 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1982/365
K: 1984/711
T: 13.06.1984
DAVA : Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, (Ödemiş 2. Asliye Hukuk Mahkemesi)'nce davanın reddine dair verilen 16.7.1981 gün ve 359-212 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 10. Hukuk Dairesi'nin 26.10.1981 gün ve 4543-5474 sayılı ilamı ile, (..Dava dilekçesinde, zararlandırıcı Sosyal Sigorta olayının meydana gelmesinden etkenlerden bulunan kaçınılmazlık oranı da düşülerek müddeabihi belirlenmiş olduğuna göre, mükerrer indirim sonucunu verecek şekilde bu oranın müddeabihten yeniden indirilmesi usule ve yasaya aykırıdır.
7/13987 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnameleri ile verilen avans niteliğindeki yardımların rücu alacağına konu edilmeyeceğinin düşünülmemesi, kezailik usule ve yasaya aykırıdır.
Bu tür rücu davalarında faize, tahsisler için onay, masraflar için de sarf ve ödeme tarihlerinden hükmedilmesi de ayrıca bozmayı gerektirmiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü :
KARAR : Sigortalı, meslek hastalığı nedeniyle, meslekte kazanma gücünü % 30,2 oranında yitirdiği için, davacı SSK. kendisine 456,036 TL. peşin değerli gelir bağlamış ve 2879 TL. tedavi masrafı yapmış ve bunun % 85'ine tekabül miktarı, dava dilekçesinin konu kısmında 390.078 TL. sonuç kısmında ise, 370.079 TL. olarak belirtmiştir.
7/13987 Kararname uyarınca bağlanan avanslar, bozma ilamının uyulan bölümü ve Yargıtay 10. Hukuk Dairesi ve Hukuk Genel Kurulu'nun yerleşmiş ve kökleşmiş kararları gereğince, rücu alacağına katılmayacağından, 52.727 TL. tutarındaki avans ödemeleri düşülünce, rücu tazminatının hesabına esas tutulacak gelirin 403.310 TL. ve masrafların da 2879 TL. olduğu anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 26/1. maddesidir. Bu tür rücu davalarında işveren, maddede belirlenen sorumluluk koşullarının gerçekleştiği oranda sorumlu tutulabilir. Bu nedenle, meslek hastalığının, işverenin, işçilerin sağlığını koruma ve işgüvenliği mevzuatı hükümlerine aykırı davranışı sonucunda oluşmuş bulunup bulunmadığı araştırılmış; bilirkişi raporuna göre, sigortalının % 30.2 oranındaki meslekte kazanma gücü kaybının % 6'sının kaçınılmaz olduğu, % 24.2 oranındaki bölümünün ise, işverenin, işçilerin sağlığını koruma ve işgüvenliği mevzuatına aykırı davaranışı sonucu meydana geldiği anlaşılmıştır. Kaçınılmazlık olgusuna ilişkin bölümden, anılan Kanunun 26/2. maddesi uyarınca işverenin sorumlu tutulması mümkün olmadığından, matematiksel bir işlemle, işverenin kusuru (24,2x100 : 30.2 = % 80,13) olarak hesaplanacağından, bağlanan gelirlerin (403.310 x % 80,13 = 323.172.30 TL.) ve masrafların (2879 x % 80,13 = 2306.94 TL.)lık kesiminden, işverenin sorumlu tutulması gerekir. Davacının talebinin 390.078 veya 370.079 TL.olarak kabulü, herhalükarda talep, hüküm altına alınması gereken miktardan fazla olduğundan ötürü, sonucu etkilememektedir.
Bu nedenlerle, davacının, işverenin sorumlu olmayacağı kaçınılmazlık oranına ilişkin bölümü düşerek müddeabihi belirlediği, mahkemenin bunu nazara almadan, mükerrer indirim sonucu yazılı şekilde eksik rücu tazminatına hükmetmiş bulunduğu ortadadır.
Öte yandan, bu tür rücu davalarında, hüküm altına alınan tahsisler için onay, masraflar için de sarf ve ödeme tarihlerinden başlayarak faize hükmedilmesi lazım geldiği yönü Yargıtay'ın yerleşmiş içtihatları gereğidir.
O halde, yukarıda açıklanan nedenlerle Özel Daire bozma ilamının 2 ve 4 numaralı bentlerinde öngörülen bozma nedenlerine dahi uyulmak gerekirken, yazılı nedenlerle eski kararda direnilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 13.6.1984 gününde oybirliği ile karar verildi.