 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1982/579
K: 1984/524
T: 09.05.1984
DAVA : Taraflar arasındaki "takibin iptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İskenderun İcra Tetkik Merciince davanın reddine dair verilen kararın incelenmesi muteriz vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 29.12.1981 gün ve 8314-10356 sayılı ilamiyle; (..Bir belgeye çek vasfının verilebilmesi için T.T.Kanununun 692 maddesinde yazılı unsurları taşıması, bu unsurlardan noksan olan varsa aynı Kanunun 693. maddesi gereği tamamlanabilmesi gerekir. Olayda takip konusu belgede T.T. Kanunun 692/5. maddesinde yazılı keşide yeri unsuru mevcut olmadığı gibi ikmali de kabil değildir. O halde, borçlunun bu belgenin çek olmadığı yolunda ve yerinde olan itirazının kabulü ile kambiyo senedine dayanan yolla açılan takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, bu itirazın reddedilmesi bozmayı gerektirir.
T.T. Kanunun 701 ve 702. maddeleri hükümleri karşısında bir çekin zilyetliğinin devri ciro yolu ile mümkündür. Takip dayanağı 22.12.1980 tarihli olup, merciin çek olarak benimsediği belge arkasında muhatap Bankanın hesabı mevcut olmadığına dair şerhten başka, namına düzenlenmiş belgenin lehtarı (A. İ.)'in ciro şerhi bulunmadığı ve takip yapan kişinin bu durumda yetkili hamil sıfatını taşımadığı gözetilmeden ve bu nev'i belgeye dayanılarak kambiyo senedine mahsus yolla yapılan takibin İ.İ. Kanununun 170/a maddesi uyarınca süresinde yapılan şikayet ve itiraz üzerine mercii tarafından re'sen dahi iptali gerekeceği düşünülmeden bu konudaki borçlu vekilinin açık şikayetinin reddedilmesi de isabetsizdir..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden : Müteriz (Borçlu) vekili. Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü :
KARAR : Takip 22.12.1980 tarihli belgeye dayanmaktadır. Özel Daire ile mercii arasındaki anlaşmazlık bu belgenin niteliğinden doğmaktadır.
1981/982 sayılı icra dosyasındaki talepname bu belgenin çek olduğu görüşü ile doldurulmuş ve borçluya kambiyo senetlerine mahsus takip biçimi dairesinde 163 örnek ödeme emri tebliğ edilmiştir. Borçlu yasal itiraz süresi içinde takibin dayanağının çek sayılamayacağını itirazları arasında belirtmiştir.
Bir çekin bu vasfı kazanabilmesi, TTK.nun 692. maddesinde yazılı (mecburi ve mutlak) şekil şartlarını metninde bulundurmasına bağlıdır. Eğer bu unsurlardan mevcut olmayan var ise, bu noksanlığın TTTK.nun 693. maddesinde açıklanan biçimde tamamlanması mümkün olmalıdır. TTK. 693 maddesi hükmü de nazara alınmasına rağmen unsur eksikliği giderilmiyor ise, o belgeye çek niteliği verilemez.
Diğer taraftan, İİK. 170/a maddesine hükmü, icra tetkik merciine, süresinde yapılan itiraz veya şikayet dolayısıyla kendisine usulüne uygun şekilde intikal etmiş işlerde, kambiyo senetlerine mahsus usul dairesinde açılmış takibin dayanağı kambiyo senedinin bu niteliği haiz olup olmadığını re'sen incelemek görevini yüklemiştir. Kambiyo senedi değil ise takibin iptaline karar verilmelidir.
Olayda, 22.12.1980 tarihli takip dayanağı belge metninde TTK. 692/5 maddesinde yazılı "keşide yeri" unsuru yazılmamıştır. TTK. 692/son fıkrası uyarınca, metinde keşide yeri yok ise, bu çek (keşidecinin ad ve soyadının yazılı olduğu yerde) çekilmiş sayılır. 22.12.1980 tarihli belgede keşidecinin ad ve soyadı yanında böyle bir yer dahi gösterilmemiştir. o halde, bu unsurun noksanlığı nedeniyle bu belgeyi "çek" niteliğinde saymak olanağı kalmamaktadır. Metindeki "İskenderun" kelimesi muhatap bankanın bulunduğu yerdir; "ödeme yeri" ile "keşide yeri" unsurlarını birbirine karıştırmamak lazımdır.
Hal böyle olunca, icra tetkik merciinin İİK. 170/a maddesi hükmü uyarınca bu belgeye dayanan takibin iptaline karar vermesi zorunludur. Esasen bozmanın birinci bölümü de bu hususa işaret etmekte olup, merciin uyması gereken bu konuda direnmesi yasaya uygun değildir.
Açıklanan sebeple mercii kararı bozulup, takibin iptaline karar verileceğine nazaran, artık ve ayrıca takip yapan kişinin yetkili hamil sıfatını haiz olup olmadığını araştırmaya lüzum mahal kalmamaktadır.
SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda belirtilen ve Özel Daire bozma kararının birinci bendinde yazılı sebeplerden dolayı HUMK. 429. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 9.5.1984 gününde oybirliğiyle karar verildi.