 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1982/286
K: 1984/612
T: 23.05.1984
DAVA : Taraflar arasındaki "634 sayılı Kanuna muhalefet" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; BAKIRKÖY 2. Sulh Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 18.6.1981 gün ve 1980/1416-1981/756 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 14.9.1981 gün ve 1981/7879-8633 sayılı ilamı: (...Onaylı değişiklik projeleri geçerlidir. Ancak: Bu işlemin Yasaya aykırı olarak düzenlendiğini ileri sürenler, idari yargı yoluna başvurarak iptalini dava edebilirler. İptal edilmedikçe bu projeye göre yapılan işlem, tesis ve değişiklik kaldırılamaz. Bu yönler düşünülmeden mahkemece onaylı değişiklik projesi geçerli görülmeyerek hüküm verilmesi yasaya aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Davacı, dava dilekçesinde, (...davalının, 634 sayılı kanuna göre kat irtifakı kurulmuş olup, kendisinin de kat maliki bulunduğu apartmanın, bodrum katındaki 1 numaralı bağımsız bölümün maliki olduğunu; teşhir galerisi olarak kululanılan bu bölümün, binanın asıl projesine göre, üst katındaki dükkan ile irtibatlı olup, bağlantısının bu dükkandan açılan merdivenle temin edilmiş bulunduğunu; buna rağmen davalının, diğer kat maliklerinin muvafakatını almadan ve tasdikli ana projeye aykırı olarak apartmanın ortak yerlerinden olan ön bahçede hafriyat yapmak suretiyle anılan yere bir merdiven inşa ettiğini; bu yüzden, apartmanı su bastığını ve zarara neden olduğunu; taşınmazın kullanma şeklinin değiştirildiği ve estetiğinin bozulduğunu...) ileri sürerek, merdivenin kal'i ile binaya ve ortak yerlere yapılan müdahalenin önlenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, (...dava konusu merdivenin, imar affına göre yaptırılıp tasdik edilmiş bulunan tadilat projesine uygun şekilde inşa edildiğini; ana taşınmazın kullanma şeklini ve estetiğini bozucu niteliğinin bulunmadığı gibi, su baskını ile de ilgilisi olmadığını...) savunmuştur.
Yerel mahkeme, (...kat maliklerinden birinin, diğer kat maliklerinin rızasını almadan yaptırdığı tadilat projesinin, bağlayıcı niteliği bulunmadığı; böyle bir projeye dayanılarak yapılan değşikliklerin, Yasaya uygun olduğundan söz edilemiyeceği...) gerekçesiyle, davayı kabul ederek, "...davalı tarafından ortak yerlerden olan bahçede harfiyat yapılarak inşa edilen merdiven ve ana taşınmazın duvarı delinmek suretiyle açılan kapının, tasdikli projedeki gibi, eski hale getirilmesine ve bunun için davalıya 30 günlük süre verilmesine..." karar vermiştir. Bu karar, davalının temyizi üzerine, Özel Dairenin metni yukarıya aynen alınan ilamiyle bozulmuş; ancak, mahkeme, önceki kararında direnmiştir.
Olayda, davalı tarafından yaptırılan, dava konusu merdiven ve kapı inşaatının, onaylı değişiklik tadilat projesine dayandığı; ancak, bu değişiklik projesinin diğer kat maliklerinin rızası alınmadan yaptırıldığı tartışmasızdır.
Mahkeme ile Özel Daire arasındaki uyuşmazlık, (...kat maliklerinden birinin, diğer kat maliklerinin muvafakatını almadan yaptırdığı, onaylı değişiklik projesinin geçerli olup olmadığı ve bu proje iptal edilmedikçe, yapılan tesis ve değişikliğin kaldırılmasının istenip istenemiyeceği...) noktasında toplanmaktadır.
Bilindiği gibi, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 19. maddesi, kat maliklerinin ana taşınmazın mimari durumunu titizlikle korumak mecburiyetinde olduklarını ve kat maliklerinden herhangi birinin bütün kat maliklerinin rızasını almadıkça ana taşınmazın ortak yerlerinde inşaat, onarım ve tesisler yaptıramıyacağını, hükme bağlamıştır. Bununla beraber, bütün kat malikleri oybirliği ile karar vermiş olsalar bile, ortak yerlerde, imarca onanmış proje dışında ve imar mevzuatına aykırı şekilde inşaat; onarım ve tesis de yapılamaz. Çünkü, bu konu kamu düzeni ile ilgilidir. HGK. 5.10.1974 gün, 1973/1-870 E., 1080 K; 13.4.1977 gün, 1976/5-3217 E; 363 K.; ve yine HGK. 14.4.1978 gün 1977/5-334 E.; 325 K.).
Görülüyor ki, ana taşınmazın ortak yerlerinde, inşaat, onarım ve tesis yapılabilmesi için, kat maliklerinin tümünün muvafakatı ile imar mevzuatına uygun şekilde bir proje değişikliğine ve ruhsat alınmasına ihtiyaç vardır. Ancak, bu şekilde gerçekleştirilen bir proje değişikliği, hukuken geçerli ve bütün kat malikleri için bağlayıcı olabilir.
O halde, kat maliklerinden birinin, ana taşınmazın ortak yerleri için diğer kat maliklerinin muvafakatı dışında, kendi başına yaptırdığı ve her nasılsa onaylattığı bir değişiklik projesinin, geçerliliği ve öteki kat maliklerini bağlaması düşünülemez. Hal böyle olunca, bağlayıcı niteliği bulunmayan böyle bir değişiklik projesinin iptaline de gerek yoktur.
Temyiz incelemesine konu olan bu davada; tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları ile dosyadaki belgeler ve bilirkişi raporlarından, davalının, gerek Kat mülkiyeti kanununun ve gerekse imar mevzuatına uygun şekilde, öteki kat maliklerinin rızasını almaksızın, ana projede yaptırdığı değişikliğe dayanarak, ana taşınmazın ortak yerlerinden olan bahçede kazı yapmak ve duvarı delmek suretiyle, merdiven inşa edip, kapı açtığı anlaşılmaktadır. Hiç kuşku yoktur ki, davalının bu tutum ve davranışının, yukarıda açıklanan ilkelerin ışığı altında, haklı ve yasal olduğundan söz edilemez. Nitekim, İstanbul belediyesi, Bakırköy Şube Müdürlüğü İmar İşleri Şefliğinin dosyada mevcut 18.6.1981 gün ve 4338 sayılı yazısında aynen; (...581 parsel sayılı yere ait af kapsamına giren mevcudun bodrum + zemin katında yapılan tadilat ile çekme katın tama iblağına ait tadilat projesi, 15.12.1980 gün, 1979/6138 sayı ile İmar Müdürlüğünce tasdik edilmiş olup, 7.2.1980 gün 282-4039 sayılı Belediye Encümen kararı ile onaylanarak iskan raporları ile birlikte Şubemize intikal etmiştir. Hissedar muvafakatı ruhsat verilerken arandığından muvafakat ibraz edildiği takdirde tadilat projesi ve iskan verilecektir...) denilmek suretiyle, tadilat projesi ve ruhsat verilebilmesi için, bütün kat maliklerinin muvafakatına ihtiyaç bulunduğu açık vurgulamıştır.
Görülüyor ki, bütün kat maliklerinin muvafakatı olmadıkça, salt değişiklik projesinin tasdik edilmiş olması olgusu, hukuki bir sonuç doğurmayacaktır. Bu durumda ise, esasen diğer kat maliklerini bağlamıyacak olan projenin iptali için dava açılmasına da gerek yoktur.
O halde yukarıda açıklanan nedenlerle, Usul ve Yasaya uygun bulunan irenme kararı ONANMALIDIR.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA gerekli temyiz ilam harcı peşin alınmış olduğundan başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 27.4.1984 günü yapılan birinci görüşmede çoğunluk sağlanamadığından ikinci görüşmede 23.5.1984 gününde oybirliğiyle karar verildi.