Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1982/519
K: 1984/662
T: 06.06.1984
DAVA : Taraflar arasındaki "kadastro tahdidine itiraz" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, (Çeşme Kadastro Mahkemesi)nce davanın kabulüne dair verilen 4.11.1980 gün ve 155-270 sayılı kararın incelenmesi davalılar vekilleri ile müdahil vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 14. Hukuk Dairesi'nin 10.2.1981 gün ve 6857-1095 sayılı ilamı ile; (..Kadastro komisyonunca 116 ada 15 ve 16 parsel sayı ile tahdit edilen çekişmeli taşınmazların davacının satıcısına ait iskan belgesi ile davalılara ait tapu ve tesis kayıtları kapsamında kaldıkları, bu taşınmazları 1927 yılından beri Mustafa ve haleflarinin yedlerinde bulundurdukları, davacı ve fariğinin tasarrufları olmadığı dosya münderecatı, mahallen yapılan keşif ve uygulama, bilirkişi ve davacı tanıklarının sözlerinden anlaşılmıştır. Çekişmeli taşınmazların tevzii arazi defteri muhacirin kaydına mahsus esas defterlerinden çıkarılan örneklerden 1340 yılında davacının bayii Karaferya muhacirlerinden müteveffa Hasan Zevcesi Necibe Mustafa ile evlatları Sabri ve Vehbiye'ye verildikleri anlaşılmakta ise de; o zaman için haiz olduğu yetkiye dayanarak Hazine, bu yerleri adı geçenlerden geri almış, Mustafa'ya satmış
ve onun adına T. Evvel 1927 tarih ve 42 ve 43 numaralarda tapuya tescil edilmişlerdir. Bu suretle Mustafa, 116 ada 15 ve 16 parsel sayılı taşınmazların mülkiyetini iktisap etmiştir. Sonradan Hazinenin iskanen verdiği yerleri geri alma hakkı kaldırılmış ve bu yetki mahkemelere tevdi edilmiş isede, bu husus Mustafa'nın olay tarihinde yasal yoldan kazanmış olduğu mülkiyeti hakkını etkilemez. Davalılar da Mustafa'nın halefleri olduklarına ve onun kazanmış olduğu haktan yararlanacaklarına göre, davacının kişisel hakka dayalı çekişmeli taşınmazlarla ilgili mülkiyet iddiasının dinlenme olanağı bulunmadığı halde, aksine bazı görüş ve düşünce ile davanın kabulü, usul ve yasaya aykırıdır..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Temyiz eden: Davalılar vekilleri ile müdahil vekili.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve HUMK. nun 2494 sayılı Yasal ile değişik 438/son maddesi gereğince duruşma isteğinin reddine karar verilip, dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Dava, 116 ada 15 ve 16 parsel sayılı taşınmazları, kadastroca davalılar adına tahdidine karşı vaki itirazın reddine dair Kadastro Komisyonunca verilen ek kararın iptali ile taşınmazların davacı adına tapuya tescili istemine ilişkindir.
Tarafların iddia ve savunmaları ile dosyadaki belge ve kanıtlardan; çekişmeli taşınmazların, davacının bayiine ait iskan belgesi ile davalılara ait tapu kayıtlarının kapsamında kaldıkları ve 1927 yılından beri tapu kayıt malikleri Mustafa ile haleflerinin tasarruf ve zilyedliğinde bulundukları; taşınmazların, 1340 yılında davacının bayii Karaferya muhacirlerinden müteveffa Hasan zevcesi Necibe ile evlatları Sabri ve Vehbiye'ye iskanen verildikleri; ancak, namlarına tapuya tescil işleminin yapılmadığı; daha sonra, bu yerlerin Hazine tarafından Mustafa'ya satılıp, onun adına T. Evvel 1927 tarih. 42 ve 43 numaralarda tapuya tescil edildikleri ve tapuda satış yoluyla vake Kadastro Komisyonunca da 15 ve 16 parsel sayısı ile davalılar adına tahdit edildikleri anlaşlmaktadır. Esasen, maddi olguların gerçekleşme biçimi yönünden herhangi bir uyuşmazlık yoktur.
Bilindiği gibi, Medeni Kanunun 931. maddesi hükmüne göre, "Tapu sicilindeki kayda hüsnüniyetle istinat ederek mülkiyet veya diğer bir ayni hakık iktisap eden kimsenin bu iktisabı muteber olur". Bu hüküm, Devletin güvencesi altında bulunan tapu sicilindeki kayda (güven) ilkesinden kaynaklanmaktadır. Yasa koyucu anılan ilkeden hareketle, tapu sicilinde mevcut kayda güvenerek, iyi niyetle bir ayni hak iktisap eden kimseyi korumuş ve onun bu suretle vaki iktisabının geçerli sayılacağını vurgulamıştır. Ne var ki, bu kuralın uygulanamıyacağı, ayrı haller de bulunmaktadır. Örneğin, çifte tapuyu yerlerde, tapu siciline güven ilkesinin yürümiyeceği ve MK. nun 931. maddesi hükmünün uygulanma olanağı bulunmadığı, gerek Yargıtay uygulamalarından ve gerekse bilimsel görüşlerde oybirliği ile kabul edilmektedir. Aynı taşınmazın iki kez tapu siciline tescil edilmiş olduğu böyle bir durumda, hangi kayıt malikinin gerçek hak sahibi olduğu, önceki tarihli ve geçerli esasa dayanan tapu kaydı üstün tutulmak suretiyle belirlenmektedir. Çünkü, tapu sicili aleni olup, hiç kimse, taşınmaz malın tapuda bir başkası adına kayıtlı olduğunu bilmediğini ileri süremez.
İşte uyuşmazlık çözümlenirken, anılan bu ilkelerin de gözönünde tutulması gerekir.
Yukarıda da değinildiği üzere, bu davada, davacı kendi bayii adına mevcut olan iskan kaydına; davalılar ise, tapu kayıtlarına dayanmışlardır. Davalıların, nizalı taşınmazları iktisabı, tapu sicilindeki kaydına dayanarak, satın almak suretiyle gerçekleştiğine, kötü niyetli oldukları da iddia ve ispat edilemediğine göre, MK. nun 931. maddesi hükmünden yararlanmaları gerekir. Çünkü, tescil edilmemiş olan aynı hakları, tapu siciline iyi niyetle istinat etmiş bulunan üçüncü kişilere karşı mevcudiyetleri iddia edilemez (HGK., 15.9.1954 gün, 1/66 E., 80 K.). Bir başka anlatımla, taşınmaz mal üzerindeki haklar, tapu siciline dayanan üçüncü kişilerin haklarını etkilemez. Hal böyle olunca, davacının, davalıların sicile dayanan iktisabı karşısında, bayiinin iskan yoluyla kazandığı ve fakat tescil edilmemiş olan mülkiyet hakkına dayanması ve bunu davalılara karşı ileri sürmesi mümkün değildir.
Öte yandan, gerçekleşen bu maddi ve hukuki olgular karşısında, çifte tapunun varlığı da söz konusu olamaz. Çünkü, çifte tapudan söz edilebilmesi için, her şeyden önce tapu sicilinde iki ayrı kaydın mevcut olması gerekir. Oysa, ne davacı ve ne de bayii adına, tapuda bir kayıt oluşturulmuş değildir. Her ne kadar, İskan Kanunlarına göre, temlik ve tahsis işlemi tamam olunca tescilden önce de mülkiyet hakkı doğar ise de; bu hal, iskan kaydının tapu kaydı niteliğinde olduğu anlamına gelmez. Çünkü iskan kaydı, tapu sicilinin dayandığı aleniyet ve güven ilkesinden yoksundur. Şu halde, iskan defter kaydını tapu kaydı olarak nitelendirmek hukuken mümkün değildir. Bu durumda, olayımızda çifte tapunun varlığı da söz konusu olamıyacaktır.
İşte gerek yukarıda açıklanan ve gerekse Özel Daire bozma ilamında gösterilen ve Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen nedenlerle, bozma ilamına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. O halde, direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalılar vekilleri ile müdahil vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı(BOZULMASINA), 6.6.1984 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06
  • Kısmi Kabul ve Kısmi Red Kararından Sonra 3/4 oranından indirimli icra vekalet ücreti 
  • 26.04.2025 09:11


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini