 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1982/667
K: 1983/176
T: 23.01.1983
DAVA : Taraflar arasındaki "tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Üsküdar Asliye 3. Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 1.4.1977 gün ve 251-71 sayılı kararın incelenmesi davalı tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 19.4.1978 gün ve 6526-5194 sayılı ilamı: (... Manevi tazminatın hangi hallerde verilebileceği Borçlar Kanununun 47 ve 49. maddelerinde açıklanmıştır. 49. maddeye göre haksız fiil nedeniyle şahsi menfaatleri haleldar olan kimseye manevi tazminat verilebilir. Davacının evinde çıkan yangın nedeniyle uğradığı maddi zarar yüzünden kişilik haklarını halele uğradığı bu yönden ruhi bunalım geçerdiği, hastalandığı isbat olunamamıştır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılap yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz Eden: Davalı vereseler vekili Av. Kudret Güngören.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : HUMK.nun 429. maddesi hükmüne göre, Yargıtay bozma kararı üzerine hakim, tarafları duruşmaya davet edip dinledikten sonra,bozma kararına uyulup uyulmayacağına karar verir. Görülüyor ki, mahkeme (Hakim), bozma kararına uymak zorunda olmayıp, önceki kararında direnebilir. Ancak, bozma nedenlerinin kamu düzenine ilişkin ve Hakimin kendiliğinden (re'sen) gözönünde bulundurması gereken sebeplerden olması ve taraflar veya vekillerinin de bozma kararına uyulmasını istemeleri halinde, mahkemece bozmaya uyulmak gerekir. Nitekim, Hukuk Genel Kurulunun 2.2.1983 gün ve 1979/7-1937 E., 1983/70 K. sayılı kararı da aynı doğrultudadır. Temyiz incelemesine konu olan bu davada, Özel Daire bozma kararından sonra açılan duruşmanın 18.9.1978 günlü oturumunda, taraf vekilleri bozma kararına uyulmasını istemişlerdir. Olayda, kamu düzeni nedeniyle mahkemenin kendiliğinden direnme kararı vermesini zorunlu kılan bir durum da söz konusu olmadığına göre, bozma kararına uyulmak gerekirdi.
Her ne kadar, 18.4.1979 günlü oturumda, davacılar vekiline tekrar sorulduğunda, (ikrar istiyoruz) şeklinde beyanda bulunmuş ise de, ortada haklı ve geçerli bir neden bulunmadıkça önceki beyanına dönülemez ve son beyana değer verilemez.
O halde, Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, direnme kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle, işin esası incelenmeden direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda gösterilen sebeplerden dolayı BOZULMASINA 23.1.1983 gününde oybirliğiyle karar verildi.