 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1982/316
K: 1982/1371
T: 18.10.1982
DAVA : Geceleyin mesken masuniyetini ihlal, kız kaçırmaya teşebbüs, müessir fiil suçlarından sanıklar Mehmet ve Kemal'in yapılan yargılamaları sonunda; kız kaçırmaya teşebbüs suçundan beraatlerine ve diğer suçlardan hükümlülüklerine dair (Trabzon Ağır Ceza Mahkemesi)'nden verilen 6.5.1981 gün ve 27-143 sayılı hüküm sanıklar vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 8. Ceza Dairesi'nce incelenerek bozulup yerine geri çevrilmiştir.
İlk hükümde direnmeye ilişkin aynı mahkemeden verilen 9.12.1981 gün ve 303-362 sayılı son hükmün Yargıtay'ca incelenmesi sanıklar tarafından süresinde verilen dilekçe ile istenilmiş ve koşulu da yerine getirilmiş olduğundan dosya C. Başsavcılığı'nın hükmün bozulması istemini bildiren 10.6.1982 gün ve 8/1762 sayılı tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Geceleyin konut dokunulmazlığını bozmak, kız kaçırmaya teşebbüs ve müessir fiil suçlarından sanıklar Mehmet ve Kemal'in TCK'nun 193/2, 456/4, 6136 sayılı Yasa'nın 13. maddeleri gereğince sonuç olarak birer yıl sekizer ay hapis ve üçbiner lire ağır para cezası ile tecziyelerine, kız kaçırmaya teşebbüs suçundan beraatlerine ilişkin hükmü, özel daire;
(26.8.1980 günlü talepnamede 6136 sayılı Kanun'a aykırı davranış suçundan kamu davası açılmadığı ve CMUK'nun 259. maddesine göre de bir işlem yapılmadığı halde yazılı şekilde bu suçtan da mahkumiyet hükmü kurulması) isabetsizliğinden bozmuş;
Yerel mahkeme ise : (Talepnamede, silah çekme ve yaralama suçlarının bahis konusu edildiğini ve müşteki Fatma, tanıklar Rebiman, Selahattin'in hazırlık soruşturması sırasındaki beyanlarından sanıkların olay sırasında tabanaca ile birden çok ateş ettiğini anlaşıldığını, talepnameyi tanzim eden aynı C. Savcısı'nın esas hakkındaki iddianamesinde ve sorgu hakiminin son soruşturmanın açılması kararında, ruhsatsız silah taşımak suçundan dolayı da sanığa ceza verilmesi istenilmiş ve bu duruma itiraz edilmemiş, duruşmada da C. Savcısı esas hakkındaki mütalaasında 6136 sayılı Kanun'un 13/1. maddesine muhalefetten ceza tayinini talep ederek, sanıklar buna da bir itirazda bulunmamış olmalarına göre, 1. Ceza Dairesi'nin 18.1.1964 gün ve 2518/90, Ceza Genel Kurulu'nun 21.11.1960 gün ve 3-180 sayılı kararları da gözönünde tutulduğunda, sanıklara ruhsatsız silah taşımak suçundan ceza verilmesinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır) gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Maçka C. Savcılığı'nda düzenlenen 26.8.1980 gün ve 187-8 sayılı talepnamenin başlık kısmında "suç; geceleyin baskın, silah çekme, kız kaçırmaya teşebbüs, hakaret ve eylem" olarak nitelendirildikten sonra, aynen: (sanıkların olay gecesi Maçka İlçesi, Şimşirli Köyü, Zemberek Yaylası'nda mağdureye ait eve mağdureyi kaçırmak için baskın yaptıkları, evin kapısını kırarak mağdurenin annesi Fatma'ya silah çektikleri, bu sırada mağdurenin evinden başka eve kaçarak sanıkların elinden kurtulduğu, bu sırada olaya karşı koyan mağdurenin annesi Fatma'nın adiyen yaralandığı, yine olay sırasında sanıkların mağdurenin annesi Fatma'ya hakaret ettikleri anlaşılmaktadır) denilmektedir.
Son soruşturma kararında, sanıkların silah çekme suçundan men'i muhakemelerine karar verilmiştir.
Ceza davasının konusu, suç işlendiği iddiası üzerine, fertlerin hayatlarından alınan belli bir kesitin ceza hukuku ve ceza yargılaması hukuku bakımından değerlendirilmesidir. Ancak, bu değerlendirme yapılırken buna bir sınır çizilmesi de zorunludur. Bu sınırlama maddi vakıalar karışımı ile yapılabilir ve bu sınırlamanın da dava açılırken yapılması gereklidir.
Bu sınırlar içinde hakim, araştırma ve tavsif etme yetkisine sahiptir. Bu sınırın dışına çıkıldığında, dava konusu da aşılmış olacaktır.
Dava açılmakla, iş savcının elinden çıkar ve mahkeme bağımsız biçimde, yani yargılamanın taraflarının mütalaalarıyla bağlı olmaksızın, uyuşmazlığı çözer (CMUK. 151/2.) Fakat mahkeme "davasız yargı olmaz" ilkesi ile sınırlı biçimde yargılama yapar. Hangi eylemden ötürü dava açılmışsa ve hangi sanıklar yargılanmak isteniyorsa, ancak onları yargılar.
Bu belirleme, kişilerin (sanıkların) ve eyleminin belirlenmesi biçiminde yapılacaktır. Dava açılırken, eylemin sınırları savcı tarafından çizilecektir. Savcının dava açan belgesinde (iddianame veya talepnamede) hangi eylemin yargılanmak istendiği kesinlikle anlaşılmalıdır (Erdener Yurtcan, Ceza Yargılaması Hukuku, 1982 Basımı, S : 330).
Maçka C. Savcılığı'nca düzenlenen 26.8.1980 gün ve 187 - 8 sayılı talepname içeriğinden, sanıklar hakkında 6136 sayılı Yasa'ya aykırı davranışta bulunmak suçundan da kamu davası açıldığının açıklıkla anlaşılamamasına ve yerel mahkemece CMUK'nun 259. maddesine uygun şekilde herhangi bir işlemde yapılmadığı halde, bu suçtan dolayı da mahkumiyet hükmü kurulması yasaya aykırı bulunduğundan, sanıklar vekilinin temyiz itirazlarının bu nedenle kabulü ile direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, tebliğnamedeki isteme uygun şekilde yerel mahkeme direnme hükmünün (BOZULMASINA), depo parasının sanığa geri verilmesine, 18.10.1982 gününde oybirliğiyle karar verildi.