 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1982/612
K: 1983/378
T: 13.03.1983
DAVA: Taraflar arasındaki "hizmet ikramiyesi" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, (Sivas İş Mahkemesi)nce davanın kabulüne dair verilen 23.11.1981 gün ve 1981/200-191 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 21.1.1982 gün ve 1981/14273-1982/409 sayılı ilamiyle (... Toplu İş Sözleşmesi ile öngörülen hizmet ikramiyesi, nitelikçe kıdem tazminatı mahiyetinde olup, her ikisinin birlikte tutarının kıdem tazminatı olarak kabulü ile 1475 sayılı Yasanın değişik 14. maddesinde öngörülen 7,5 katla ilgili sınırlamaya tabi tutulması gerekir. Davalı 7,5 katla sınırlı olarak ödeme yaptığını savunmuştur. Bu itibarla, inceleme yapılarak, eksik ödeme varsa o kısmın tahsiline karar verilmelidir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden: Davalı Hazine vekili.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR: Davacı, toplu iş sözleşmesinin 74. maddesindeki (... 1475 sayılı İş Kanunu ve toplu iş sözleşmesi uyarınca kıdem tazminatına hak kazanmak kaydı ile işçi ve işveren trafından hizmet akdi feshedilen işçilerden 5 yılını dolduranlara 80 gün; 8 yılını drolduranlara 125 gün çıplak gündelikler tutarında kıdem tazminatından arı olarak hizmet ikramiyesi ödenir...) hükmüne dayanarak ve bu madde ile kabul edilen hizmet ikramiyesinin işverence ödenmediğini ileri sürmek suretiyle, söz konusu ikramiye alacağının ödetilmesi istemiyle dava açmış; davalı taraf ise, (... toplu iş sözleşmesinin yürürlüğünden sonra çıkan 2320 sayılı Yasa ile değişik 1475 sayılı İş Kanununun değişik 14. maddesinde öngörülen 7,5 kat tavan sınırlandırmasının kıdem tazminatıyla birlikte, nitelikçe ayrı olan hizmet ikramiyesini de kapsadığını, işçiye ödenecek kıdem ve hizmet ikramiyesi toplamının bu sınırı aşamayacağını, yasanın emredici hükmüne aykırı olan sözleşme hükümlerinin uygulanamayacağını, emeklilik nedeniyle iş akdi sona eren davacıya 7,5 kat tavan sınırı gözetilmek kaydı ile yasa açısından hak etmiş olduğu alacağının ödendiğini...) savunmuştur.
Mahkemece, (... kıdem tazminatı ödenen işçiye, ayrıca hizmet ikramiyesi ödenmesini önleyici herhangi bir yasa hükmü bulunmadığı, ikramiyenin, yasanın öngördüğü sınırlandırma kapsamına girmediği...) gerekçesiyle, davanın kabulüne ilikin olarak verilen karar davalı işveren vekilinin temyizi üzerine metni yukarıda yazılı olduğu şekilde bozulmuş; mahkeme önceki kararında direnmiştir.
Davaya dayanarak yapılan toplu iş sözleşmesi 1.3.1980 - 1.3.1982 hizmet dönemini kapsamaktadır. 1475 sayılı İş Kanununun 14. maddesini değiştiren 2320 sayılı Kanun 23.10.1980 günlü Resmi Gazete'de yayımlanmış ve 2x12.9.1980 tarihinden itibaren yürürlüğe girmiştir. Anılan Yasa ile 1475 sayılı Kanunun 14. maddesinde yapılan değişikliğe göre, "... toplu sözleşmelerle ve hizmet akitleri ile belirtilen sürelerle hesap edilen kıdem tazminatının yıllık miktarı, 1475 sayılı İş Kanununa göre tespit edilmiş bulunan günlük asgari ücretin 30 günlük tutarının 7,5 katından fazla olamaz..."
Kıdem tazminatını tavan sınırlandırmasına tabi tutan bu hüküm buyurucu kamu düzeniyle ilgili olup, bu haktan yararlanma konusunda işçiler arasında eşitlik sağlanması amacına yönelik olarak düzenlenmiştir. Davacı işçi, 2320 sayılı Yasanın yürürlüğünden sonra iş akdi sona erdiğine göre alabileceği kıdem tazminatının 7,5 kat sınırlandırmasına tabi olduğu hususunda duraksama olmamalıdır.
Davanın asıl konusunu oluşturan (hizmet ikramiyesi)'ne gelince toplu iş sözleşmesinin metni yukarıda yazılı 74. maddesindeki, (... kıdem tazminatından ayrı olarak hizmet ikramiyesi ödenir...) hükmüne bakarak kıdem tazminatı ile hizmet ikramiyesinin ayrı ayrı türden ödemeler olduğu düşünülebilirse de, gerçekte her ikisinin de nitelikçe aynı olduğunun kabulü gerekir. Kıdem tazminatı "... basit ve yalın anlatımıyla, iş sözleşmesinin kanunda gösterilmiş belirli nedenlerden ötürü bozulması durumunda, işverenin; işçisine ödemek zorunda olduğu paradır..." (M. Çenberci-İş Kanunu Şerhi, Ankara-1972, Sayfa 323). Toplu iş sözleşmesiyle kabul edilmiş olan hizmet ikramiyesi de kıdem tazminatına hak kazanma koşuluna bağlanmış ve hizmet süresi belirli zaman süresini dolduran işçilere ödenmesi kabul edilmiştir. Toplu iş sözleşmesinin bu hükmü dahi dava konusu hizmet ikramiyesinin de kıdem tazminatıyla aynı amaçlara yönelik olarak kabul edildiğini ve nitelikçe aynı olduklarını göstermektedir. Öyle ise, kıdem tazminatı ve hizmet ikramiyesinin birlikte tutarının kıdem tazminatı olarak kabulüyle 7,5 katla ilgili sınırlandırmaya tabi tutulması gerekir. Davalı 7,5 katla sınırlı ödeme yaptığını savunduğuna göre de, bu savunmanın incelenmesi ve yukarıda belirlenen esaslar da gözönünde tutularak eksik ödeme olup olmadığının saptanmasından sonra ortaya çıkacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, bu önden herhangi bir inceleme yapılmaksızın eksik incelemeye dayalı karar oluşturulması ve böyle bir kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Direnme kararı bu nedenlerle bozulmalıdır.
SONUÇ: Davalı vekilini temyiz itirazlarının kabulüyle direnme kararının özel daire bozma kararında ve yukarıda yazılı sebeplerden dolayı HUMK'nın 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, 13.4.1983 gününde oyçokluğuyla karar verildi.