 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E: 1983/383
K: 1983/624
T: 14.02.1983
DAVA : Davacı, trafik kazasında ölen sigortalı işçinin hak sahiplerine yapılan harcamalar üzerine uğranılan Kurum zararının rücuan ödetilmesini istemiştir. Mahkeme, davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi :
KARAR : 1 - Sigortalı Ahmet; Karayolları .... Sosyal Tesisleri'nde, bina ve mal bekçisidir. Ancak aynı zamanda bu tesislerin yakınında yer alan Muammer isimli kişinin evinin de bekçiliğini yapmaktadır. 2.9.1979 günü saat 20 sıralarında, Muammer'in evinde ışık yandığını görüp, kontrol etmek üzere o eve giderken, yolda, davalı Süleyman'ın kullandığı aracın çarpması sonucu ölmüştür.
Kurum, olayı işkazası saymış ve sigortalının hak sahiplerine bağladığı gelirin peşin sermaye değerini, faiz, yargılama giderleriyle birlikte, araç şoförü ve sigorta şirketinden istemiştir.
Yerel mahkeme, olayın adi bir trafik kazası olup, işkazası sayılmayacağından söz ederek davayı reddetmiştir.
506 sayılı Kanunun 2. maddesi uyarınca, bir kimsenin, birkaç işveren tarafından hizmet aktiyle çalıştırılması mümkündür. Özellikle, bina ve mal bekçiliği türünden işlerde, bir kimse, birden çok kişinin hizmetinde çalışabilir ve anılan Yasanın 6. maddesi çevresinde, işe alınmasıyla kendiliğinden sigortalı" olur. Böyle durumlarda, bu işverenlerden, sadece biri ile oluşan hizmet aktine bağlı olarak, kazanılan sigortalılık niteliği çevresinde ve bu niteliğin devam ettiği dönemde, oluşan sigorta olayına ilişkin hak ve yükümlülüklerin, 506 sayılı Yasaya tabi olacağında duraksanamaz. Diğer bir anlatımla, sigortalının bağlı bulunduğu işverenlerden biri yönünden, işkazası niteliğinde sayılamayan sigorta olayı, öteki işveren için işkazası niteliğinde olabilir. Örneğin, bu olayda, sigortalı, evinin ve mallarının bekçiliğini yaptığı Muammer'in evini kontrol etmeye giderken trafik kazasına uğradığına göre, şayet Muammer'le sigortalı arasında, Yasanın belirlediği biçimde, İşveren-sigortalı ilişkisi olmuşsa, sigorta olayının 506 sayılı Kanunun 11/A-b maddesi uyarınca, işkazası sayılacağı ortadadır ve Kurumun, anılan Kanunun 23. maddesi gereğince, bağladığı gelirlerin peşin sermaye değerlerini duruma göre, 10 veya 26. maddelere dayanarak, sigorta olayına yol açan kişi ile, sigorta şirketinden isteyebileceği kuşkusuzdur.
2 - Bu tür rücu davalarında dahi mahkeme, maddi olgularla bağlıdır. Nevar ki, maddi olayı nitelendirmek konusunda tarafların bildirimlerine tabi değildir. Sigortalı ölmüş ve hak sahibine dönemli parasal yardım yapılmış olduğuna göre, davanın 506 sayılı Kanunun 9-10. maddesi çevresinde gerçekleşmemesi durumunda, 65. madde gereğince olumlu şekilde hükme bağlanabilip bağlanamayacağı yönünün dahi tartışılması gerekir.
Bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması, usul ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine,14.2.1983 gününde oybirliğiyle karar verildi.