 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1982/567
K: 1983/78
T: 21.02.1983
DAVA : Ruhsatsız av tüfeği taşıma suçundan sanıklar Recep ve Naim'in TCK.nun 549, 647 sayılı yasanın 2248 sayılı yasa ile değişik 4. maddesi uyarınca 750'şer lira hafif para cezası ile cezalandırılmalarına, ayrıca TCK.nun 36. maddesi gereğince tüfeklerin zoralımına dair Saruhanlı Sulh Ceza Mahkemesi'nden verilen 22.9.1982 gün ve 1812 - 2100 sayılı hükmün yazılı emir yolu ile bozulması, Adalet Bakanlığı'nın 23.11.1982 gün ve 069822 sayılı yazıları ile istenmesi ve dosyanın Yargıtay 2. Ceza Dairesi'ne gönderilmesi üzerine incelenerek 3.12.1982 gün ve 7249-7117 sayılı ilamla yazılı emre dayalı ihbarnamenin reddine karar verilmiştir.
C.Başsavcılığı'nın CMUK.nun 322. maddesi uyarınca özel dairenin red kararına itiraz etmesi, red kararının kaldırılarak mahalli mahkeme hükmünün bozulması istemini bildiren 27.12.1982 gün ve 206 sayılı itiraznamesiyle dosyanın 1. Başkanlığa gönderilmesi üzerine; Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Ruhsatsız av tüfeği taşımaktan sanıklar Recep ve Naim'in Saruhanlı Sulh Ceza Mahkemesi'nin 22.9.1982 gün ve 1812-2100 sayılı kesinleşmiş ilamı ile TCK.nun 549/1. maddesi uyarınca hükümlülüklerine ve av tüfeklerinin TCK.nun 36. maddesi uyarınca zoralımına karar verilmiştir.
Adalet Bakanlığı'nın 23.11.1982 gün ve 1858 sayılı yazıları ile yazılı emir yoluna başvurması üzerine C.Başsavcılığı'nca düzenlenen 26.11.1982 gün ve YE/1164 sayılı ihbarnamede Yüksek Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu'nun 12.6.1972 gün ve 5-10 sayılı kararında belirtildiği üzere; suçta kullanıldığı anlaşılan ve zoralımı gerektirmeyen sanıklara ait adli emanette kayıtlı av tüfeklerinin müsaderesine hükmolunamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde zoralımına karar ittihaz edilmiş bulunulmasında isabet görülmediği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmesi talep olunmuştur.
Bu şekilde gelen dosyayı inceleyen özel dairece : 15.9.1981 tarihinde yürürlüğe giren 2521 sayılı kanunun 13. maddesinde av teskeresi veya yivsiz tüfek sahipliği belgesi olmadan yivsiz av tüfeği bulunduran veya taşıyanlar hakkında TCK.nun 549. maddesindeki ceza hükümleri uygulanır ve ayrıca tüfeğin müsaderesine hükmedilir denilmekte, geçici 2. maddesinde de ellerinde yivsiz av tüfeği bulunduranların kanun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 1 sene içinde av teskeresi ya da yivsiz tüfek sahipliği belgesi almak zorunda oldukları belirtilmektedir.
Bu kanunun yayını tarihinde 2637 sayılı taşınması yasak olmayan silahların alımı, satımı hakkındaki kanun yürürlükten kalkmış bulunmaktadır. Bu durumda yasa koyucunun yukarıda belirtilen 1 yıllık süre içinde müeyyide boşluğu yaratarak belgesiz taşımaya cevaz vereceği düşünülemez, geçici 2. maddedeki ifade tarzı ile yasa koyucunun güttüğü amacı nazaran tanınan bir yıllık süre bulundurmaya münhasır olup bu devre içinde vesikamız taşıma halinde 13. maddedeki müeyyidenin uygulanması gerektiği şüphesizdir.
Sanıklar kanunun yürürlüğe girmesinden sonra belgesiz av tüfeği taşımak suretiyle sözü edilen maddedeki suçu işlemiş bulunmaktadırlar.
Madde de ceza bakımından TCK.nun 549. maddesine atıf da bulunulmakla beraber, ayrıca tüfeğin müsaderesine hükmedileceği de tasrih olunmuştur.
Bu itibarla sanıkların av tüfeklerinin zoralımına dair kararda bir isabetsizlik görülmediğinden biçimindeki gerekçe ile yazılı isimler bozma isteğinin reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı itiraz yoluna başvuran C.Başsavcılığı'nca yazılı emre atfen vaki bozma isteğimiz tüfeklerin müsaderesine hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmeyerek reddedilmiştir.
Oysa, sanıklar müsaderesine hükmedilen av tüfeklerini ruhsatsız olarak taşırken 2521 sayılı kanunun geçici 2. maddesinde yazılı süre içerisinde 8.5.1982 tarihinde yakalanmışlardır. 2521 sayılı kanunun 13. maddesi av tezkeresiz veya yivsiz av tüfeği belgesi almadan bulunduran veya taşıyanlar hakkında müeyyide getirmiş ve takibinde geçici 2. maddesi ile de bu nitelikte tüfeği bulunanların, tüfeklerinin belgelendirmeleri amacı ile muayyen bir süre tanımıştır. Bu sürenin yivsiz av tüfeği bulunduranlar için olup taşıyanlar için tanınmadığını kabul etmemek gerekir. Kanunun belirttiği elinde bulunduranlar deyiminden maksat o tüfeğin zilyedi bulunmaktadır. Yasa koyucu 2521 sayılı kanunun 13. maddesinde müeyyide getirirken bulunduranları ve taşıyanları ayrı ayrı zikrettiği halde geçici 2. maddesiyle her iki kavramı da içerir şekilde elinde bulunduranlar sözcükleri ile ifade etmiştir. Bu nedenle 2521 sayılı kanunun geçici 2. maddesindeki süre içerisinde yivsiz av tüfeği taşınması halinde aynı yasanın 13. maddedeki müeyyidenin uygulanamayacağı ve tüfeğin müsaderesine karar verilemeyeceği şeklindeki gerekçesiyle red kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
İncelenen dosya mevcut deliller ve yasa hükümlerine göre;
2521 sayılı Avda ve Sporda kullanılan Tüfekler, Nişan Tabancaları ve Av Bıçaklarının yapımı, satımı ve bulundurulmasına dair kanundan önce Yargıtay Ceza Bölümü İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu'nun 12.6.1972 tarih ve 5-10 sayılı kararında da belirtildiği üzere av tüfeklerinin teskeresiz şehir ve kasaba içerisinde taşınma hallerinde, taşınması yasak olmayan silahların alımı ve satımı hakkındaki 2637 sayılı kanunun 5. maddesindeki atıf nedeni ile TCK.nun 549. maddesi uygulanmakta ancak 3167 sayılı karar avcılığı kanun 21. maddesindeki sarahat karşısında bu tüfeklerin müsaderesi cihetine gidilmemekte idi.
15 Eylül 1981 tarihinde yürürlüğe giren 2521 sayılı yasanın 14. maddesi, 2637 sayılı kanun ile buna ilişkin nizamnameyi yürürlükten kaldırmış, 13. maddesi ile de av teskeresi veya yivsiz tüfek sahipliği belgesi olmadan yivsiz av tüfeği bulunduran ve taşıyanlar hakkında TCK.nun 549. maddesindeki ceza hükümleri uygulanır ve ayrıca tüfeğin müsaderesine karar verilir hükmünü getirmiştir. Geçici 2. maddesi ile de ellerinde yivsiz av tüfeği bulunanlar bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 1 yıl içinde :
a - Av teskeresi yivsiz av tüfeklerini bu teskerelere işletmek,
b - Av teskeresi olmayan avcılar av teskeresi almak,
c - Diğerleri yivsiz tüfek sahipliği belgesi temin etmek zorundadırlar denilmiştir.
Olayın suç tarihi 8.5.1982'dir yani 2521 sayılı yasanın yürürlüğe girmesinden sonra geçici 2. maddesindeki sürenin dolmasından öncedir.
Bu durumda yasa koyucunun yukarıda belirtilen bir yıllık süre içerisinde müeyyide boşluğu yaratarak belgesiz ve av teskeresiz taşımaya cevaz vereceği düşünülemez. Geçici 2. maddedeki ifade tarzı yasa koyucunun güttüğü amaca nazaran tanınan 1 yıllık süre 2521 sayılı yasa ile bulundurmada da suç sayıldığı için bulundurmaya münhasır olması gerekir. Bu bir yıllık süre içinde vesikasız taşıma halinde 13. maddedeki müeyyidenin uygulanması gerektiği şüphesizdir.
Sanıklar 2521 sayılı yasanın yürürlüğe girmesinden sonra teskeresiz av tüfeği taşımakla maddedeki suçu işlemiş bulunmaktadırlar.
Suç oluştuğuna göre, maddedeki sarahat nedeni ile tüfeklerin müsadere edilmesinde de bir isabetsizlik mevcut değildir.
Aksi düşüncenin kabulü halinde 1 yıllık süre içinde kanun vazının av tüfeklerinin her nerede olursa olsun teskeresiz ve belgesiz taşınmasına müsaade ettiği sonucuna varılır ki; 2521 sayılı kanunla 2637 sayılı kanunda ilga edildiği cihetle bu türlü anlam kanun vazının amacı ile bağdaşmaz.
1 yıllık sürenin sadece bulundurma halini kapsadığı bu sürenin dolmasından sonra şayet av teskeresi ve belge alınmamış ise bulundurmanın dahi suç teşkil edeceği taşıma halinde ise sürenin söz konusu olmadığı suçun oluştuğu sonucuna varılmış ve 2521 sayılı kanundaki açıklık karşısında tüfeklerin müsadere edilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yazılı emirde belirtilen İçtihadı Birleştirme Kararı 2521 sayılı yasanın yürürlüğe girdiği tarihten önceki devreye aittir. 2521 sayılı kanunun yürürlüğe girmekle dayanağını yürürlükten kaldırılan 2637 sayılı kanundan alan Yargıtay Ceza Bölümü'nün 12.6.1972 tarih ve 5/10 sayılı içtihadı Birleştirme Kararı'nın da geçerliliği kalmamıştır.
Bu bakımdan itiraz yerinde değildir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle C.Başsavcılığı itirazının reddine, 21.2.1983 tarihinde 2/3'yi geçen oyçokluğuyla karar verildi.