 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1982/189
K: 1984/645
T: 01.06.1984
DAVA : Taraflar arasındaki "elatmanın önlenmesi, kal' ve ecrimsil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, (Bakırköy 2. Asliye Hukuk Mahkemesi)'nce davanın kısmen kabulüne dair verilen 6.4.1979 gün ve 326-153 sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine; Yargıtay 1. Hukuk Dairesi'nin 22.11.1979 gün ve 13617-13332 sayılı ilamiyle, (...Dava konusu taşınmaz Hazine adına tapuda tarla olarak kayıtlıdır. Önce Hazinece 4753 sayılı Yasaya göre dağıtıma tabii tutulmuş iken, sonradan amacına uygun kullanılmadığından hükmen geri alınmıştır. Bu niteliğine göre taşınmazın yine aynı amaçla kullanılmak üzere dağıtıma tabii tutulması gerektiği kuşkusuzdur. Bu nedenle Hazinenin bu taşınmaz üzerinde davalı tarafından yapıldığı saptanan binayı temellük etmesi ve olayda Medeni Kanunun 648 ve müteakip maddelerinin uygulanması mümkün değildir. Hal böyle olunca, davacı Hazinenin elatmanın önlenmesi ve kal' isteğinin kabulüne karar verilmesi gerekli iken, yazılı olduğu üzere, bu istekler yönünden davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü :
KARAR : Dava, davacı Hazine adına tapuda kayıtlı bulunan taşınmaza, davalının elatmasının önlenmesi ve inşa edilen binanın yıkımı (kal'i) ile işgal tazminatı isteğine ilişkindir.
Mahkemece, elatmanın önlenmesi ve kal' isteğinin reddine karar verilmiş; bu karar, Özel Dairenin metni yukarıya aynen alınan ilamiyle bozulmuş ise de, mahkeme, eski kararında direnmiştir.
Dava konusu taşınmazın, 4753 sayılı Yasa gereğince dağıtıma tabii tutulduğu 1959 yılından, davanın açıldığı tarihe kadar geçen zaman içerisinde, gelişen sanayi ve yerleşme alanı içinde kaldığı ve bu nedenle, anılan Yasanın amacına uygun şekilde, tarla olarak kullanılıp, yeniden dağıtıma tabii tutulmasına olanak bulunmadığı, mahkemece toplanan, dosyada mevcut belge ve kanıtlardan anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, davacı Hazinenin, yeniden dağıtıma tabii tutması mümkün olmayan bu taşınmaz üzerine davalı tarafından inşa edilmiş bulunan binayı temellüke yanaşmaması karşısında, mahkemenin kal' isteğinin reddine karar vermiş olması doğrudur.
Hükümden sonra, 2805 ve 2891 sayılı Yasalar yürürlüğe konulmuş ve belediye sınırları içerisinde kalan bir kısım taşınmazlarla ilgili olarak, yeni bazı düzenlemeler getirilmiştir. Dava konusu taşınmaz da belediye hudutları içerisinde bulunduğuna göre, anılan Yasa hükümleri gözönünde tutulmalı ve özellikle, 2805 sayılı Yasanın 13/b-1 maddesi gereğince, taşınmazın mülkiyetinin yerel belediyeye geçip geçmediği araştırılmalı; mülkiyeti belediyeye geçen yerlerden ise, davacı Hazinenin aktif dava ehliyetinin ortadan kalktığı gözönünde tutulmalıdır. Bu durumda ise mahkemece yapılacak iş; HUMK.nun 186. maddesi hükmünce, davanın devamı sırasında dava konusu taşınmazın mülkiyetini iktisap eden yerel belediyenin, davalının muvafakatına ihtiyaç olmaksızın, davacı Hazinenin yerine geçip, onun hak ve yetkilerini kullanabileceği gözetilerek, yeni malikin huzuru ile davayı görmek ve hasıl olacak sonuç uyarınca bir karar vermekten ibarettir (HGK. 19.10.1983 gün, 1980/1 - 2348 E. 973 K. HGK. 25.4.1984 gün, 192/1 - 267 E. 474 K.).
Öte yandan, davacı Hazine, tapu kaydına ve MK.nun 618. maddesi hükmüne dayanarak, elatmanın önlenmesini istediğine ve davalının, taşınmaza haksız olarak elattığı da gerçekleştiğine göre, mahkemece elatmanın önlenmesi isteğinin dahi reddi usul ve yasaya aykırı olup, kabul şekli bakımından bozmayı gerektirir.
O halde, yukarıda açıklanan esaslar çevresinde gerekli inceleme yapılarak, hasıl olacak sonuç uyarınca bir karar verilmek gerekirken, yasaya uygun düşmeyen gerekçelerle eski kararda direnilmesi bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Davacı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen sebeplerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine ilk görüşmede çoğunluk sağlanmadığından, 1.6.1984 günü yapılan ikinci görüşmede, oyçokluğu ile karar verildi.