 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1982/346
K: 1982/401
T: 01.11.1982
DAVA : 1932 sayılı Yasanın 2261 sayılı Yasanın 4. maddesiyle değişik 9. maddesine göre: (... maddelerine göre tayin edilecek hapis cezaları iki kat artırılarak hükmolunur ...) sözcükleri kullanılmıştır. TCK. ile ceza hükümünü taşıyan özel yasalarda örneğin; TCK.nun 201. maddesinin son fıkrasında: (... ceza iki misli artırılarak hükmolunur), 6136 sayılı Yasanın Ek-1. maddesinin 1 sayılı bendinde (... cezaların iki katı hükmolunan), TCK.nun 271. maddesinin 1 sayılı bendinde (... ceza iki misli artırılır), 2 hükümlerine rastlanmaktadır. Şu halde yasa koyucunun yukarıda gösterilen ve örnekleri giderek çoğaltılabilecek artırma hükümlerindeki değişik biçimleri, belirli amaçlarla benimsemiş olduğu da kabul edilebilir. 1918 sayılı Yasanın değişik 25. maddesindeki (... birer misli ağır ceza para cezası ile cezalandırılırlar) hükmüne ilişkin olarak Ceza Genel Kurulunun 23.9.1957 gün ve 84/88 sayılı kararında; (... artırmanın iltizam olunduğu diğer maddelerde ARTIRILARAK veya benzeri kelimeler kulanılmakta olamasına 25. maddenin üçünçü fıkrası tatbik edilirken hususi kanun ve nizamlardaki para cezası miktarınca ağır para cezası hükmedilmekte olup müstekar içtihatlar da bu yolda bulunmasına binaen hususi daire ilamında "ağır para cezasının bir misil yerine iki misil olarak tayini" şeklinde gösterilen bozma sebebinin varit olduğu) vurgulanmıştır.
KARAR : 1932 sayılı Yasanın 2261 sayılı Yasanın 4. maddesi ile değişik 9. maddesinde; (... tayin edilecek hapis cezaları ile kat artırılarak hükmolunur) denildiğine göre, bunu bir formül ile göstermek gerekirse;
Madde ile tayin edilecek ceza temel ceza 6 ay hapis ise, sözü edilen madde uyarınca hükmolunacak cezanın yukarıdaki formüle göre (6 ay+12 ay= 18 ay hapis) olması, Yasanın özüne ve sözüne uygun sayılmalı ve bu nedenle de itirazın kabulüne karar verilmelidir.
SONUÇ : Çoğunluk kararına itirazın ikinci bölümü nedeniyle katılmayan Üye B.Akmanlar ise; (Yasa dilimizde yerleşmiş olarak bir yöntem bulunmadığını, bir yasa içinde aynı amacın çoğu kez değişik biçimlerde belirlendiğini, itirazın kabulünün eylemler arasındaki önem ve yaptırım sıralamasına ters düşeceğini ve eylem-yaptırım dengesinin bozulacağını, bu nedenle yasadaki artırma hükmünün, örneğin; 6 ay+6 ay= 12 ay olarak anlaşılması gerektiği) yolunda oy kullanılmıştır.