 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1982/42
K: 1984/462
T: 25.04.1984
DAVA : Taraflar arasındaki" tapu iptali ve tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; ADANA Asliye 1. Hukuk Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 19.6.1980 gün ve 50-452 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 18.12.1980 gün ve 4971-6215 sayılı ilamı ile; (..dava konusu gayrimenkulün, davalıya 4753 sayılı Kanun uyarınca, 18.1.1954 tarihinde verildiği tapu kaydı örneğinden anlaşılmaktadır.
26.7.1972 gününde yürürlüğe giren 1617 sayılı Toprak ve Tarım Reformu Öntedbirler Kanunu'nun 89. maddesiyle; (4753 sayılı Kanuna dayanılarak dağıtılan tarım arazisi toprak ve Tarım Reformu kanunu yürürlüğe girinceye kadar başkalarına devir ve temlik edilemezler) hükmü getirilmiş ve bilahare çıkarılan 1757 sayılı Toprak ve Tarım Reformu Kanunu Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmiş, iptal hükmü 10.5.1978 gününde yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.
1617 sayılı Kanunun 8. maddesindeki genel bir tedbir niteliğinde olup hüküm 1757 sayılı Kanun ile ilga edilmediğine ve Anayasa Mahkemesi'nin iptal ettiği kanunun yok sayılması gerekeceğine göre, yasama organı tarafından bu konuda yeni bir düzenleme getirilinceye kadar 8. maddedeki devir ve temlik işleminin yapılmasını yasaklayan hükmün, olayda uygulanması gerekir. Dava tarihinde 25 yıllık takyit süresinin dolmuş bulunması sonuca etkili değildir.
Bu itibarla olayda davalının satış vaadi sözleşmesiyle yüklendiği, mülkiyetin devir ve temliki borcunu ifa edebilmesi, halen mümkün olmadığı gözetilerek davanın reddi gerekir iken, kabulüne karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz Eden: Davalı Vekili Av. (H.K.)
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA 25.4.1984 gününde oyçokluğu ile karar verildi.