 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1982/275
K: 1984/476
T: 25.04.1984
DAVA : Taraflar arasındaki "yola vaki müdahalenin men-i" davasından dolayı yapılan yargılama sonuda, Palu Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 14.7.1980 gün ve 1979/245 E. - 1980/252 K. sayılı kararın incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmesi üzerine yargıtay 1. Hukuk dairesinin 10.11.1980 gün ve 1980/12792-13877 sayıl ilamıyla; (...Davacı dava konusu taşınmazın umuma mahsus yol olduğunu ileri sürerek elatmanın önlenmesini istemiştir. Tapulama paftasında nizalı yerin dere yatağı olarak tesbit gördüğü saptanmıştır dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar da bu durumu doğrulamışlardır. Mahkemece dere yatağına elatmanın önlenmesine karar verilmiştir. Oysaki; dere yatağına elatmanın önlenmesi konusunda davanın aktif dava ehliyeti yoktur. Bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekli iken yazılı düşüncelerle men kararı verilmesi yasaya aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz Eden: Davalılar: (M.S.), (İ.), (A.K.) ve (A.B.)
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Dava konusu oluşturan ve paftasında (A.) harfi ile gösterilen yerin (çay) olarak tesbit dışı bırakıldığı dosyadaki belgelerden anlaşılmaktadır. Davacı ötedenberi bu dere yatağından yararlanmak suretiyle, 274 ve 276 parsel sayılı taşınmazlarına gittiğini, ancak son zamanlarda davalıların bu dere yatağını kapattıklarını ileri sürerek elatmalarının önlenmesini istemiştir. Çekişmeli yerin (çay), dere yatağı olması itibariyle Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu tartışmasızdır. Bu gibi yerlerden, özellikle kuru olması halinde, o civarda taşınmazları olan harkesin gelip geçmek suretiyle yol olarak yararlanmaları mümkündür. bu yararlanmaya başkalarının şu ya da bu nedenle engel olmaları halinde ise hukuki himaye talep edilmesi, yani dava yoluyla bu haksız müdahalelerin önlenmesi mümkündür ve bu itibarla da somut olayda davacının akti dava ehliyeti vardır.
O halde, yerel mahkemenin bu yöne ilişkin direnme kararı doğrudur. Ancak işin esası ile ilgili temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle direnme kararı doğru bulunduğundan, işin esası incelenmek üzere dosyanına 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine 25.4.1985 gününde oyçokluğuyla karar verildi.