Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1982/127
K: 1984/361
T: 04.04.1984
DAVA : Taraflar arasındaki "tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ermenek Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine karar verilen 23.3.1981 gün ve 1978/360 Esas, 1981/39 Karar sayılı kararın incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 19.6.1981 gün ve 1981/8013-8903 sayılı ilamı: (...Davacılar vekili, müvekkillerinin aralarının bulunduğu Ermenek kazası aşağıçağlar köyünün Keban mevkiinde 17.7.1978 günü keçi otlatmakta olan davalıların çocukları Muhtalip Çakır, Nezahat Bağcı ve Güldene Çelebi'nin bal hırsızlığı yapmak üzere arı kovanlarının yanına vardıklarını, tütsü yaparken de müvekkillerine ait arıların ve kovanların yanmasına sebebiyet verdiklerini ileri sürerek müvekkillerinin uğradıkları zararın Medeni Kanunun 320. maddesi hükmünce çocuklarının eylemlerinden sorumlu bulunan davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiş, C. Savcılığı soruşturma evrakını, Sulh Hukuku Mahkemesinin tesbit dosyasını ve tanık ifadelerini davaya dayanak yapmıştır. Davalılar ve vekilleri davyanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davalılar vekilinin isteği üzerine mahallinde yapılan keşif sonucu düzenlenen 19.10.1980 tarihli bilirkişi raporuna göre, kovanların bulunduğu yere çocukların geçmesine imkan olmadığından davalıların çocuklarının normal olmayan hünerlerle bu arı kovanlarının bulunduğu yere geçtiklerinin davacı tarafça isbat edilemediğinden ve tanıkların da somut bilgileri olmadığından sözedilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Gerçi mahkemenin hükmüne dayanak yaptığı 19.10.1980 günlü bilirkişi raporuna göre (krokide A ve B ile işaret edilen arılığa yani arı kovanlarının bulunduğu yere davalıların çocuklarının girmelerinin mümkün olamıyacağı) sonucuna varılabilir. Ne var ki, olayla ilgili olarak C. Savcılığınca yapılan hazırlık soruşturması evrakı incelendiğinde; davalıların çocukları olan Muhtalip Çakır, Nezahat Bağoz ve Güldane Çelebi'nin (olay günü bal hırsızlığı yapmak üzere kovanların bulunduğu yere girdiklerini ve kovanlardan bal almak için tütsü yaktıklarını ve çaldıkları balı evvela bir naylon torbaya koyduklarını ve naylon torbanın delik olduğu anlaşılıncada Nezahat'in boş olan ekmek bohçasına koyduklarını ve bu ekmek bohçası da balı sızdırınca Muhtalip Çakır'ın ekmek bohçasına balı koyduklarını) açıkça ikrar ettikleri görülmektedir. Öte yandan, hazırlık soruşturması sırasında ekmek bohçasının arı kovanlarının yanında elde edilmesi ve çocuklarca ifyade edildiği gibi kayalar üzerinde bal bulaştığının tesbit edilmesi de (babalarının da huzurlarında karakolda alınan) bu çocukların itirazlarını doğrulamaktadır. Keza olay günü davalıların çocuklarının olay yerine yakın bir mahalde beraberce kuzu otlattıkları ve birarada kaldıkları da tartışmasızdır. Bu durumda, mahkemece yukarıda açıklanan deliller red ve tahlil edilmeden, bilirkişinin (bu çocukların arı kovanlarının bulunduğu yere geçmesi mümkün değildir) şeklindeki yetersiz görüşüne itibar edilerek ve eksik inceleme sonucunda davanın reddedilmiş olması bozmayı gerektirir. O halde mahkemece yapılacak iş; davalıların çocuklarının (bal almak için oyuk bir teneke içerisinde tezek yakarak arı kovanlarına tütsü yaktıklarını ve ancak balı aldıktan üç dört saat sonra yangının çıkmış olduğunu) itiraz etmiş olmaları karşısında, çocukların tütsü için yaktıkları tenekedeki ateşin yangına sebep olup olamayacağı, yangına sebep olur ise bu yangının üç ayrı grup halinde olan tüm dolu ve boş kovanlara sirayetinin ne şekilde mümkün olacağı hususlarında mahallinde yeniden bilirkişi tetkikatı yaptırmak ve bütün deliller birlikte tartışıldıktan sonra sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuka Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağyıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk genel kurulunca da benimsenen Özel daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi Usul ve Yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacılar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, 4.4.1984 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • alt kattaki kiracı geceden sabaha kadar klima açıyor motor sesi çok rahatsız edici 
  • 28.07.2025 02:29
  • 6 senedir Tüfe Oranının Çok Üstünde Artış Yapan Ev Sahibimiz İle İlgili Ne Yapabiliriz? 
  • 27.07.2025 20:15
  • İcra borcu ödemesi gecikirse ne olur 
  • 21.07.2025 07:38
  • Emlakçının yanlış beyanı 
  • 16.07.2025 04:54
  • Merkezi Sistemden Bireysel Doğalgaza dönüşüm yapıldı Ev sahibi yaptırmıyor 
  • 09.07.2025 20:12


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini