Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1982/1-230
K: 1982/361
T: 18.10.1982
765/m.51
Adam öldürmekten sanık Ekrem'in hükümlülüğüne dair ( Erzurum Ağır Ceza Mahkemesi )nden verilen 3.2.1981 gün ve 208/16 sayılı hüküm re'sen temyize tabi olup, müdahilinde temyizi üzerine Yargıtay 1. Ceza Dairesi'nce incelenerek bozulup yerine çevrilmiştir.
İlk hükümde direnmeye ilişkin aynı mahkemeden verilen 25.2.1982 gün ve 273/31 sayılı son hükmün Yargıtay'ca incelenmesi re'sen temyize tabi olduğundan, dosya C. Başsavcılığı'nın hükmün, onanması istemini bildiren 26.4.1982 gün ve 1/1528 sayılı tebliğnamesiyle 1. Başkanlığına gönderilmekle; Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Adam öldürmek suçundan sanık Ekrem'in, TCK.nun 448, 59, 31 ve 33. maddeleri gereğince yirmi yıl ağır hapis cezası ve fer'i cezalarla tecziyesine ilişkin hükmü özel daire:
( Sanık Ekrem'in babasının maktulün köyünde imam bulunduğu sırada, onun imam olmasından hoşlanmayan maktülle aralarında anlaşmazlık ve tartışma çıktığı, bu yüzden köyü terkeden sanığın babasının bu anlaşmazlığın ve tartışmaların etkisiyle hastalanıp yatağa düştüğü mevcut delillerle anlaşılmış ve bu husus mahkemece de kabul edilmiş olduğu gibi, sanığın ayrıca olaydan evvel maktülün kendisine yanaşarak dirsek vurup küfür ettiğine ilişkin savunmasının aksinin sübuta ermemesi nedeniyle müdafaanın kabulünde de zorunluluk bulunmuş olmasına göre; şu hallerin sanık lehine TCK.nun 51/1. maddesinin uygulanmasını gerektirir adi tahriki oluşturacağının düşünülmemesi ) isabetsizliğinden bozmuş, yerel mahkeme ise:
( Öldürülen Sebahattin, başka köyden olup sanığın köyüne misafiren gelmiş, garip bir şahıstır. Aynı zamanda 1933 doğumlu olarak da olgun yaşta kamil bir kişidir. Sanık ise kendi hısım akrabalarının içinde, kendi köyünde, 1956 doğumlu genç bir şahıstır. Öldürülenin kendisinden 23 yaş küçük sanığa, kendi köyünde ve akranlarının yanında dirsek vurması ve ona hakaret etmesi mantıken düşünülemeyeceği gibi; olayın görgü tanığı olan Necmettin, Galip, Osman ve sanığın müdafaa tanığı olarak dinlettiği babası Sırrı "sanıkla öldürülen arasında herhangi bir tartışma, küfürleşme olmadığını, sanığın babasının yanından ayrılarak o anda köylülerle konuşmakta olan öldürülenin yanına giderek aniden öldürülene vurduğunu" açık ve kesin olarak bildirmiş olduklarından ve öldürülen Sebahattin'in ölmeden önce Jandarmaya vermiş olduğu ifadesinde "sanıkla kendi arasında hiçbir konuşma olmadığını, sanığın aniden gelerek kendisine vurup kaçtığını" bildirmiş olduğundan ve tanık Necmettin'in "öldürülen bana: "Ben hiç farkında değilim, sanki kafama minare düştü" diye söylediği, hatta vuranı bile bilmiyordu, ansızın vurduğunu söyledi. Arkamdan kavga olsa duyardım, mesafemiz yakındı, olaydan sonra da kavgadan bahsetmediler, sanık ansızın vurdu dediği de gözönünde tutulduğuda, öldürülenden gelen hiçbir haksız hareket olmadan, sanığın ani bir karar ve hareketle öldürülene vurduğu sonucuna varılmıştır ) gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir, dosyaya, oluşa ve mevcut delillere göre:
Doyurduğu Köylüleri 1979 yılında sanığın babasını köylerine imam olarak tutmuşlardır. Öldürülenin yakınları ile köy muhtarının arası açıktır. Köy muhtarının imamı tutmasına içerleyen öldürülenin kardeşi, aynı yıl mayıs ayı içinde sanığın babasına taş vurup küfür etmiş, öldürülen de evine gelerek sanığın annesine babasının yanında hakaret ettiği gibi, köyden çıkmasını da istemiştir. Bu olaydan sonra sanığın babası imamlık yaptığı köyü terkederek kendi köyü olan Kavurmaçukuru Köyüne yerleşmiş, ancak olayın etkisiyle sağlığı bozulmuştur. Olay günü Kavurmaçukuru Köyüne gelen öldürülen, evinde misafir kaldığı Necmettin'le, Cuma Namazı kılmaya adı geçen köyün camiine gitmiş, sanık da hasta babasını camiye götürmüştür. Namazdan sonra köy camiine 70-80 metre mesafede sanık, maktül Sebahattin'i muhtelif yerlerinden tornavida ile yaralayarak ölümüne neden olmuştur.
TCK.nun 51. maddesinin uygulanmasına yol açacak eylemlerin mutlaka olay sırasında veya olaydan hemen önce vuku bulması zorunluluğu bulunmamaktadır. Zaman unsuruna bu derece dar bir görüşle bağlanmak bazı hallerde yetersiz kalır. Her olayı kendi oluşuna ve nedenlerine göre değerlendirmek gerekir. Maddenin uygulanması yönünden önemli olan, failin suçu öfke veya şiddetli elemin tesiri altında işleyip işlemediğidir. Haksız tahrik teşkil eden eylemle, suçun aynı anda işlenmiş olmasını aramak her olayda doğru olmaz. Mağdurdan gelen haksız hareketlerin psikolojik etkisinin devam ettiğinin kabulünde zorunluluk bulunan hallerde, sanığa verilen cezadan TCK.nun 51. maddesinin uygulanması suretiyle indirim yapılması gerekir.
Olayın başlangıcını gören görgü tanığı bulunmamaktadır. Kişiliği ve uygunsuz davranışları yukarıda açıklanan olay içeriğiyle de belirlenen öldürülenin, olaydan önce sanığa yanaşarak dirsek vurup, küfür ettiğine ilişkin sanığın savunmasının aksi sübuta ermediği gibi; öldürülen ve yakınlarının davranışları yüzünden sanığın babasının hastalandığı ve halen de hastalığının devam ettiği dosya içeriğinden anlaşıldığından, bu hallerin sanık lehine TCK.nun 51/1. maddesinin uygulanmasını gerektiren adi tahriki oluşturacağının kabulünde zorunluluk bulunduğundan, re'sen temyiz incelemesine tabi tutulan direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, tebliğnamedeki isteme aykırı şekilde, yerel makeme direnme hükmünün BOZULMASINA, 18.10.1981 gününde oybirliği ile karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini