 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1982/1059
K: 1984/259
T: 16.03.1984
DAVA : Taraflar arasındaki "alacak ve menfi tesbit" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Antalya Asliye 1. Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 9.11.1981 gün ve 1978/376-1981/495 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 20.4.1982 gün ve 1982/1672-1982/1794 sayılı ilamı:
(...Davacı vekilince gerek alacak davasında, gerekse bu dava ile birleştirilen 2.000.000 liralık bonoların iptali ile ilgili davada, davalı şirketin ticari defterlerindeki kayıtlara delil olarak dayanılmış bulunmaktadır. O halde davacının bunun dışında havale vs. yollarla davalı şirkete yaptığı ödeme belgeleri ve TTK.nun 83. madde hükmü de nazara alınarak sahalarında uzman bilirkişiler aracılığı ile davalı şirket defterlerindeki kayıtlar (davacı belgesi de nazara alınmak suretiyle) incelenerek tarafların birbirlerine alacak ve borç münasebetlerinin kesinlikle saptanması gerekirdi.
Her ne kadar mahkemenin 8.4.1980 günlü ara kararıyla tarafların alacak ve borç münasebetinin davalı defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi aracılığı ile saptanmasına karar verilmişse de, bilirkişiler sadece davalı şirkete ait ticari defterlerin (açılış) ve (kapanış) tasdikleri bakımından incelenmiş, bunun dışında tarafların alacak ve borç ilişkisinin saptanması bakımından yapılan incelemede ise, yalnızca davacının bu davadan önce yaptırmış olduğu 10.2.1978 tarihli delil tesbiti raporu esas alınmak suretiyle ve raporda gösterilen kalemler açısından davalı defterlerinin incelendiği ve bu inceleme sonucu davacının gerek alacak, gerekse menfi tesbit davasında haklı olduğu oyçokluğuyla mütalaa edilmiş, bir bilirkişi ise, aynı raporun altına vermiş olduğu (karşı oy) yazısında, delil tesbiti raporu esas alınmak suretiyle düzenlenen bu rapordaki mütalaaya iştirak etmediğini açıkça bildirmiş bulunmaktadır. Gerçekten de delil tesbitiyle ilgili Antalya Asliye 1. Hukuk Mahkemesinin D-İş 1978/31-30 sayılı dosyasındaki davacı vekili tarafından düzenlenmiş bulunan 7.2.1978 tarihli delil tesbiti istemini havi dilekçe kapsamından davacı tarafın kendi haklılığı açısından dayandığı belgelere göre ve o dilekçede isteklere hasren inceleme yapıldığı görülmektedir. Bu durumda davalı ticari defterlerindeki taraflar arasındaki ticari ilişkilerle ilgili tüm kayıtlar incelenmeden, sadece delil tesbiti raporundaki donelere hasren inceleme yapılarak sağlıklı bir sonuca varılması mümkün bulunmamaktadır.
O halde mahkemece yapılacak iş; yukarıda da değinildiği üzere tarafların delil olarak ibraz ettiği ödeme vs. belgeler de gözönünde tutulmak suretiyle mahkemenin 8.4.1984 tarihli ara kararında da belirtildiği veçhile delil tesbiti raporu da nazara alınarak davalının ticari defterlerindeki taraflar ile ilgili (alacak-borç) ilişkisini gösterir tüm kayıtlar incelenerek elde edilecek rapor ve TTK.nun 83. maddesi de değerlendirilmek suretiyle hasıl olacak sonuca göre her iki dava yönünden de gerekli kararın verilmesinden ibarettir. Eksik incelemeye dayanan mahkeme kararının bu yönden bozulması gerekirken her nasılsa onandığı anlaşıldığından davalı vekilinin bu yöne ilişkin karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi Usul ve Yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, 16.3.1984 gününde oybirliğiyle karar verildi.