 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1982/216
K: 1982/272
T: 07.06.1982
DAVA : Yasa dışı bir örgütün adını kullanmak suretiyle tehdit etmekten sanık Nihat Şanlı'nın hükümlülüğüne dair Serik Asliye Ceza mahkemesinden verilen 29/4/1981 gün ve 266/155 sayılı hüküm Sanık vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 4. Ceza Dairesince incelenerek bozulup yerine geri çevrilmiştir.
İlk hükümde direnmeye ilişkin aynı mahkemeden verilen 31.12.1981 gün ve 194/355 sayılı son hükmün Yargıtayca incelenmesi sanık vekili tarafından süresinde verilen dilekçe ile istenilmiş, koşulu da yerine getirilmiş olduğundan, dosya, C.Başsavcılığının hükmün bozulması istemini bildiren 16.4.1982 gün ve 4/1311 sayılı tebliğnemesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Yasadışı bir örgütün adını kullanarak mektupla şartlı tehditten sanık Nihat Şanlı'nın, TCK.nun 188/3, 1402 sayılı Sıkıyönetim kanunun 2301 sayılı yasayla değişik 117. maddesi uyarınca 4 sene hapis cezası ile mahkumiyetine ilişkin hükmü Özel Daire;
Yerinde görülmeyen sair itirazarı reddederek;
(1402 sayılı yasanın 2301 sayılı yasa ile değişik 17. maddesinin sadece Sıkıyönetim mahkemelerince uygulanabileceği gözetilmeden, sanığa verilen cezanın bu madde ile arttırılması) isabetsizliğinden oybirliğiyle bozmuştur.
Yerel Mahkeme ise sanığın üzerine atılan suçun niteliğine, Sıkıyönetim komutanlığının "isnat olunan suç Sıkıyönetimin ilan nedenlerinden olmakla beraber, davanın Sıkıyönetim Askeri Mahkemelerinde bakılmasına lüzum olmadığı" yolundaki cevabı yazısına göre suç Sıkıyönetimin ilan nedenlerinden bulunduğundan sanığın cezasının 1402 sayılı Sıkıyönetim Yasasının değişik 17. maddesi gereğince arttırılmasının Usul ve Yasaya uygun olduğu görüşüyle direnmeye karar vermiştir.
Görüldüğü gibi uyuşmazlık 1402 sayılı Yasanın değişik 17. maddesinin adliye mahkemelerince uygulanıp uygulanmıyacağı noktasında toplanmaktadır.
1402 Sayılı Sıkıyönetim kanunun 2301 sayılı yasa ile değişik 17. maddesinde;
(Sıkıyönetim ilanından sonra işlenen suçlardan sıkıyönetim mahkemelerince verilen muvakkat hürriyeti bağlayıcı cezalar ile para cezaları arttırılır. Bu arttırma, o suç için muayyen olan cezanın üçte birinden en az olmamak üzere iki katına kadardır. Ancak Sıkıyönetim görevlileri aleyhine işlenen suçlarda muayyen olan cezanın iki katı arttırılır. Şu kadarki verilecek cezalar o fiil için muayyen olan cezanın azami haddini aşamaz.
Sıkıyönetim mahkemelerince verilen cezalar para cezasına veya tedbirlerden birine çevrilemez ve ertelenemez hükmü yer almıştır. Bu hüküm hiçbir duraksamaya yer vermeyecek biçimde "sıkıyönetim mahkemelerince verilen muvakkat hürriyeti bağlayıcı cezalar ile para cezalarında "arttırma yapılabileceğini öngörmektedir.
Diğer taraftan anılan 15. maddesine 2301 sayılı Yasa ile eklenen 4. fıkradaki, "Sıkıyönetim komutanlığının suç dosyasını gönderdiği Cumhuriyet savcıları, askeri savcılar ile mahkemeler görevsizlik ve yetkisizlik kararı veremezler. Bu şekilde gönderilen suç dosyaları hakkında bu kanun hükümleri uygulanır. "hükmü bir usul kuralını içermektedir. Zira bu maddeden sonra gelen ve yukarıda açıklanan 17. maddede, muvakkat hürriyeti bağlayıcı cezalar ile para cezalarında artırmanın sadece Sıkıyönetim mahkemelerince yapılacağı açıkca belirlenmiştir. Bu madde dışında adliye mahkemelerinde cezanın arttırılacağına ilişkin başka bir hüküm yoktur.
Bu itibarla Özel Daire bozması Usul ve Yasaya uygun bulunduğundan sanık vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne, direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
Çoğunluk kararına katılmayan üye :
İsmail Oğuz: 1402 Sayılı Kanunun, 2301 sayılı Kanunla değişik 13 ve 15. maddelerindeki ve 2301, 2354 Sayılı Kanunlarla bu kanuna eklenen ek maddelerde yazılı ve sıkıyönetim mahkemelerinin görevine giren suçlarda; Sıkıyönetim Komutanı, bu suçlardan Sıkıyönetim Askeri Mahkemelerinde bakılmasına lüzum görmediklerini ilgili Adli Mercilere vermeğe yetkili kılınmış ve Sıkıyönetim Komutanın suç dosyasını gönderdiği C.Savcıları, Askeri Savcıları ve mahkemeler görevsizlik yetkisizlik kararı vermekten alıkonulmuş ve bu şekilde gönderilen suç dosyaları hakkındaki bu kanunun hükümlerinin uygulanması gereği gösterilmiştir.
Genel Adli Yargıda bakılan sıkıyönetim suçlarında; 1402 sayılı kanunun 17. maddesinin uygulanamıyacağı düşüncesini, yukarda yazılı maddeler hükümleriyle ve özellikle aynı yasanın 18. maddesinde yer alan ve CMUK. nun bilinen temyiz kurallarından ayrık olarak (il Savcılarına) temyiz hakkı tanıyan hükmün getiriliş amacına bağdaştırmak mümkün olamaz. Ayrıca, anılan 17. maddenin, Sıkıyönetim mahkemelerinden başkasında uygulanmıyacağını Kabul etmek demek, Sıkıyönetim zamanında, aynı Sıkıyönetim suçunu işleyen 2. Kişiden, Sıkıyönetim Komutanın Kişisel Takdirine bağlı olarak Adli Yargıda yargılananla, Askeri Yargıda yargılanan Kişiden farklı ceza almasına kabul etmek sonucu doğururki bu sonuç Anayasanın Genel ilkeleriyle ve yasaların genellikle ve eşitlik) Kurallarına aykırı düşeceği görüşüyle hükmün onanmasına yolunda oy kullanmıştır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlere göre direnme hükmünün istek gibi, Bozulmasına, depo parasının geri verilmesine 7.6.1982 gününde üçte ikiyi geçen çoğunlukla karar verildi.