 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1982/293
K: 1984/435
T: 18.04.1984
DAVA : Taraflar arasındaki "tapu iptali ve tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Bafra Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 10.12.1980 gün ve 1972/441-897 sayılı kararın incelenmesi davacılar tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 13.5.1981 gün ve 1981 gün ve 1981/5446-5558 sayılı ilamı ile; (...Davacı tarafından verilen 24.7.1980 tarihli dilekçede isimleri yazılı şahitler (R) ve (H.Ç.) dinlenmemiş, dinlenmeme nedeni açıklanmamıştır. Uyuşmazlığın niteliği bakımından iddia ve savunmanın her türlü delille isbatı olanağının varlığı nazara alınarak, davacı tarafından gösterilen şahitler (R.) ve (N.Ç.) çağırılıp bilgilerine başvurulmak, aykırılık vukuunda giderilmeye çalışılmak ve deliller beraberce takdir olunup sonucuna göre bir karar verilmek gerekir iken, mahkemece bundan zuhul ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz Eden: Davacılar vekili,
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Usulün 151/2 ve 153. maddelerinin birlikte incelenmesinden, tutanakların isbat kuvveti ile kapsamının ne olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Taraf vekilleri, Özel Daire bozma kararından sonra açılan duruşmanın 25.11.1981 günlü oturumunda, bozma ilamına uyulmasını istemişlerdir.
Bilindiği gibi, HUMK.nun 429. maddesi hükmüne göre, Yargıtay bozma kararı üzerine hakim (mahkemece) tarafları duruşmaya davet edip dinlendikten sonra, bozma ilamına uyulup uyulmayacağına karar verir. Görülüyor ki mahkeme, bozma ilamına uyma zorunda olmayıp eski kararında direnebilir. Ancak, bozma nedenlerinin kamu düzenine ilişkin ve dolayısıyla hakimin kendiliğinden (re'sen) gözönünde bulundurması gereken sebeplerden olmaması halinde, taraflar veya vekilleri bozma ilamına uyulmasını istemişlerse, mahkemece bozma ilamına uyulmak gerekir. Nitekim, Yargıtay'ın yerleşmiş ve kurallaşmış uygulaması da bu doğrultudadır. (H.G.K. 2.2.1983 gün ve 1979/7-1937 E. 1983/70 K. HGK. 23.2.1983 gün, 1982/4-667 E. 176 K. HKG. 25.2.1983 gün, 1981/8-243 E. 181 K. HGK. 25.5.1983 gün, 1983/4-377 E. 580 K.).
Temyiz incelemesine konu bu davada da taraf vekilleri bozma ilamına uyulmasını istediklerine ve kamu düzeni nedeniyle mahkemenin kendiliğinden (re'sen) direnme kararı verebileceği bir durum da mevcut bulunmadığına göre, bozma kararına uyulmak gerekirken, eski kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, 18.4.1984 gününde oybirliği ile karar verildi.