Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1982/100
K: 1983/321
T: 01.04.1983
DAVA : Taraflar arasındaki "tebligatın geçersizliği, yeniden tebligat yapılması" isteğinden dolayı yapılan yargılama sonunda; yapraklı Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 27.4.1981 gün ve 1980/40 E, 1981/28 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 29.9.1981 gün ve 7845-9155 sayılı ilamiyle; (..Taraflar arasındaki uyuşmazlık ölü kişiye yapılan tebligatın usulsuzlügünün tesbitine taalluk eyleyip keyfiyet mahkemece de bu dairede mütalaa ve o yolda kabul olunmuştur. HUMK.nun 445. maddesinde iadei muhakeme sebepleri tahdidi şekilde belirlenmiştir. Usulsüz tebligat iadei muhakeme nedeni teşkil etmemektedir. Bu itibarla istemin gözönünde tutulması, o dairede gösterilen delillerin değerlendirilmesi, lüzumunda ilamın mirasçılara tebliği hususunun yerine getirilmesi gerekirken mahkemece bunlardan zuhul ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Temyiz Eden: Davacı Vekili
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Davacı, 10.3.1980 tarihli dilekçesinde, (...miras bırakanı, annesi (S.) aleyhine açılan tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Yapraklı Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 16.10.1973 gün ve 3-226 sayılı kararın, murisi (S.)'ye tebliğ edilmek üzere gönderildiğini ve 16.11.1973 gününde, "aynı çatı altında oturan torunu (N.) imzasına" tebliğ edilmiş olduğunu; oysa, annesi (S.)'nin, bu tebliğ tarihinden çok önce, 2.8.1973 gününde ölmüş bulunduğunu; tebligatın usulsüz yapıldığını, anılan karara karşı kanun yoluna başvuracağını..) ileri sürerek, kararın kendisine ve öteki mirasçılara tebliğ edilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, (...tebliği istenen kararın belli aşamalardan geçerek kesinleştiği ve kesinleşme şerhinin de verildiği.. Tebligatın usulsüz olduğu yolundaki bir iddianın, ancak yargılamanın iadesi prosedürü içinde ileri sürülebileceği..) gerekçesiyle, "davanın reddine" karar vermiş; bu karar, Özel Dairenin yukarıya metni aynen alınan ilamıyla bozulmuştur.
Davacının, yukarıda sözü edilen 10.3.1980 günlü dilekçesinin incelenmesinden de anlaşılacağı veçhile; bu dilekçe ile ileri sürülen istek, bir tesbit davası niteliğinde olmadığı gibi, davacının tebligatla ilgili işlemin iptali konusunda da bir talebi bulunmamaktadır.
Bu durumda mahkemece, istek kabul edilerek, davacıya ve öteki mirasçılara yeniden tebligat yapılmak gerekirdi. Oysa mahkeme, isteğin niteliğinde hataya düşerek, yanlış bir yorumla, talebi bir tesbit davası gibi kabul edip harç almak ve dilekçeyi esas defterine kaydetmek suretiyle, sonuçta, (hükmün kesinleştiğinden ve iadeyi muhakeme yoluna gidilmesi gerektiğinden) söz ederek, isteğin reddine karar vermiştir.
Esasen, doktrin ve uygulamada kabul edilen görüşe göre, maddi vakıalar yalnız başlarına hiçbir zaman tesbit davasının konusunu teşkil edemezler. Maddi vakıalar, ancak bir hukuki ilişki ile birlikte tesbit davasına konu olabilirler (Baki Kuru - Nizasız Kaza - Ankara 1961 - sayfa; 67; B. Kuru - Tesbit Davalır - Ankara, 1963- sayfa: 23 Vd, B. Kuru - Hukuk Muhakemeleri Usulü - Ankara 1979 - Cilt 1. safya : 905 Vd. (HGK. 30.6.1982 gün: 1979/13-1612 E. 1982/748 K. HGK. 27.6.1975 gün ve 9/455-891 S.K. HGK. 17.3.1965 gün ve 9/656 E. 120 K.) Bu itibarla, bir maddi olgu niteliğinde bulunan tebligatın geçersiz olduğunun tesbiti amacıyla bir dava açılmasına usul hükümleri imkan vermez.
Mahkemenin, yukarıda da belirtildiği veçhile, isteği nitelendirmede ve sonuçta hataya düşerek, iadei muhakeme yoluna gidilmesi gerektiğinden bahisle isteği reddetmiş olması Usul ve Yasaya aykırıdır. Öyle ise mahkemece yapılacak iş; davacıya ve öteki mirasçılara ilamı tebliğ etmekten ve hüküm temyiz edildiği takdirde de, dosyayı Yargıtay'ın ilgili dairesine göndermekten ibarettir. zira, hüküm temyiz edildiğinde, tebligatın geçerli olup olmadığı ve dolayısiyle süresinde temyiz edilip edilmediği, yargıtay'ın ilgili dairesince incelenecek ve bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilecektir.
SONUÇ : Davacının temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda açıklanan sebeplerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, 1.4.1983 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini