 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E: 1983/5170
K: 1983/5781
T: 15.11.1983
DAVA : Davacı, yerel mahkemenin 30.12.1981 günlü kararın infazda yarattığı güçlük nedeniyle ücret ve süre yönünden tavzihen düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, Sosyal Sigortalar Kurumu avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla, dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
KARAR : Bu davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı SSK.nun 79. maddesinin V. fıkrasında öngörülen ilamın alınmasını amaçlayan davalar -bu bendin incelenmesinden de belirgin olarak anlaşılacağı üzere,- prim gün sayılarıyla o günlere ilişkin ücretleri dahi içermektedir. (Tavzih)i istenilen hükümde isek, bu yönlere ilişkin olmak üzere hüküm kurulmadığı ortadadır. Öbür yandan, HUMK.nun 455 ve ardından gelen maddelerinde düzenlenmiş bulunan (tavzih) yoluna başvurulabilmesi için, anılan Kanunun 455. maddesi anlatımıyla -hükmün müphem ve gayri vazıh olması, ya da mütenakis fıkraları içermiş bulunması gereklidir. İstek kalemlerinden bir kesimi hakkında mahkemece hüküm kurulmaması durumunun ise, bu davanın dışında kaldığı açık- seçiktir. Bu bakımdan, davacının (tavzih) adı altındaki isteminin anılan hukukilik çevresinde bir yaklaşım ile çözümlenmesi yoluna gidilmesinde bir isabet yoktur.
Şu var ki, davacının, hüküm dışında tutulmuş istekleri hakkında zamanaşımı süreleri içinde kalmak koşulu ile mahkemeden her zaman istekte bulunması ve mahkemenin de bu istemi kabulü ile daha önce kurmuş hükmü tamamlaması mümkündür.
Bu olayda, davacının böyle bir amaçla hareket ettiği ve gerçek amacının hükmünde karar altına alınmamış istekleri için dahi karar almak bulunduğu sözgötürmez.
Davacının, bu amacını nitelendirilmekte yanılıp, sonuç olarak (tavzih) ismini verdiği işlemle gerçekleştirmek istemesindeki yanılgı, asıl amacını ortadan kaldırmaz, ve hakimin o çevrede vermiş olduğu kararın geçersizliği sonucunu doğurmaz, Olayda; mahkeme, tanıkları dinleyerek bilgilerine başvurmuş ve sonuçta oluşan vicdani kanaatına da dayanarak tavzih adı altında hükümde boş bıraktığı istemler hakkında karar vermiştir. Nihayet, tavzih kararında belirtilen 60 lira ücretin, günlük değil, aylık ücret olduğu ve istemin ilişkin olduğu tarihler bakımından inşaat işlerinde bu ücretin o günkü olağan ücrete uygun düştüğü de şüphesizdir.
Bu ve karar yerinde gösterilen nedenlerle, sonucu bakımından doğru olan hükmün -temyiz itirazlarının reddi ile-ONANMASINA 15.11.1983 gününde oybirliğiyle karar verildi.