 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1982/148
K: 1984/564
T: 18.05.1984
DAVA : Taraflar arasındaki "tapulama tesbitine itiraz" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Niksar Tapulama Mahkemesi'nce davanın reddine dair verilen 25.9.1980 gün ve 242-27 sayılı kararın incelenmesi davacı tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 7. Hukuk Dairesi'nin 16.12.1980 gün ve 12988-13861 sayılı ilamiyle; (... Mahkemece bilgilerine başvurulan bir kısım bilirkişi ve tanıklar nizalı parselin öncesinin Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan bataklık yerlerden olduğunu, davacının miras bırakanı tarafından ihya edildiğini ve kurutulduğunu; bir kısım tanıklar ise, aşağı taraftaki tarlalara su götürmek için kanal açıldığını, bu nedenle taşınmazın kuruduğunu haber vermişlerdir. Bir yerde ihyanın varlığının kabul edilebilmesi için taşlık, çalılık, fundalık yerlerin ya da deliceliklerin para ve emek sarfı ile kültür arazisi veya zeytinlik haline getirilmesi gerekir. Olayda ihyadan söz edilmişse de ne biçimde gerçekleştiği, koşullarının var olup olmadığı araştırılmamıştır. O halde, mahkemece bu yön zilyede açıklattırılmalı, gerek görüldüğünde araştırılmalı, sonuca göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yön gözetilmeden hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi; Tapulama hakimi sicil oluşturmakla yükümlüdür. Kararında kim adına tescile karar verildiğini hükümde açıklamak zorunluğundadır. İlamın eki olmayan Tapulama Komisyon kararına gönderme yapılmak suretiyle hüküm kurulamaz. Mahkemece bu yönün dahi gözönünde tutulmaması isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz Eden: Davacı (H.K.)
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Özel Daire bozma ilamında da belirtildiği gibi, mahkemece bilgilerine başvurulan bir kısım bilirkişi ve tanıklar, (... nizalı parselin öncesinin Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan bataklık yerlerden olduğunu, davacının miras bırakanı tarafından ihya edildiğini ve kurutulduğunu...) bildirmişlerdir. Diğer bir kısım tanıklar ise, (...aşağı taraftaki tarlalara su götürmek için kanal açıldığını ve bu nedenle taşınmazın kuruduğunu...) haber vermişlerdir. Bir yerde, ihyanın varlığının kabul edilebilmesi için, taşlık, çalılık, fundalık yerlerin ya da deliceliklerin para ve emek sarfı suretiyle kültür arazisi veya zeytinlik haline getirilmesi gerekir. Olayda, ihyadan söz edilmiş ise de, bunun ne şekilde gerçekleştiği ve özellikle, koşulların var olup olmadığı araştırılmamıştır.
O halde, mahkemece, bu yön zilyede açıklattırılmalı, gerek görüldüğünde sulama kanalının açılma günü ve bataklığın kurutulmasında zilyedin hangi eyleminin ihya sayıldığı yönü üzerinde gerekli araştırma ve inceleme yapılmalıdır. Şayet, davacı ya da miras bırakanı tarafından, para ve emek sarf edilmeksizin, diğer tarlalara su götürülmesini sağlamak ya da bataklığı kurutmak için kanal açılmak suretiyle, taşınmaz tarım sini sağlamak ya da bataklığı kurutmak için kanal açılmak suretiyle, taşınmaz tarım arazisi haline dönüştürülmüş ise, bu tür yerlerin zilyetlikle mülk edinilmesine olanak bulunup bulunmadığı ve tapulama gününe göre, kazandırıcı zamanaşımı yolu ile mülk edinme koşullarının zilyet yararına gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılmalı ve toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle, varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
Öyle ise, mahkemece bu yönler gözetilerek, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Davacının temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen sebeplerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA 18.5.1984 gününde oybirliğiyle karar verildi.