 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E: 1983/4875
K: 1983/5439
T: 03.11.1983
DAVA : Davacı, davalı Kurum işleminin iptaliyle borçlanma işleminin geçerli olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, bozmaya uyarak isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla, dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra; iş gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi :
KARAR : Davanın yasal dayanağını oluşturan 2098 sayılı Kanunun 1. maddesiyle 506 sayılı SSK.'na eklenen ek madde 1 ile güdülen amaç, mahkemece uyulan dairemiz bozma kararında da, değişik biçimde belirlendiği üzere basın ve bakım işlerinin belirgin biçimde ağır ve tehlikeli nitelikte oluşları, giderek, bu nitelikleri itibarıyla-maddenin Millet Meclisi Sağlık ve Sosyal İşler Komisyonu raporunda da işaret olunduğu üzere- günün 24 saatinde çalışan fikir ve beden işçilerinin, mesleğin sürekliliği ve durmazlığı yanında doğurduğu gerilim nedeniyle fiziki ve ruhi çöküntülere uğratacağı düşüncesiyle kendilerine varsayılı (=farazi) çalışma süresi tanımaktan ibarettir.
Bu durumda çalışan fikir ve beden işçileri arasında ise, -maddede belirlenen koşulların gerçekleşmesi koşuluyla- bir ayırım gözetilmemiştir. Ne var ki, çalışılan yer ve çalışan sigortalılar bakımından, anılan koşullarına gerçekleşmesi asıldır.
Bu davada, davacı kişinin "idari şef " durumunda bulunduğu, gazetenin genel yönetiminden sorumlu -durumunda olduğu tanıklar tarafından beyan olunmuşsa da, çalışmalarının yukarıda belirlenen amaç doğrultusunda olmadığı, yaptığı işin niteliği itibarıyla gazetecilik mesleğinin doğurabileceği kabul edilen fiziki ve ruhi çöküntülere maruz kişilerden olmadığı ortadadır.
Diğer taraftan, hükme dayanak kılınan bilirkişiler raporunda belirtildiği üzere, 212 sayılı Kanunla "İdari ve Müdürlüğü gibi.." kişiler bakımından getirilen değişikliğin davacı yararına yorumlanmasına da olanak bulunmamaktadır.
Bu nedenlerle, mahkemece yukarıda belirlenen maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yasa hükmüne ters düşen bilirkişi düşüncesine dayanılarak yazılı nedenlerle davanın kabulüne kadar verilmesi usule ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA (...) 03.11.1983 gününde oybirliğiyle karar verildi.