DAVA : Davacı borçlandığı hizmet sürelerinin Sosyal Sigortalar Kurumu açısından da geçerli olması gerektiğinin tesbitine karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme hizmet yönünden davanın reddine karar vermiştir.

Hükmün, davacı Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine (...) işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

KARAR : Davacı, 1479 sayılı Kanunla değişik geçici 2. maddesi gereğince, 1.4.1972 tarihinden önceki kendi nam ve hesabına çalışmalarından 457 günlük kısmını belgelemiş, 2443 günlük kısmını borçlanmış 1.10.1981 tarihinden itibaren Sosyal Sigortalar Kurumuna bağlı sigortalı olarak çalışmaya başlayıp 31.12.1981 tarihinde Sosyal Sigortalar Kurumundan tahsis talebinde bulunmuştur. Bağ-Kur Eskişehir Bölge Müdürlüğüne verdiği cevapta, sadece Bağ Kur'daki zorunlu sigortalılık süresinin bildirilmesi nedeniyle açılan bu davada, borçlanılan sürelerin hizmet birleştirilmesinde geçerli olduğunun saptanması istenmiştir.

Borçlanılması istenilen sürelerin hizmet birleştirilmesi sırasında gözönünde tutulacağı gerektiğinin saptanmasında davacının hukuki yararı bulunduğu tartışmasızdır. 2229 sayılı Kanunun 6. maddesi gereğince, bağlanacak aylık miktarını Kurum'un veya sandıkların, birleştirilen hizmet süreleri toplamına göre kendilerinde geçen hizmet süresi ile orantılı olarak katılacakları hukuksal gerçeği de ortadadır. Anılan Kanunun 3/2. maddesi hükmüne göre, davacıya Sosyal Sigortalar Kurumunca aylık bağlanması gerekmekte ise de, 6. maddeye göre Bağ-Kur'un aylığa katılma oranının saptanmasında Bağ-Kur'da geçen hizmet süresi -özellikle borçlanılan süreler gözönünde tutulmadığı takdirde Sosyal Sigortalar Kurumu aleyhine de ayrıca dava açma hakkı gene tartışmasızdır. Bu nedenlerle, davanın husumet yönünden reddi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

Mahkemece yapılacak iş, 2443 günlük borçlanılan eski hizmetlerin primleri davacı tarafından ödendiği gözönünde bulundurularak- 228 sayılı Kanunun 6. maddesinin uygulanmasında Bağ-Kur'da geçen hizmetlerden sayılıp sayılmayacağının saptanarak bu konuda karar vermekten ibarettir.

O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA 25.4.1984 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Diğer Bölümlerimiz +
Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini

Yargıtay Kararları 2007 2006 2005 2004 2003 2002 2001 1999 1998 1997 1996 1995 1994 1993 1992 1991 1990 1989 1988 1987 1986 1985 1984 1983 1982 1981 1980 1979 1978 1977 1976 1975 1974 1973 1927-1972