 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1982/256
K: 1983/747
T: 24.06.1983
DAVA: Taraflar arasındaki "kıdem tazminatı alacağı" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 2. İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 11.6.1981 gün ve 630-618 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenmesi üzerine,
Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2.10.1981 gün ve 1981/8323-11289 sayılı ilamı:
(... 1475 sayılı İş Kanunu'nun 1927 sayılı Kanun ile değişik 14 üncü maddesinin 12. fıkrasına göre kıdem tazminatına esas olacak 30 günlük ücret tutarının beher yıl için nazara alınacak miktarının 1475 sayılı İş Kanunu'na göre tesbit edilmiş olan günlük asgari ücretin 30 günlük tutarının yedibuçuk katından fazla olmaması gerekir. Bu sınırlayıcı hüküm Anayasa Mahkemesince iptal edilmişse de; iptale ilişkin Anayasa Mahkemesi kararı 14.4.1980 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Anayasanın 152. maddesi uyarınca Anayasa Mahkemesinin iptal kararları geriye yürümez.Buna göre 14.4.1980 tarihinden önceki fesihlerde ödenecek kıdem tazminatı hesabında 7,5 kat sınırlarının gözönünde tutulması gerekir. Davacının iş akti 14.4.1980 tarihinden önce tazminatı peşin verilerek feshedilmiş olduğuna göre, kıdem tazminatı hesabında 7,5 kat sınırlarını uygulanması icabeder.
İhbar öneline ait ücret peşin verilmek suretiyle yapılan feihlerde ihbar öneli hizmet süresine eklenemez. Bu konuda Toplu İş Sözleşmesine hüküm konulamaz, hüküm varsa geçerli sayılamaz. Bu itibarla Toplu İş Sözlemesinin ilgili hükmü sadece ücret artışlarıyla ilgili olduğu bunun dışındaki durumları kapsamadığı şeklinde anlamak gerekir. Bu hukuki esaslar gözetilmeden hüküm tesisi isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
KARAR: Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel İdare bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen sebeplerden dolayı BOZULMASINA 24.6.1984 gününde oybirliğiyle karar verildi.