Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1982/10-72
K: 1984/422
T: 18.4.1984
506/m.116,99
Taraflar arasında "tesbit" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Ankara 6. İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 25.2.1981 gün ve 1980/650-1981/231 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 10. HNukuk Dairesinin 2.4.1981 gün ve 1327-1934 sayılı ilamiyle; ( ... Davacı ( A.A. )'ün 30.4.1953-31.12.1977 tarihleri arasında sigortalı olarak çalıştığından bahisle davalı Kuruma verdiği 9.5.1978 tarihli dilekçesiyle kendisine yaşlılık aylığı bağlanması isteminde bulunduğu, Kurumca gerekli işlemler yapılarak, davacının 31.12.1977 tarihinde işinden ayrılması nedeniyle 1977 yılına ait gelirlerin yaşlılık aylığı hesabına katılmadığı da belirtilerek aylık bağlandığı hususu 18.5.1979 gün ve 51312-284209 sayılı yazı ile kendisine bildirildiği, taraflar arasında bu konuda karşılıklı yazışmalar yapıldığı ve Kurumca en son 22.8.1980 günlü yazı ile; 18.5.1979 günlü yazıda tebliğ olunan hesap yönteminde değişiklik yapılamayacağının bildirilmesi üzerine de, bu davanın 16.10.1980 tarihinde açıldığı tartışmasızdır.
Diğer taraftan, Kurumca bağlanacak aylıkların hesap ve tespitini takiben, durumun ilgililere tebliğ olunacağı ve tebliğ tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde de yetkili mahkemeye, sigortalı veya hak sahiplerince başvurularak Kurum kararına itiraz olunabilecei, 506 sayılı Sosyal Sigortalar kanununun 116. maddesi hükmü gereğidir.Bu durumda; davada öncelikle halledilmesi gereken ön sorun, anılan sürenin hukuksal niteliğini ne olduğu ve davanın yasal süre içerisinde açılıp açılmadığı konularıdır.
Davacının istemi üzerine, Kurumca hesaplanan ve tesbit edilen maaş yöntem ve miktarı, 18.5.1979 günlü yazı ile kendisine tebliğ olunmuştur. Yapılan bu tebliğ tarihinin yasada anılan 1 yıllık sürenin başlangıcını teşkil etmek gerekeceği, davacının yazışmalara yer bırakmadan davasının yasal sürede açılması gereği ise ortadadır. Diğer yönden anılan sürenin hak düşürücü nitelikte bulunduğu ve mahkemelerce görevleri gereği re'sen gözönünde tutulmak lüzumu da Dairemizin yerleşmiş ve kökleşmiş görüşlerindendir.
Önemli olan bir diğer nokta ise; 116. maddenin kapsamının ne olduğudur. Anılan maddenin malullük, ölüm ve yaşlılık aylıklarına hak kazanılıp kazanılmadığı, diğer deyimle hakkın doğumu ile ilgili bulunmadığı kuşkusuzdur. Ne var ki; "yaşlılık aylığının hesaplanması" madde başlığını taşıyan 506 sayılı Yasanın 561. maddesi ile 116. maddesinin 1. fıkrasında mevcut "... hesap ve tespit ederek..." şeklindeki paralellik karşısında, 116. maddenin hesap yöntem ve esaslarını da kapsadığı, diğer deyimle sadece maddi hesap hatalarını içermediği de ortadadır.
Bu nedenlerle; mahkemece, yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal nedenler göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi usule ve yasaya aykırıdır... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
KARAR :
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Davacı 30.4.1953-31.12.1977 tarihleri arasında, sigortalı olarak çalıştığını ileri sürerek 9.5.1978 günlü dilekçesiyle, Sosyal Sigortalar Kurumuna başvurmuş, yaşlılık aylığı bağlanmasını istemiştir. Kurum, 18.5.1979 tarihinde, yaşlılık aylığı bağlamıştır. Ancak, 506 sayılı Kanunun 61/B maddesi uyarınca ( ... son 5 takvim yılının en yüksek aylıklı 3 yılının prim hesabına esas tutulan kazanç tutarlarına göre bulunacak ortalama yıllık kazancı... ) 1977 yılı kazancını hesaba katmaksızın belirleyerek, yanlış göstergeyi esas almış, yaşlılık aylığını eksik bağlamıştır. Davalı Kurum, davacının 31.12.1977 tarihinde işten ayrıldığını, bu nedenle 1977 takvim yılında tam çalışma olmadığını ve bu bakımdan 1977 yılı kazançlarının gösterge bulunmasında kullanılan ortalama yıllık kazanç tesbitinde, dikkate alınamayacağını savunmakta ise de; davacının 31.12.1977 takvim yılında tam çalışmanın bulunmadığından söz edilemiyeceği gibi bir an için, o gün çalışılmadığı kabul edilse bile, 1 gün için, 1 yıla ilişkin kazanç tutarının hesaba katılmamasının M.K. madde 2'deki dürüstlük kurallarına ters düşeceği de ortadadır. Bu nedenlerle, davacıya bağlanan yaşlılık aylığının hesabında esas tutulacak göterge son beş yılının en yüksek aylıklı 3 yılı arasında, 1977 yılı kazançları da katılarak bulnacak ortalama yıllık kazanca göre belirlenmelidir. Öte yandan, bu yön, hakkın özüne ilişkindir. Zira, davacının, oluşmuş haklarıyla ilgisi olmayan, başka bir göstergeye oturtulması, hakettiğinden daha az aylık alması sonucunu doğurmaktadır.
Davacı, bu işlemin düzeltilmesini, hakettiği aylığın tam olarak bağlanmasını istediğine göre, 506 sayılı Kanunun 116. maddesinin davada uygulanma yeri bulunmamaktadır. Gerçekten, 116. madde 506 sayılı Kanun uyarınca, Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından bağlanacak aylıklar ve yapılacak toptan ödemelerin hesaplanmasına ilişkindir ve bu yönle sınırlıdır. Hakkın özüne ilişkin bir sınırlamayı içermez ve hakkın özüne ilişkin davaları etkilemez.
Öte yandan, anılan Kanunun 99/1. maddesine nazaran, yaşlılık aylığına ilişkin ileriye dönük haklar, hak düşürücü süreye tabi bulunmamaktadır. Bu nedenle, düşmesi olanaksızdır.99/2. maddedeki geçmiş döneme ilişkin yaşlılık aylığı haklarına ait hak düşürücü sürenin ise, bu olayda geçmediği meydandadır.O halde, direnme kararı yukarıdaki gerekçelerle doğru olduğundan, işin esasının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle direnme kararı doğru bulunduğundan sair hususlara ait temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 10. Hukuk Dairesi'ne gönderilmesine, 18.4.1984 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini