 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1982/857
K: 1984/783
T: 03.10.1984
DAVA :Taraflar arasındaki "tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; ORDU Asliye 1. Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 16.7.1980 gün ve 226-291 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafındana istenilmesi üzerine, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2.4.1981 gün ve 1879-4254 sayılı ilamiyle; (...Davacı, tapu ile malik bulunduğu taşınmazın civarından geçen Ordu-Perşembe karayolu için yapılmış olan istinat duvarından çıkan toprağın bahçesine yığılmak suretiyle, fındık bahçesinin 1,5 dekarlık kısmına zarar verildiğinden bahçenintopraktan temizlenebilmesi için 122.286,44 liraya gerek bulunduğunun tesbit olunduğundan, fındık bahçesinin yeniden tesisi için de olayın vukuu bulduğu yıl rayiçlerine göre 10 yıllık gelir kaybı da dikkate alındığında 36.100 lira zararı olduğundan..) söz ederek toplam 158.386 liranın davalıdan tahsilene karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, bahçesin topraklardan temizlenebilmesi için 86457 lira ve bahçenin eski hale getirilmesi ve bu süredeki kazanç kaybı (istekten fazla olduğundan istek gibi) 36.100 lira olmak üzere toplam 122.557 liranın davalıdan alınıp davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Dosyada mevcut 16.3.1978 günlü tapu yazısından, davacının 1/3 hisseye malik bulunduğu taşınmazın 1250.43 metrekare miktarında olduğu; yine dosyada mevcut ziraat yüksek mühendisi tarafından düzenlenen raporun 1. sahifesinde mevcut açıklamadan ise "bahçenin tamamının toprak altında kaldığı, fındık ocaklarının sökülüp yeniden dikilmesinin gerektiği" anlaşılmakta, o halde davacının kamulaştırılmaksızın el konulan fındık bahçesi üzerine toprak yığılmak suretiyle hasara uğratılan fındık ağaçlarından dolayı davalının tazminat ödemekle yükümlü bulunduğunun benimsenmiş olması doğrudur. ancak bu davada çözümlenmesi gereken sorun, zararın kapsamının belirlenmesinde düğümlenmektedir. Dava dilekçesinden de anlaşılacağı veçhile davacının davasını iki kalem zarar oluşturmaktadır. Davacı hem 1250.43 metrekare taşınmazı üzerine yığılmış olan toprağın kaldırılması için gerekli gideri ve hem de yeniden bahçe yetiştirilmesi ile bahçenin yetişmesine kadar geçecek zamandaki gelir kaybını istemektedir. Mahkemece her iki kalem istek hakkında hüküm verilmiştir. Oysa her iki giderin ödetilmesine karar verilmesi tazminat hukuku kuralları ile bağdaşmaz. Dairemizin 29.12.1979 gün ve 3173/15053 ve 12.12.1979 gün 9979/13899 sayılı ilamlarında da açıklandığı gibi, bir haksız eylem nedeniyle tazminat borcunun doğabilmesi için bir zararın meydana gelmiş olması şarttır. B.K.nun 41 inci maddesinde deyimini bulan zarar, mal varlığında meydana gelen zarardır. Bu niteliği itibariyle zarar mal varlığında meydana gelen azalmayı, eksilmeyi ifade eder. bu anlamda zarar ya da mal varlığındaki eksilme mal varlığının zarar verici olaydan sonraki durumu ile bu olay meydana gelmese idi, mevcut olacak durum arasındaki farktan ibarettir. O halde hakim zararın greçek miktarını gözönünde bulundurmak suretiyle tazminatı belirlemekle yükümlüdür. Bu itibarla davacının uğradığını iddia ettiği zararın gerçek tutarının ne olduğu hususunun tesbiti, bu tazminat davasına çözüm getirecektir. Davacının iddiasından ve tesbit raporu ile mahkemece de dinlenen bilirkişi raporlarından, davacının taşınmazına toprak yığılmak suretiyle fındıklık niteliğini yetirdiği anlaşılmaktadır. Bu itibarla davacının isteyebileceği tazminat, taşınmazın haksız eylemin işlenmesinden önceki değeri ile sonraki değeri arasındaki farktan ibarettir. Taşınmazın zarara uğramadan önceki duruma sokulması için katlanılması gerekli giderler şeyin tam ve gerçek sürüm değerini aşsa bile zarara uğrayan yukarıda anılan ilke uyarınca sürüm değerini aşan tüm giderleri isteyemez. Bu itibarla mahkemenin her şeyden önce 1250,43 m2'den ibaret olan taşınmazın eski hale dönüştürülmesi için gerekli giderleri tesbit ettirdikten sonra, yukarıda anılan fark yöntemi uyarınca olay sırasındaki tam ve gerçek değerini tesbit ile bu iki rakamdan hangisi az ise onun tahsiline karar vermesi gerekirdi. Mahkemenin anılan şekilde bir inceleme yaptırmadan sadece eski hale getirme için gerekli giderlerin tamanının tahsiline karar vermiş olması kanuna aykırıdır..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
KARAR : Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği düşünüldü :
Davacının, isteyebileceği tazminat taşınmaz mala dökülen toprağın aldırılması ve tahrip edilen bahçenin eski haline-başka bir anlatımla, tahripten önceki nitelikleri haiz bahçe haline-getirilmesi için rayiç bedeli geçmemek üzere yapılması gereken giderler tutarından ibarettir. Mahkemenin bu esaslara uygun olmayan direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının özel daire bozma kararında gösterilen sebeplerden dolayı HUMK.'nun 429 uncu maddesi gereğince BOZULMASINA, 3.10.1984 gününde oybirliğiyle karar verildi.