 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1982/446
K: 1982/36
T: 08.02.1982
DAVA : Görevli memura görevinden dolayı mukavemet suçundan sanık S. ve E.M.'un TCK.nun 254/1. maddesi gereğince birer yıl, C.M.'un 254/1, 55/3. maddeleri gereğince sekiz ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin hükmü, Özel Daire: (Oluşa, mevcut delillere ve kabule nazaran sanıkların eylemleri görevli memurlara mukavemet niteliğinde olup TCK.nun 258/1. maddesine uyduğu gözetilmeden yazılı madde ile ceza tayini) isabetsizliğinden bozmuş; yerel mahkeme ise: (Keşif tutanağında kullanılan bazı ibarelerden ve tanık beyanlarından, sanıkların gösterdikleri cebir ve şiddetin görev öncesine ilişkin bulunduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle sanıkların TCK.nun 254/1. maddesinin uyguanması suretiyle cezalandırılmalarına karar verilmesine yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır) gerekçesiyle önceki hükmünde direnmiştir.
Suç konusu olayı etraflıca açıklandığı Denizli 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.8.1980 tarihli keşif zaptında, (hakim, katip, mübaşir ve davacının imzalarını taşımaktadır.) :.. (keşfe konu taşınmazın bulunduğu yere gelindi, taraflar hazır. İttifak edilmediği cihetle inşaat teknikleri U.Y. re'sen fenni bilirkişi olarak seçildi -hüvviyeti tutanağa geçirilmiş-, Taşınmaz yanına varılmak istendiği davacıyı hedef almak suretiyle, mahkeme hakimi, fenni bilirkişi ve davacı ile birlikte önden gitmekte iken ellerine en az birer, ikişer kilo büyüklüğünde taşlar almak suretiyle davalı olduğu anlaşılan sanıklar hedef gözetmeksizin üç-dört metre mesafeden ve yapmayın şeklindeki ikazlara ve mahkeme heyeti olduğu belirtilmesine rağmen taş yağmuruna tutulup, duvarlar siper alınarak korunmaya çalışıldığı ve yanlarından bu suretle uzaklaşıldığı, ikazlara rağmen aynı tutumu sürdürdükleri, bu arada işbu zabıt düzenlemesi sırasında davacının sağ ayak bileğine taş isabet edip yaralanmış olduğu görüldü, tekrar davalıya keşif için gelindiği anlatılıp, "keşif yaptırmam, sizleri sokmam" şeklinde konuştuğu anlşıldı, gereği düşünüldü:
KARAR : Gerek davacı ve gerekse keşif heyetinin can emniyetini bulunmaması itibariyle keşfin imkansızlığına karar verilerek keşfin gerekli emniyet tedbirleri alınmak suretiyle sonradan tayinine ve icrasına) denilmek suretiyle tutanak düzenlenmiştir.
Tanıklar U.Y., M.M., B.E. ve H.T.'in uyum gösteren beyanlarından olayın yukarıda açıklanan tutanak içeriğine uygun şekilde cereyan ettiği anlaşılmaktadır.
TCK.nun 254. maddesinin birinci fıkrasında: (Resmi meclisler arasından veya hükümet memurlarından biri hakkında vazifesine müteallik bir işi yapmaya yahut yapmamaya icbar için şiddet veya tehdid gösteren kimsenin), 258. maddesinin birinci fıkrasında ise: (Bir memura veya ona yardım edenlere memuriyetlerine ait vazifeleri ifa sırasında cebir ve şiddet veya tehdit ile mukavemet eden kimsenin) cezalandırılmasına karar verileceği hükme bağlanmıştır.
Fail, memura karşı şiddet veya tehdidi, memurun henüz vazifesini yapmaya başlamasından önce kullanırsa TCK.nun 254. maddesinin kapsamına giren bir cürüm işlemiş olur. albuki 258. maddedeki mukavemetde icbar, görevin yapıldığı sırada kullanılır. Bu çeşit bir eylemde bulunanlar anılan maddeye göre cezalandırılırlar. Söz konusu maddeler doktrinde çeşitli yazarlarca bu şekilde yorumlandığı gibi (Majno, II, No.996, Gözübüyük, Türk Ceza Kanunu Açıklaması, 3. Baskı, Cilt 3, s.284; Manzini, Trattato, V, No.1538); Yargıtay uyguamaları da bu doğrultudadır.
SONUÇ : Keşfin mutlaka başladığı yerde bitirilmesi gerekmez. Mahkeme heyetinin olay mahalline gidip re'sen teknik bilirkişi seçerek keşifle ilgili işlemlere başladıktan sonra sanıkların daha önce yapılması kararlaştırılan bu keşfi yaptırmamak amacıyla görevli memurlara mukavemette bulundukları ve keşfin bu sebepten tamamlanamadığının anlşılmasına göre, sanıklrın eylemlerine uyan TCK.nun 258. maddesinin birinci fıkrası yerine, yazılı gerekçe ile 254. maddenin birinci fıkrası ile cezalandırılmalarına karar verilmesi yasaya aykırı, sanıkların temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, Yerel Mahkeme direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.