan davada mevcut bir birine çelişkili üç ayrı rapordan söylediği halde, bu dosyanın getirtilip raporlar arasındaki çelişkinin giderilmemesi usul ve yasaya aykırıdır.
3 - Dava, teselsül hükümleri çevresinde açılmış bulunmasına karşın, alacağın kusur oranına göre hüküm altına alınmış olması isabetli değildir.
4 - İddia kısmen kabul kısmen de reddedilmiş iken, vekalet ücreti ve mahkeme masraflarının red ve kabul oranına göre taraflar arasında eksiksiz olarak paylaştırılmaması kezalik usule ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davacı yararına takdir edilen 6500 (Altıbinbeşyüz) lira duruşma avukatlık parasının davalılardan MSM. Endüstrü A.Ş.'ne,davalılardan MSM. Endüstrü R.Ş. yararına takdir edilen 6500 lira duruşma avukatlık parasının ise karşı taraf Kurum'a yükletilmesine ve temyiz peşin harcının istek halinde davalı MSM. Endüstri A.Ş.'ne iadesine, 24.1.1984 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06
  • Kısmi Kabul ve Kısmi Red Kararından Sonra 3/4 oranından indirimli icra vekalet ücreti 
  • 26.04.2025 09:11


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini