 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1982/252
K: 1982/430
T: 22.11.1982
DAVA : Öldürmeye teşebbüs suçundan sanık Bayram'ın hükümlülüğüne dair (Çorum Ağır Ceza Mahkemesi)'nden verilen 28.5.1981 gün ve 130-172 sayılı hüküm, müdahil vekili ile C. Savcısının temyizi üzerine Yargıtay 1. Ceza Dairesi'nce incelenerek bozulup yerine geri çevrilmiştir.
İlk hükümde direnmeye ilişkin aynı mahkemeden verilen 29.12.1981 gün ve 381-347 sayılı son hükmün Yargıtay'ca incelenmesi C. Savcısı ve müdahil vekili tarafından süresinde verilen dilekçe ile istenilmiş, müdahil vekili yönünden koşulu da yerine getirilmiş olduğundan dosya C. Başsavcılığı'nın hükmün bozulması istemini bildiren 4.5.1982 gün ve 1/1673 sayılı tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle, Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Öldürmeğe teşebbüs suçundan sanık Bayram'ın TCK.nun 456/2, 457/1, 59, 51/1. maddeleri ile 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, 10.000 lira manevi tazminatın sanıktan alınıp müdahile ödenmesine, nisbi harç ve yargılama giderlerinin sanıktan alınmasına ve müdahil vekilinin temyizi üzerine inceleyen Yargıtay özel dairesi "Olay gecesi sanık ile müdahilin yolda buluşup içki içerken aralarında çıkan münakaşada sanık, müdahili iki yerinden yaraladığı müdahil hemen hastahaneye kaldırılarak yapılan ameliyet neticesinde kurtulduğu dosya içeriği ile sabittir. Bu durumda:
1 - Sanığın, mağdur-müdahilin hayati önemi haiz bölgelerinden olan karnına öldürücü vasıfta olan bıçakla iç organlarında tahribat yapacak şekilde iki defa bıçaklayarak yaraladığı, müdahilin hayati tehlike geçirip yapılan ameliyatla kurtulmasıyla sanığın müdahili öldürme kastıyla hareket ettiği açık olup, hakkında TCK.nun 448, 62. maddelerinden hüküm kurulması gerekirken yaralamaktan ceza tayini,
2 - TCK.nun 56. maddesi, 15 sayılı Kanunla kaldırıldığı halde yaştan dolayı maddenin uygulanması,
3 - Nisbi harcın eksik tayini, isabetsizliğinden bozmuş dosyanın gönderildiği mahalli mahkeme ise;
Özel dairenin bozma kararındaki iki ve üç no.lu bozma sebeplerine uyulmasına oybirliğiyle, bir nolu bozma sebebinde oyçokluğu ile ve özetle: Mücerret hayatı nahiyeden yaralamanın öldürme kastının varlığına delalet etmeyeceği, eylemin oluş ve sonuçlanma tarzı ile sanık ve mağdur arasında mevcut münasebete göre suçun vasfının tayini gerekeceği, dövülen tek kollu, yaşlı sanığın üzerine çıkarak kendisini döven daha genç ve güçlü mağdura karanlıkta hedef gözetmeksizin çakı bıçağı ile iki darbe vurması ve üzerinden kalkan mağdura saldırısını devam ettirmeyip oradan uzaklaşması gibi hareketleriyle beliren durumun öldürme kastına yönelik bulunmadığı görüşüyle önceki kararda direnmiştir.
İncelenen dosyaya ve delillere göre :
Olay gecesi saat 01.00 sıralarında sanık Bayram, arkadaşı tanık Ali ile birlikte evlerinin önünde oturup konuşurlarken yanlarına gelen mağdur müdahil Zeynel'in içki içme teklifini kabul etmeleri üzerine sokakta kapı yanında içki içerek sohbet ettikleri bir sırada sanık ile mağdur münakaşaya başlamışlardır. Münakaşa yaparken mağdur Zeynel, sanık Bayram'a "....... sülalesi değil misiniz? s..... min attırdığısınız" diyerek hareketi üzerine sanığın "terbiyeli konuş" deyip ayağa kalkması ile boğuşmaya başlamışlardır. Genç ve kuvvetli olan mağdur, kendisinden daha yaşlı ve tek kollu dirsekten kesik olan sanığı kolundan ve boynundan tutarak 10-15 metre kadar sürükledikten sonra altına alıp dövmeye başladığında sanık kendisine ait uzunluğu tesbit edilmemiş bulunan çakı bıçağını bir fırsatını bularak cebinden çıkarıp birkaç defa sallayarak mağduru yaralamıştır. Yaralı mağdur dehal Çorum Devlet Hastanesi'ne kaldırılmıştır. Yaralının ilk muayenesinde biri 4 cm. diğeri 6-7 cm. batna nafiz iki yara olduğu ve ince bağırsaklarının batın dışına çıktığı görülüp acilen ameliyata alınmıştır. Tedavisi sonunda hayati tehlike geçirdiği belirtilerek 20 gün işten kalır kesin rapor almış, Adli Tıp Meclisi'ne gönderilen evrakları incelenerek "batna nafiz kesici-delici alet yarası ile yatırıldığı, epigasturumda orta haddin hamen solunda bir adet batına nafiz kesici yara tesbit edilip spinaiylaka arderiyos superiordan 3 cm. yukarıda lomber bölgeye uzanan, aynı noktadan sağa doğru seyreden, karın boşluğuna 200 cm.3 kan aspire edildiğinin bildirildiği, karın boşluğuna girip mideyi iki yerinden delen, omentumu yırtan batına nafiz kesici ve delici alet yarası arızasının şahsın hayatını tehlikeye maruz kıldığı, 25 gün mutat iştigaline engel teşkil edeceği mütalaası" bildirilmiştir.
Özel daire ile mahalli mahkeme arasındaki uyuşmazlık sanığın kastının tayini ile ilgilidir.
Doktrinde ve mahkeme içtihatlarında kast; suçu teşkil eden fiilin neticelerini bilerek ve isteyerek işlemek iradesi şeklinde tarif edilmektedir. Bu tariften hareket ile olayımızda sanığın kastının ne olduğunu tayin etmek gerekir.
Bıçak, uzaktan atılan taş gibi hedef alınan yerlerden başka yerlere de isabet kaydedebilen bir cisim değil, istenilen nahiyeye tevcih edilebilir bir silahtır. Sanıkta öldürme kastı mevcut olmasıydı bıçağını bir defa vurması veya müdahil mağdurun hayati önemi haiz yerlerini hedef almaması gerekirken böyle yapmayarak karın gibi hayati organların bulunduğu bölgeyi hedef olarak bıçağını iki kere kuvvetle saplaması, müdahilin hayatının acil ve başarılı bir ameliyat ve tedavi sonucu kurtarılabilmesi, sanığın öldürmek amacıyla hareket ettiğini açıkça ortaya koyduğuna ve tam teşebbüste (vazgeçme) bahis konusu olamayacağından; sanığın bıçağını iki defa müdahilin hayati organlarının bulunduğu bölgeye öldürmek amacıyla sapladıktan sonra hangi nedenle olursa olsun eyleminden vazgeçmesi ve mağdurun sanığa nazaran genç ve güçlü olması, sanığın tek kolunun bulunmaması oluşmuş bulunan öldürmeğe tam teşebbüs suçunun vasfını değiştirmez.
Bunun yanında, mağdurun olay öncesi sanığa küfretmesi, bundan sonra kolundan ve boynundan tutup 10-15 metre sürükleyip altına alarak dövmesi hareketi, sanık lehine TCK.nun 51. maddesinin 1. fıkrasını değil, 2. fıkrasını uygulanmasını gerektirir nitelikte ağır ve şiddetli tahrik teşkil etmektedir.
Bu itibarla sanığın eylemi, TCK.nun 448, 62, 51/2. maddelerine temas eder ağır ve şiddetli tahrikatına öldürmeye tam teşebbüs suçunu teşkil edeceğinden genişletilen gerekçeyle direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne tahrikin derecesi dışında katılmayan üyeler ise; mağdurun hareket ve tecavüzüne maruz kalan sanığın hareketinin kurtulmaya yönelik müessir fiil kastını teşkil edeceği gerekçesiyle karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle C. Savcısı ve müdahil vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile genişletilen gerekçeye göre mahalli mahkeme direnme kararının BOZULMASINA, müdahilin depo parasının geri verilmesine 25.10.1982 gününde üçte iki çoğunluk sağlanmadığından 22.11.1982 gününde ikinci müzakerede oyçokluğu ile karar verildi.