 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1982/725
K: 1984/759
T: 27.06.1984
DAVA : Taraflar arasındaki "işten çıkma tazminatı" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 5. İş Mahkemesince davanın kabulüne dair
verilen 9.11.1981 gün ve 301-417 sayılı kararın incelenmesi davalı şirket vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 16.2.1982 gün ve 13854-1690 sayılı ilamı: (...Davacı, istifa etmek suretiyle işten ayrılmıştır. 1475 sayılı İş Kanununun 1927 sayılı Kanununla değişik 14. maddesi hükmüne göre; istifa hali kıdem tazminatını gerektirmeyen hallerdendir. Bu husus 2320 sayılı Kanun ile buyurucu nitelik kazanmıştır. Bu itibarla toplu iş sözleşmesinin istifa halinde kıdem tazminatı ödeneceğine ilişkin hükmü geçersizdir.
O halde, davacının kıdem tazminatı isteğinin reddi gerekirken, aksine düşünce ile hüküm altına alınmış olması isabetsiz olup, bozmayı icabettirmiştir..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi Usul ve Yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı şirket vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, 27.6.1984 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Toplu iş sözleşmesinde "istifa" durumunda işçiye kıdem tazminatı ödeneceği yönü açıkça vurgulanmıştır.Öbür yandan,toplu iş sözleşmesinin yürürlüğe girdiği tarihteki yasa hükümleri ve yerleşik içtihadin -süregelen ve günlük
basına dahi yansıyan bilimsel görüşlere uygun olarak- toplu iş sözleşmesinin içerdiği bu hükme geçerlik tanıdığı tartışmasızdır.Sonradan yürürlüğe konuşulmuş bir Yasanın geçmişi etkileyerek sözleşme hükümleriyle oluşan hakları ortadan kaldıramayacağı ise,açık ve seçiktir.Bu kural,özellikle Yasanın bu yolda bir açıklığı taşımaması durumunda,geçerlidir ve işçinin kamu düzenine ilşkin akçalı hakları yönünden böyledir.
Bu bakımdan,sayın çoğunlukça -bir gerekçe gösterilmeksizin ve bu esaslara aykırı olarak- örnek nitelikteki yerel mahkeme hükmünü bozulmasına karşıyım.