Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1982/333
K: 1982/376
T: 18.10.1982
DAVA : Izrardan sanık Nuri'nin hükümlülüğüne dair (Dereli Asliye Ceza Mahkemesi)'nden verilen 1.12.1980 gün ve 111/126 sayılı hüküm sanığın temyizi üzerine Yagrıtay 6. Ceza Dairesi'nce incelenerek bozulup yerine geri çevrilmiştir.
İlk hükümde direnmeye ilişkin aynı mahkemeden verilen 5.10.1981 gün ve 91/111 sayılı son hükmün Yargıtay'ca incelenmesi sanık ve mahalli C. Savcı Yardımcısı tarafından süresinde verilen dilekçe ile istenilmiş, sanık yönünden koşulu da yerine getirilmiş olduğundan, dosya C. Başsavcılığı'nın hükmün bozulması istemini bildiren 22.6.1982 gün ve 6/2636 sayılı tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Izrar suçundan sanık Nuri'nin, TCK'nun 516/6, 522. maddeleri gereğince 4 ay hapis ve 1.000 lira ağır para cezasıyla tecziyesine ilişkin hükmü özel daire : (Sanığın, sınırda bulunan ve toprağına sarkan zararlı kuru dalları kestiğini, bilirkişi de ağaçların sınırda ve tarafların topraklarından beslendiğini belirtmiş olmalarına göre; MK'nun 664. maddesi hükümleri karşısında savunmanın gerçekliğini, gerekirse mahallinde keşif yapılarak araştırılmadan eksik inceleme ve soruşturma ile hüküm tesisi) isabetsizliğinden bozmuş, yerel mahkeme ise :
(Bilirkişi raporunda, ağır bir budama yapılarak yaş ve verime yatkın dalların kesilerek verim kaybına neden olduğu açıklanmıştır. MK'nun 664/1. maddesinin olay açısından uygulanabilmesi için, bir ağacın dalları ve köklerin komşu mülke geçip de zarar vermesi, bu dal ve köklerin kaldırılması konusunda komşu mülk sahibine uygun bir süre tanınması, anlaşamadıkları takdirde yargıca başvurarak Borçlar Yasası'nın 106. maddesi uyarınca uygun bir süre tayin ettirilerek, bu süre içinde bunların kaldırılması isteğinde bulunması gerektiği gibi; sözkonusu madde, dal ve köklerin komşu taşınmaza aşması halinde, yerine zarar verilen mülk sahibine zararı doğrudan doğruya giderme yetkisi de vermemektedir. Bu hakkın kullanılabilmesi için sınır aşan dal ve köklerin zarar vermesi, zarar verdiğinin kabulü için de katlanma sınırının aşılması, dal ve köklerin kesilmesinin haklı gösterecek durumun gerçekleşmesi gerektiği gerek öğretide, gerekse uygulamada bu şekilde kabul edilmektedir (3. HD. 3.1.1963 gün ve 920-1095; HGK.nun 28.11.1965 gün ve 106-206 sayılı kararları; senai Olgaç, Medeni Kanun Şerhi, Sh : 662-663; Suat bertan, Ayni Haklar, 1976 Bası, Cilt 1, Sh 0 830-836; M.R. Karahasan, Eşya Hukuku, 1977 Bası, Cilt 1, Sh : 1014,1016). Olayda ise sanığın fındık ocaklarını yakınına uygun bir süre tanımadan veya mahkemeye tesbit ettirmeden habersiz kestiği, her ikisinin taşınmazında fındık ağacı dikili olup birbirine uyum teşkil ettiği, mahkemece kabul edilen müşterek sınırın krokide belirtilen 4 ve 5. ocaklar arasında geçen hat olup, sanığa ait 5. sıradaki fındık ocaklarının da diğer komşu taşınmaz besin kaynaklarından yararlandığı, başlangıcında fındık ocakları dikilirken tek bir arazi parçası şeklinde kabul edilerek ocakların aynı aralıklarla dikilmesi nedeniyle komşu mülke geçen dalların katlanma sınırını aşmadığı ve böylece kesilen dalların haksız ve anılan yasa maddesine aykırı şekilde kesildiğinin anlaşıldığı) gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Tebliğnamede : (Hükmün esasını teşkil eden kısa kararda mahkumiyet hükmü tesis edilmeden eski kararda direnilmesinin yasaya aykırı) olduğuna değinildiğinden, öncelikle bu husus üzerinde durulmuştur.
Kısa kararda aynen : (Önceki kararda usul ve yasaya aykırı bir durum görülmediğinden direnilmesine ilişkin gerekçeli karar Yargıtay yolu açık olmak üzere müşteki Fatma, sanık Nuri'nin yüzlerine karşı, C. Savcısı Kazım'ın huzurunda isteği aykırı olarak açıkca okunup usulen anlatıldı) denilmektedir.
Gerekçeli kararda sanığa uygulanan yasa maddeleri ve verilen cezanın belirtilmesine; kısa kararın incelenmesinden, gerekçeli kararın duruşmada okunup, anlatıldığının anlaşılmasına göre, hükmün bu şekilde tefhim edilmesinden yasaya aykırı bir yön görülmediğinden, işin esasının incelenmesine oybirliğiyle karar verildikten sonra, yapılan incelemede; dosyaya, oluşan ve mevcut delillere göre;
Müşteki Fatma, sanığın amcasının kızıdır. Suç konusu fındık ocaklarının bulunduğu taşınmaz, tapu kayıtlarına göre taraflar arasında hisseli gözükmekle birlikte bu taşınmaz üzerinde bulunan bir armut ağacından geçtiği farzedilen hat sınır kabul edilerek, yıllarca önce rızai taksim yapılmış, dört sıra fındık ocağının mahsulü, olaydan kısa bir süre önce olduğu gibi müşteki tarafından toplanmış, sanık bu duruma sesini çıkarmamıştır. Ancak, gerek sanığın ve gerekse müştekinin hissesine düşen fındık ocakları dikilmesi gereken yerlere göre hududa daha yakın yerlerde kaldıklarından müştekinin hududa yakın dördüncü sıradaki fındık ocağı, doğal olarak her iki arazideki besin kaynaklarından faydalanabilir durumdadır. 4. sıradaki fındık ocaklarını da sahiplenmek kararında olan sanık, kendi arazisindeki bazı fındık ocaklarıyla birlikte müştekiye ait dördüncü sıradaki fındık ocaklarını da sahiplenmek kararında olan sanık, kendi arazisindeki bazı fındık ocaklarıyla birlikte müştekiye ait dördüncü sıradaki fındık ocağının 52 dalını budattırmıştır ve bu fındık ocaklarının kendisine ait olduğunu savunmasında belirtmektedir. Müşteki ise sanığın bu eylemi garazen, kendisine zarar vermek amacıyla yaptığını iddia etmektedir. Olay yerini mahallinde yapılan keşif sırasında inceleyen bilirkişi Ziraat Teknisyeni Nurettin, tarafından düzenlenen 10.11.1980 tarihli raporda: (1- Rızai taksimde sınır olarak kabul edilen armut ağacı itibarıyla kesilen fındık ocakları, bilirkişilerin verdiği ifadeye göre, iki sınır arasında kalmakta olup, bu ocaklar her iki arazinin topraklarında bulunan besin kaynaklarından faydalanabilirler. 2- Kesilen fındık ocakları bakım, onarım arazisi içinde bulunan fındık ocaklarıyla uyum sağlamakta ve bağdaşmaktadır. 3- Sanık tarafından verilen ifade kendisinin budama yaptığını belirtmekte olup, yapılan budamanın böyle olmadığı görülmüştür. Şöyle ki: sanığa düşen arazi üzerinde kalan ockalarda bir kısmının normal budama yapıldığı ve bir kısmında hiç budama yapılmadığı, dava konusu ockalar üzerinde ise ağır bir budama yapıldığı görülmüştür. 4- Ağır bir budama ile zarar gören bu ocakların bir yıl eskiye nazaran az verim vereceği ikinci yılda eski verimine kavuşacağı kanaatına varılmıştır. Zarar gören fındığın 1980 yılı fiyatlarına göre parasal değeri 1.650 liradır) demektedir.
Sanığın eyleminin suç teşkil edip etmediğinin anlaşılabilmesi için sanığın kasdının araştırılmasında zorunluluk bulunmaktadır.
Sanık böyle bir eylemi : a) Budattırdığı fındık ocaklarının kendisine ait olduğu zannıyla, b) Hırsızlık yapmak, c) Yaşlı bir kadın olan müştekiye zarar vererek bu yerle ilişiğini kesmesini sağlamak, d) Kendi arazisine suç konusu fındık ocaklarının zarar vermesini önlemek amacıyla yapmış olabilir.
Sanığın keşif sırasında : (En az altmış yıl evvel bu taşınmazın tapu malikleri arasında harici ve rızai taksimi yapılmıştır. Taksimli olarak kullanmaktaydık. Yerlerimiz birbirine sınır olup, müşteki sınırda bulunan fındıkları topluyordu) demesinden, tanıklardan Şaban, Şükrü ve Ümmü'nün açıklamalarından, suç konusu fındık ocaklarının bulunduğu taşınmazın müşteki Fatma'ya ait olduğu anlaşıldığı gibi sanığın da bunun bilincinde olduğu, müştekiye ait fındık ocakların, kendi fındık ocaklarından farklı biçimde budattırılmasından açıklıkla anlaşılmaktadır.
Müşteki ve sanığa ait fındık ocakları, eskiden bir bütün teşkil eden taşınmaza muntazam aralıklarla dikildiğinden ve her iki taşınmazda da fındık üretimi yapıldığından, sanığın suç konusu fındık ocaklarını kendi arazisine zarar vermesini önlemek amacıyla kestirtdiğinin kabulüne de imkan bulunmamaktadır.
Sanığın amacının "hırsızlık" olmadığı, dosya içeriğinden kuşkuya yer bırakmayacak biçimde anlaşılmıştır.
Gerek müştekinin iddiasına uygun şekilde, tanıklar Şaban, Şükrü ve Ümmü'nün (Sanığın müştekiye zarar vermek amacıyla suç konusu fındık ocaklarını kestiğini) söylemeleri ve gerekse olay yerini gören bilirkişi Ziraat Teknisyeni Nurettin tarafından düzenlenen raporda : (Müştekiye ait fındık ocaklarında, ancak ikinci yılda eski verimine kavuşacak şekilde, özel olarak ağır bir budama yapıldığını) belirtmesi gözönünde tutulduğunda, sanığın ızrar suçunu işlediğinin kabulünde zorunluluk bulunduğundan, sanığın ve yerel C. Savcısı'nın temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan yerel mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne karşı olan üyeler : (Savunmanın gerçeğe uyup uymadığının ve sanığın ızrar kasdıyla hareket edip etmediğinin kesinlikle saptanabilmesi için özel daire bozma kararında belirtilen soruşturmalar yapıldıktan sonra bir karar verilmesi gerektiğini) ileri sürerek bu yolda oy kullanmışlardır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, tebliğnamedeki isteme aykırı şekilde, yerel mahkeme direnme hükmünün (ONANMASINA), depo parasının hazineye gelir yazılmasına, 18.10.1982 gününde üçte ikiyi geçen çoğunlukla karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini