Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1982/630
K: 1984/740
T: 22.06.1984
DAVA : Taraflar arasındaki "ihtiyati tedbir kararı, nedeniyle meydana gelen zararın tazmini" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara Asliye 6. Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 8.9.1981 gün ve 1980/469 - 1981/554 sayılı kararın incelenmesi davacı DSİ vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 4.2.1982 gün ve 1982/404-1218 sayılı ilamı: (... Davacı idare, davalının Elmalı Matkap ve Elmalı Çarık teslimine dair sözleşme hükümlerini süresinde yerine getirmediğini, idarenin sözleşmeyi feshederek kat'i teminatının irad kaydına karar verdiğini, ancak, davalının almış olduğu bu ihtiyati tedbir kararı ile iki yıl teminatın tahsilini geciktirdiğini, iki yıl boyunca eşya fiatlarında hasıl olan sartışlar sebebiyle piyasadan temin edecekleri mal ve hizmetleri (559.707) TL. fazla para ödemek suretiyle yerine getirebileceklerini, bu süre içinde idarenin maruz kaldığı zarara eşit miktarda davalının haksız kazanç sağlamış olacağını iddia ederek şimdilik bunun 100.000 liralık bölümünün faiz ve mahkeme masrafları ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ihtiyati tedbir kararının mahkemece verildiğini, bundan dolayı tazminat istenemiyeceğini savunmuştur. Davalının istihsal ettiği tedbir kararı dolayısiyle davacı idarenin teminatı iki yıl sonra paraya çevirdiği, davalının tedbir kararında haksız çıktığı ve ihtiyati tedbir kararını istihsal edenin kusursuz sorumluluk esaslarına göre sorumlu olacağı benimsenmekle beraber, davacının bu tedbir kararı dolayısiyle olumlu bir zararın meydana geldiği isabet edilmediğinden ve davacı idare ticari bir kuruluş olmayıp ana görevi kamusal hizmet olan bir devlet kuruluşunun faiz kaybının olumlu bir zarar olarak ileri sürülmesi imkanı bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiştir.
Genel olarak sözleşmenin yerine getirilmemesi sebebiyle uğranılan zarar, olumlu zarar olarak kazai kararlarda ve ilmi içtihatlarda benimsenmektedir. Oysa paranın geç ödenmesi nedeniyle hiçbir zarar meydana gelmemiş olsa bile, para borçlusu temerrüt faizi ödemekle yükümlüdür. O halde, davacının olumlu zararının varlığını isbat edemediğinden ve idare ticari bir kuruluş olmadığına göre, faiz kaybı da olumlu zarar olarak benimsenemiyeceğinden söz edilerek, davanın tümü ile reddine karar verilmesinde isabet bulunmaktadır. Çünkü mahkemenin görüşünün benimsenmesi halinde hiçbir kamu kuruluşunun tazminat isteği üzerine idare yararına faize hükmedilmemesi gerekir. Zira borçlunun direnmesi ile faiz doğrudan doğruya, kendiliğinden işlemeye başlar. Alacaklı bir zarara uğradığını isbatlamaksızın temerrüt faizini istemek hakkına sahiptir. Öyle ki borçlu, zararın gerçekleşmediği savunmasında bulunamaz. Para alacaklısının zararı, temerrüt faizinden az olsa bile faizin ödenmesi gerekir. Üstelik borçlunun temerrüde düşmesinde kusurlu olup olmamasının önemi yoktur; kusurlu bulunmasına bile temerrüt faizini ödemekle yükümlüdür. Davacı olumlu zararını dava etttiğine göre, bunu ispatlamamış olsa bile, çoğun içinde azın da olacağı kuralı gereğince işin ticari nitelikte bulunduğu da gözönünde tutularak, para borcunun vaktinde ödenmemesi sebebiyle temerrüt faizine hükmolunması zorunludur. Aksine düşüncelerle davanın reddedilmesi Usul ve Kanuna aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi Usul ve Yasaya aykırıdır. Bu nedenle, direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı idare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, 22.6.1984 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06
  • Kısmi Kabul ve Kısmi Red Kararından Sonra 3/4 oranından indirimli icra vekalet ücreti 
  • 26.04.2025 09:11


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini