Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1982/265
K: 1982/311
T: 28.06.1982
DAVA : Hakkı olmayan yere tecavüz etmekten sanıklar Salih Ürkmez ve Necati Ürkmez'in hükümlülüğüne dair Saray Sulh Ceza Mahkemesi'nden verlien 19.02.1991 gün ve 150/22 sayılı hüküm, sanıkların temyizi üzerine Yargıtay 6. Ceza Dairesince incelenerek bozulup yerine geri çevrilmiştir.
İlk hükümde direnmeye ilişkin aynı mahkemeden verilen 12.11.1961 gün ve 152/158 sayılı son hükmün Yargıtayca incelenmesi sanıklar vekili tarafından süresinde verilen dilekçe ile istenilmiş, koşuluda yerine getirilmiş olduğundan dosya C. Başsavcılığı'n4n hükmün bozulması istemini bildiren 12.05.1982 gün ve 6/12026 sayılı tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1- 5917 sayılı Yasaya muhalefet ve hakkı olmayan yere tecavüz suçlarından sanık Salih ve Necati Ürkmez'in, TCK.'nun 513/1., 647 sayılı Yasanın 4 ve 5. maddeleri gereğince sonuç olarak 7500'er lira ağır para cezasıyla tecziyelerine ilişkin hükmü, Özel Daire; (1- Sanık Salih hakkında 5917 sayılı Yasaya aykırılıktan dava açılmış ve karar yerinde bu sanığın men kararandan sonra dava konusu yere ikinci kez tecavüzde bulunmadığı oluşa uygun olarak kabul edilmiş bulunmasına, adı geçen hakında 1979 yılındaki ilk tecavüzden ötürü hudut bozma suçundan dolayı açılmış ir dava ve bu yolda bir iddia söz konusuedilmemiş olmasına göre, sanığın beraati yerine yazılı madde ile hükümlendirilmesine karar verilmesi,
2- Sanık Necati'nin aynı köyde oturması sebebiyle, kardeşi Salih hakkında Kaymakamlıkça müdahalesinin önlendiğine dair karardan ve infazdan haberdar olup olmadığı araştırılarak ve haberdar olduğunun sübutu halinde aynı yerel ekip biçmecisinin 5917 sayılı Yasanın 7. maddesinde muhalefet suçunu teşkil edeceği nazara alınarak açılan avaya göre ek savunma hakkı verilmek suretiyle bu sanığın 5917 sayılı Yasaya muhalefetten hükümlendirilmesi gerekirken unsurları açıklanıp gösterilmeden TCK.'nun 513/1. maddesiyle ceza tayini,
3- Kabule göre de:
a- Sanıkların tecavüz ettikleri yerin değeri tesbit edilerek tertip edilen cezalarına TCK.'nun 522. maddesinin hafifletici hükümlerinin uygulanması gerekip gerekmeyeceğinin gözetilip tartışılmaması,
b- Suçu ayrı ayrı işlediği kabul edilen sanıklardan yargılama giderlerinin müteselsilen alınması) isabetsizliğinden bozmuş; Yerel Mahkeme ise:
(Sanıklardan Salih Ürkmez'in müşketiye ait taşınmaza 1979 yılı içerisinde, sürüp ekmek suretiyle yaptığı tecavüz Kaymakamlığın 16.11.1979 gün ve 33 sayılı kararı ile dafedilmiş ve sözkonusu taşınmaz sanıktan alınarak müştekiye verilmiş olup, buna dair 27.11.1979 tarihli infaz tutanağı tutulmuş olmakla birlikte sanık Salih Ürkmez'in dava konusu taşınmaza ilk tecavüzden sonra ikinci defa tecavüz ettiği hususu mevcut kanıtlardan anlışılmamıştır. Bu duruma göre 5917sayılı kanunun suç unsurları oluşmadığı taktirde TCK.'nun 513. maddesinin uygulanacağına dair Özel Daire kararları karşısında sanık Salih Ürkmez'in ek savunma hakkı verilmiş olup; sanık Salih Ürkmez'in 1979 yılı içerisinde kardeşi diğer sanık Necati Ürmez'in ise 1979 ve 1980 yılları içerisinde müştekiye ait taşınmazları, zapt ve temettü etmek maksadıyla sürüp ektikleri sanıkların ikrarları, tabık beyanları ve dosya içeriğinden anlaşılmıştır) gerekçesiyle önceki hükmünde direnmiştir.
Dosyaya, oluşa ve mevcut delillere göre:
Müşteki Ahmet Giray'ın başvurusu üzerine Saray Kaymakamlığı, yaptığı idari tahkikat sonunda, 06.11.1979 gün ve 33 sayı ile, (müştekinin niza konusu 35 dönümlük gayrimenkule salik sıfatıyla asli zilyet olduğu ve yerin icarcı sıfatıyla mütecavizin fuzuli iş halinde olduğu anlışıldığını... Salih Ürkmez'in bu ersiz ve haksız tecavüzünün men'ine ve yerin müşteki Ahmet'e teclisine, tarafların terciha sayan bir hak iddiaları varsa ait olduğu mahkemeye başvurmakta muhtariyetice) karar vermiştir.
5917 sayılı Yasa hükümleri çerçevesinde verilen bu men kararı sanık Salih Ürkmez'e tebliğ edilmiş ve 27.11.1979 tarihinde usulüne uygun şekilde mahalinde infaz edilerek nizalı taşınmaz müşteki Ahmet Giray'a teslim edilmiştir.
Bu infazdan sonra müşteki vekili C. Savcılığına verildiği 18.07.1980 tarihli dilekçe ile, sanık Salih Ürkmez'in men edildiği sözkonusu yere Temmuz (1980) ayında ikinci kez tecavüz ettiğini belirterek 5917 sayılı Yasa uyarınca işlem yapılmasını talep etmiş, Saray C. Savcılığınca yapılan hazırlık soruşturması sonunda, 15.10.1980 tarihli iddianame ile, sanık Salih Ürkmez hakkında, Temmuz (1980) tarihinde Kaymakamlıkça men edildiği müştekiye ait yere ikinci defa tecavüz etmekten eylemine uyan 5917 sayılı Yasanın 7. maddesi uyarınca cezalandırılması isteği ile kamu davası açılmıştır.
Duruşma sonunda Sanık Salih'in: (1970 yılında bu tarlayı ağabeyi Necati Ürmez ile birlikte sürüp ektiğini , ağabeyi Necati'nin sürmede davacı ettiğini) savunması, tanık olarak dinlenen Necati Ürkmez'in de: (Suç tarihinde nizalı taşınmazı sanık Salih'in değil kendisinin sürüp ektiğini) bildirmesi üzerine, Yerel Mahkeme suç duyurusunda bulunulmasından sonra, Saray C. Savcılığından 05.02.1981 günlü ek idianamesi ile, sanık Necati Ürkmez hakkında, dava konusu tarlaya Temmuz (1980)ayında sürüp ekmek suretiyle zaptetmek suçundan, eylemine uyan TCK.'nun 513/1. maddesi gereğince cezalandırılmasına karar verilmesi istemiyle kamu davası açılmış; Yerel Mahkeme her iki sanığın TCK.'nun 513/1. maddesinin uygulanması suretiyle cezalandırılmalarına karar verilmiştir.
Yasa koyucu TCK.'nun 513/1. maddesi ile taşınmazalrı değil, bunları çeviren hudutları himaye etmek istemiştir. Sanıkların mutasarrıf bulunduğu emlak ve araziye tamamen veya kısmen zapt ve tasarruf etmek veya bunlardan yararlanmak amacı ile hudutlarının değiştirilmesi veya bozulması halindedir ki TCK.'nun 513/1. maddesinde müeyyideye bağlanmış olan suç oluşur.
Sanık Salih hakkında 5917 sayılı Yasaya aykırı eylemde bulunmak suçundan dava açılmıştır. Adı geçen sanığın Kaymakamlığın men kararından sonra nizalı taşınmaza iki kez tecavüz etmesinin anlaşılması ve unsurları bakımından da olayda TCk.'nun 513/1. maddesinde müeyyideye bağlanmış "Hakkı Olmayan Yerlere Tecavüz" suçunun oluşmadığı da gözönünde tutularak, sanık Salih Ürkmez'in beraatine karar verilmesi gerekmektedir.
Sanıklardan Necati Ürkmez'in hukuki durumunun tayini için bazı hususlara değinilmesinde yarar bulunmaktadır.
5917 sayılı yasanın çıkarılış amacı: Gayrimenkullere yapılan tecavüz ve müdahalelerin, kavga, yaralama, öldürme gibi kamu huzur ve düzenini bozucu çeşitli olaylara sebep olması dolayısıyla, uyuşmazlık hali mahkemelerce halledilinceye kadar, bu çeşit olayların çıkmasını ve davasını önlemekdir. Kaymakamlık ve vakileklerce anılan yasa çerçevesinde verilen men kararları da işte bu amacı gerçekleştirmeye yönelik idari bir tedbirdir.
29.06.1955 gün ve 8/15 sayılı Tevhidi İçtihat Kararında da değinildiği gibi: 5917 sayılı Yasa, gayrimenkul üzerinde, kişiler arasıdaki hukuki bakımından kim haklı, kim haksız bunu tesbit etmesi amaçlanmıştır. Bu kanun uygulamasında, tabir caiz ise, fiili durum dondurulur, anılan bu önlemle muhtemel nizalar önlenir, haklı-haksız ise hukuk mahkemelerince belirlenir.
Anılan Tevhidi İçtihat Kararında aynen: (...Gayrimenkul üzerinde tecrihe şayen bir hıkkı olmadığı halde o gayrimenkule tecavüz eyleyen kimsenin fiili ve hareketinden değil, vuku muhtemel bir nizayı bertaraf etmek maksadı ile idarece alınmış olan ve ancak önleyici bir tedbir mahiyetinde kalan bir emre karşı gelmekten ve bu babtaki karara acemi itsattan reşet etmektedir. Binaenaleyh suç taraflar arasındaki hukuki uyuşmazlıkların nihai ve kesin çözüm yeri olan mahkemelerin görevine ilişkin hususta ilgili olmayan ve unsurları asayiş esasına dayalı idari bir tasarruftan olan eylemdir.
Tecavüze men edilen kişinin yapacağı üç şey vardır: Ya, idari tasarrufun istekli davası açar; ya tercihe şayan hakkı olduğu iddiasıyla hukuk mahkemesinde dava açar; ya da men edildiği yere bir daha tecavüz etmez.
Sonuç olarak: Men kararının usulen infazından sonra tekrar tecavüz halinde 5917 sayılı Kanunda yazılı suç şeklen oluşur. Artık mahkeme geriye, men kararına takaddüm eden aşamaya dönerek idari makamların yetkisine dahil olan bir hususu, zilyetlik keyfiyetini incelemez. Bu mahkemeye ait değildir.) denilmektedir.
5917 sayılı Kanuna göre men kararından sonra o gayrimenkule vaki olacak tecavüz iki şekilde olabilir; birincisi: Tecavüz defedilen kimse tarafından mahkeme kararıyla o yer kendisine teslim edilmeksizin ikinci defe tecavüzde bulunması hali, ikincisi: Zilyedine teslim olunan gayrömenkule tecavüzü men olunan kimseden gayrisının tecavüz ve müdahalesi halidir.
5917 sayılı Yasanın birinci maddesinin son fıkrasında: (Zilyedine teslim olunan gayrimenkule başkaları tarafından vuku bulacak tecavüz ve müdahaleler yeni bir tahkikat yapılmaksızın derhal men edilir) hükmüne yer verilmiştir.
Yasaya bu hükmün konuluundaki amaç, Adalet Komisyonunun 24.07.1951 tarihli raporunda da denildiği gibi: (Yedi nez edilen kimseden gayri, tecavüzün bankaları tarafından temadi ve teselsül ettirilmesi gibi suistimallere, muvazaalı hareketlere mani olmaktır.)
Sönmez bir hüküm, aynı Yasanın 7. maddesinin ikinci fıkrasında yer almaktadır. Bu fıkrada: "...Silahlı olmasalar bile birkaç kişi tarafından" vuku bulacak tecavüzlerin daha ağır bir şekilde cezalandırılmaları öngörülmektedir. Söz konusu birkaç kişiden hepsinin 5917 sayılı Yasa hükümleri çerçevesinde yedlerinin nez edilmiş olması şart değildir. Yedi nez edileni bildiği halde ona iştirak edenler de bu maddeye göre cezalandırılır.
Açıklanan hususlar gözönünde tutulduğunda; sanıklardan Necati Ürkmez'in TCK.'nun 513/1. maddesi uyarınca cezalandırılmasına imkan bulunmamakla birlikte; adı geçen sanığın kardeşi Salih hakkında verilen karardan ve infazdan haberdar olup olmadığı araştırılarak, haberdar olduğunun anlaşılması halinde, ek savunma hakkı verilmek suretiyle, 5917 sayılı Yasaya muhalefet suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi gerektiğinden ve Özel daire kararında açıklanan diğer bozma nedenleri de yerinde bulunduğundan, sanıklar vekilinde temyiz isteminin bu nedenlerle kabulü ile, direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, tebliğnamedeki isteme uygun şekilde, Yerel Mahkeme direnme hükmünün BOZULMASINA, depo paralarının sanıklara geri verilmesine, 28.06.1982 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06
  • Kısmi Kabul ve Kısmi Red Kararından Sonra 3/4 oranından indirimli icra vekalet ücreti 
  • 26.04.2025 09:11


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini