 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1982/467
K: 1982/126
T: 24.11.1982
DAVA : TCK.'nun 281. maddesinde kanun ve nizamlarla memuriyeti icabı muayyen şartlarla istimaline yetki verilen kuvvet ve vasıtanın yetki dışı kullanılması konu edilmekte, bu madde ile kuvvet ve vasıtayı kullanması için kanun ve nizamlarla yetki verilmekte, diğer bir ifade ile böyle bir yetki olmadığı halde kendisine memuriyet icabı verilmemiş olan bir kuvvet ve vasıtayı kullanmış olmaktan dolayı maddenin uygulanamıyacağını kabul yasa hükmü bulunmaktadır.
Özel kanunlarında bu yetki, Silahlı Kuvvetler, jandarma, polis, orman bakım memuru, bekçi, korucu, gümrük muhafaza memurlarına verilmiş olup, köy muhtarlarına böyle bir yetki verilmemiştir.
Olayda kullanılan tabanca köy bütçesinden herhangi bir harcama yapılmadan M.K.E. Kurumundan satın alınıp köy demirbaşına kayıt edildiği Bolu Özel İdare Müdürlüğünün 2.3.1982 gün ve 166 sayılı ve Merkez Jandarma Bölük Komutanlığının 3.3.1982 gün ve 621-82 (280) sayılı yazılarından anlaşılmaktadır.
KARAR : Bu suretle köy demirbaşına kaydı yapılan tabanca ile suç işleyen köy muhtarının 6136 sayılı Kanuna dayanılarak çıkartılan yönetmelik uyarınca tabanca taşıması mümkün ise de sözü edilen tabanca, görevi icabı kendisine verilen ve haiz olduğu memuriyete ait kuvvet vasıtalardan sayılamayacağından olayda TCK.'nun 281. maddesindeki kanuni unsur tekevvün etmemiş ve Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 8.5.1979 gün ve 1884/1995 sayılı ve Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 26.5.1976 gün ve 4463/5119 sayılı (Yargıtay Kararları cilt 5, 7.4.1979 sayı 4. sahife 564) kararları ile bu yolda içtihatta bulunarak konuya açıklık getirilmiştir...) biçimindeki gerekçesiyle özel daire onama kararının kaldırılmasına ve Yerel Mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
Türk Ceza Kanununun 281. maddesiyle "Bir kimse cürüm işlemek için haiz olduğu memuriyete ait kuvvet ve vasıtaları kullandığı takdirde eğer kanun esasen memuriyet sıfatını nazarı itibara almamış ise irtikap olunan cürüm için tayin olunacak ceza altıda birden üçte bire kadar tezyit olunur" hükmü getirilmiş bulunmaktadır.
Hemen açıklayalım ki, maddenin aslı, mehaz İtalyan Ceza Kanununun 209. maddesinde (Memurun görevi gereği sahip olduğu kuvvet veya vasıtaları) denilmiş iken, madde dilimize yanlış olarak (ve) diye çevrilmiştir. Ancak bu sabit ve açık çeviri yanlışlığı, maddenin anlamını değiştirmeye yol açmamaktadır. Doğrusu (Kuvvet veya vasıtaları)dır. (Dr.İur. A.P. Gözübüyük TCK.'nun Açıklaması, cilt: 3-say1a 387, 388).
Görülüyor ki, madde ile memurlar tarafından işlenen suçlar sebebiyle cezayı artıran genel bir kural getirilmiş bulunmaktadır. Buna göre, bir memurun görev ve yetkisi sebebiyle elinde bulunduğu kuvvet veya vasıtaları bir cürmü işlemek için kullanması halinde genel olarak ceza artırılacaktır.
Görülüyor ki, TCK.'nun 281. maddesinin uygulanabilmesi için memurun, görevi gereği gibi "silah kullanma yetkisine" de haiz bulunmasına gerek yoktur. Pek tabii, yasak vasıta ile örneğin, tabanca veya bıçak ile suç işleyen sade bir vatandaş ile görevi gereği kendisine verilen silahı, cezalandırma korkusu olmaksızın rahatlıkla taşıyan memur arasında bir ayrım yapmak ve memur aleyhine daha ağır bir yaptırım getirmek, adalet gereğidir. Esasen yasa koyucu, bu madde ile bir taraftan memura görev nedeniyle verilen vasıtanın, görev dışında kullanılmasını engellemek, diğer taraftan da riski göze alan sade vatandaş ile memur vatandaş arasında ceza adaletinde eşitliği bir ölçüde sağlamayı amaçlamıştır.
Bu açıklamalardan sonra olayımıza baktığımızda:
Sanık Bedrettin Özen, Türk kamu yönetiminde önemli bir yeri olan (köy)ün muhtarıdır. Bu sıfatı ve 442 sayılı Köy Kanunu ve diğer kanunlarla kendisine yükletilen önemli görevlerin sağlıklı ve korkusuz bir biçimde yapılabilmesi ve görev yapılırken maruz kalınacak saldırılardan kendisini kurtarmak için, 6136 sayılı Yasanın 2478 Sayılı Yasa ile değişik 7/3. maddesi uyarınca hazırlanıp 15.4.1982 günlü Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren yönetmeliğin 2/b maddesinin, "Köy muhtarları, muhtarlık görevlerinin devam süresince köy hudutları dahilinde, köy demirbaşına kayıtlı silahları taşıyabilir" hükmü uyarınca Hakim, Cumhuriyet Savcısı, Vali, Kaymakam ve emsali diğer kamu görevlileri gibi kendisine silah taşıma yetkisi verilmiştir.
Sanık muhtar, verilen bu yetkiye dayanarak muhtarlığını yaptığı Bolu ile Ketenler köyü demirbaşına kayıtlı M.K.E. Kurumu yapısı 7.65 çaplı 754128404 numaralı tabancayı Bolu Emniyet Müdürlüğünden verilen belgeye dayanarak taşımaktadır.
Dosyaya göre, sanığın, olay günü köy hudutları içerisinde çıkan kavgada, görevi nedeniyle verilmiş bulunan bu tabanca ile kavgacılardan İbrahim Aksoy'u korkutmak için ateş ettiği ve yapılan yargılaması sonunda, TCK.'nun 466/2. maddesi uyarınca verilen cezasının aynı yasanın 281. maddesi uyarınca arttırıldığı anlaşılmıştır.
Bu uygulama isabetli olup yasaldır.
Bu itibarla yerinde olmayan itirazın reddine karar verilmelidir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, Cumhuriyet Başşsavcılığının 24.11.1982 gün ve 153 sayılı itirazının reddine 21.3.1983 gününde oybirliği ile karar verildi.