Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1982/12
K: 1982/281
T: 14.06.1982
DAVA : Adam öldürmekten sanıklar Mustafa ve Nebi'nin hükümlülüklerine dair İzmir 4. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 10.9.1980 gün ve 404/348 sayılı hüküm, Yargıtay 1. Ceza Dairesince 30.1.1981 gün ve 4676/88 sayılı ilam ile onanmış onama kararı C.Başsavcılığının itirazı üzerine Ceza Genel Kurulunca incelenerek bozulup yerine geri çevrilmiştir.
İlk hükümde direnmeye ilişkin aynı mahkemeden verilen 19.10.1981 gün ve 295/242 sayılı son hükmün Yargıtay'ca incelenmesi sanıklar tarafından süresinde verilen dilekçe ile istenilmiş, koşulu da daha önceden yerine getirilmiş olduğundan dosya C.Başsavcılığının hükmün bozulması istemini bildiren 7.1.1982 gün ve 1/5610 sayılı tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Adam öldürmek suçundan sanık Nebi ve Mustafa'nın TCK.nun 448, 463, 31, 33 ve 6085 sayılı yasanın 60/E maddeleri gereğince 12'şer sene ağır hapis ve fer'i cezalarla tecziyelerine ve Mustafa'nın ehliyetnamesinin sürekli olarak geri alınmasına ilişkin hüküm, özel dairece incelenerek onanmasına karar verilmiş, bu karara karşı C.Başsavcılığınca itiraz yoluna başvurulması üzerine dosyayı inceleyen Ceza Genel Kurulu, 6.7.1981 gün ve 66/286 sayı ile özetle : (Sanıkların mağdureyi öldürdükleri hususunda yeterli delil elde edilemediği gerekçesiyle özel daire onama kararının kaldırılmasına, yerel mahkeme hükmünün bozulmasına ve sanıkların tahliyelerine karar vermiş; Yerel Mahkeme ise özetle : (Sevda'nın otomobil çarpması sonucu ölmediği, sanıkların her ikisinin de karıştığı olay içinde, fakat hangisinin meydana getirdiği tesbit edilemeyen kaide kemiği kırılmak suretiyle öldürüldüğü sonra kaza süsü verilmesi için cesedin yol üstüne getirilip bırakıldığı ceseddeki sıyrıkların da bu esnada meydana geldiği, sanıklar daha olay yerinden ayrılmadan Ekrem yönetimindeki aracın gelmesi nedeniyle sanıkların cesetle ilgilenme gereği duydukları kanaatine varılmıştır. Gerekçesiyle önceki hükmünde direnmiştir.
İşin esasının incelenmesine başlanmadan önce, bir kısım üyelerin : (C. Başsavcılığı itirazı üzerine Ceza Genel Kurulunca esastan incelenip karara bağlanmış bir konu hakkında, Yerel Mahkemenin direnme kararı verip veremiyeceği hususunun ön sorun olarak incelenmesi gerektiğini ileri sürmeleri üzerine, öncelikle bu usul sorunun tartışılmasına başlandı.
Yerel Mahkemenin direnme kararı ile C.Başsavcılığı itirazının prosedür, dayanak ve hukuki dokuları birbirinden farklıdır. Konuya açıklık getirmek bakımından iki müessese arasındaki farklılıkları belirlemekte yarar vardır.
1 - Temyiz incelemesine konu olan hukuki sorun hakkında, özel daire kararı ile C.Başsavcılığının görüşü "Mütalaası" arasında farklılık olduğu için, C.Başsavcılığın'ca itiraz yoluna başvurulur. Direnme kararı verilme suretiyle Ceza Genel Kurulu önüne getirilen meselede ise Yerel Mahkeme ile özel dairenin kararları arasında, başka bir deyişle iki karar arasında uyuşmazlık vardır.
2 - İtiraz üzerine verilen karar C.Başsavcılığı görüşünün kabulü veya reddi iken, direnme halinde, özel daire veya veya Yerel Mahkeme kararlarından birinin hukuka uygunluğu konusunda onama veya bozma kararı verilmek suretiyle iki karar arasındaki uyuşmazlık çözümlenmektedir.
3 - İtirazda C.Başsavcılığınca gösterilen itiraz sebepleri; direnme de ise Yerel Mahkeme kararındaki gerekçe ve gösterdiği dayanakları hukuki değerlendirmenin esasına oluşturmaktadır.
4 - İtirazda Genel Kurul incelemesi tarafların iradesi dışında ve C.Başsavcılığının başvurması üzerine yapıldığı halde; direnme halinde dava dosyası otomatikman Genel Kurula gönderilmemekle, Yerel Mahkemenin direnme üzerine yeniden kuracağı hükmün taraflarca temyiz edilmesi gerekmektedir. Başka bir deyişle, ancak yeni bir temyiz davası açılırsa Ceza Genel Kurulu işi ele alabilmektedir. Direnme kararı temyiz edilmezse o haliyle kesinleşmektedir.
5 - İtiraz etme süresi ile direnme kararının temyiz edilme süresinin farklılığı da iki müesese arasındaki maddi bir ayrıcalığın kesin ifadesidir.
6 - İtirazda Genel Kurul Yerel Mahkemece verilen 1. kararı incelemekte; direnmede ise, özel daire bozması ile Yerel Mahkemenin 1. kararı tamamen ortadan kalkmış olduğundan, direnme üzerine yeniden verdiği 2. karar incelenmektedir. Başka bir deyişle, Genel Kurul'ca inceleme konusu edilen Yerel Mahkeme kararı itirazda 1. karar direnme ise 2. karar olmak üzere başka başka kararlardır.
7 - Ceza Genel Kurulu, önüne getirilen davalara ilgili yasalar gereğideğişik sıfatlarla bakmaktadır. Örneğin Yargıtay Yasasının 42. maddesinde belirtilen şahısların kişisel suçlarına ilişkin davalara bidayet mahkemesi olarak baktığı gibi; bazı memurlara ilişkin olarak özel dairelerce verilen kararların ilk temyiz incelemesi Ceza Genel Kurulunda yapılmaktadır. Direnme ve itirazda da Genel Kurulun değişik sıfatları ortaya çıkmaktadır. İtirazda Genel Kurul itiraz mercii olup, merci sıfatıyla işi ele almakta; direnme de ise, açılan bir temyiz davası üzerine inceleme yapılmaktadır.
Her iki müessese arasındaki farklılıklar bu şekilde belirlendikten sonra, Ceza Genel Kurulunun itiraz üzerine verdiği kararın direnmeyi önlediği yolunda düşüncelerini açıklayan üyelerin ve bu tezi savunan yazarların görüşlerinin özetlenmesinde ve bu görüşlerin Genel Kurulunca kabul edilmeme nedenlerinin açıklanmasında yarar bulunmaktadır.
Bu tezi savunan yazarların bir kısmı, aslında direnmeye taraftar olmayan, direnmenin yargı mercileri arasındaki hiyerarşiyi bozan bir müessese olduğunu ileri süren kimselerdir. "Yargıtay'dan verilen bozma kararlarına Yerel Mahkemelerin ısrar hakkı" olduğuna ilişkin CMUK.nun 326. maddesinin açık hükmü ve direnme üzerine onanan kararların çokluğu gözönünde tutulduğunda bu müessesenin ülkemiz açısından isabeti ve önemi tartışma götürmez bir gerçek olarak ortaya çıkmaktadır.
Bu görüşte olan yazarlar ve üyelerce ileri sürülen sebepler :
1 - "Direnme mahkemeler için bir hak değil, yetkidir" denilmektedir.
ister "hak" olsun ister "yetki" olsun kullanılması mahkemelere mevdu olduğuna göre şartları tahakkuk eden yetkinin kullanılması da zorunludur. Kaldı ki, kavramın "hak" olarak ifadesine "Yanlış" demek, yasanın açık hükmü karşısında mümkün değildir. CMUK.nun 326. maddesinin matlabında "davaya bakacak mahkemenin hak ve mecburiyetleri" metninde de "Temyiz Mahkemesinden verilen bozma kararına mahkemelerin ısrar hakkı"ndan bahsedilerek direnmenin "hak" olduğu tereddüde yer vermeyecek biçimde ifade edilmiş bulunmaktadır.
2 - "Amaç : Kararın üst derecedeki yargı organında incelenmesi olduğuna göre, Genel Kurulda 2. kez incelemeyi kabul etmek bu amaca ters düşer" demektedirler.
Ancak; amaçtan hareketle yapılan yorumun "gayevi tefsirin", hak ve yetkileri daraltıcı güvenceleri kısıtlayıcı nitelikte olması da bu yorum türünün ana kuralıdır. Gayevi tefsire başvurulurken bu yorum çeşidinin açıklanan ana kuralını görememezlikten gelmemelidir. Keza bu görüş; direnme ve itirazın, sadece Genel Kurulca karara bağlanır olma müşterek tarafını kaale almakta, yukarıda özetlenen çok önemli farklılıklarını gözetmeme yanılgısına düşmektedir.
3 - "Direnme istisna, uyma ise asıldır. Bu itibarla istisnanın genişletilmemesi gerekir" denilmektedir.
Bu görüş, yasanın 1.6.1936 günlü Adliye Encümeni Mazbatasında belirtilen "Mahkemelerin ısrar hakkı mutlak olarak kabul edilmiştir" şeklindeki yasa koyucunun açık irade ve ifadesine aykırı olduğu gibi 326. madde metnindeki "Temyiz mahkemesinden verilen bozma kararına mahkemelerin ısrar hakkı vardır" biçimindeki kesin ve geniş kapsamlı genel kaideyi, "İstisna" olarak ifade etmenin hukuki ve yasal bir dayanağı yoktur.
Keza direnmenin kaide olduğu, ısrar edilememenin istisna olduğu, hangi kararlara karşı direnilmeyeceğinin tahdidi olarak yasalarda belirtilmiş olması ile bellidir. Örneğin : İİK.nun 366/3. maddesinde açıklanan bozma kararlarına direnilmemektedir.
4 - Başka türlü yargısal görüşlerde birlik sağlanamıyacağı, nitekim, Askeri Yargıtay'ın "her ne suretle olursa olsun daireler kurulunda karara bağlanan hususun yeniden bu kurulca incelenemeyeceği" şeklindeki yerleşmiş görüşüne itibar edilmesi gerektiği ileri sürülmüştür.
Çeşitli yargı organları kararları arasında olabildiğince birlik ve paralellik sağlanmasına çalışılması ana hedeflerden biri olmakla beraber; birliğin önce aynı sistemin kendi bütünlüğünde, özellikle adli yargı içinde sağlanması gerekir. Bunun en önemli araçlarından birisininde direnme müesesesi olduğu unutulmamalıdır. Gösterilen gerekçe ve açıklamalar ışığında, ileride Askeri Yargıtay'ın Ceza Genel Kurulu kararına itibar etmiyeceği de iddia olunamaz. Kaldı ki, hukukun doğma olmayıp, dinamikliği de bu tür farklılıklara doğal olarak yer verilecektir.
5 - Usulün 303. maddesindeki "itiraz üzerine verilen kararlar kesindir" hükmünün olayımızla hiçbir ilgili olmadığına kısaca değinmekte yarar vardır.
CMUK. muzun 297 ila 304. maddelerinde düzenlenen "itiraz" ve bu meyandaki 303. madde ile temyiz faslında yer alan 322. maddedeki "C.Başsavcılığı itirazı" arasında nitelik mevzu, maksat, yetki ve yapı itibariyle hiçbir ilişki yoktur. Özellikle 299. maddenin 4. bendinde yer alan hükümler bu hususa kesinlik kazandırmaktadır. Bu nedenle 297 ve sonraki maddelerde yer alan "itiraz" üzerinde daha fazla açıklamayı gerektirmeyecek biçimde konumuzun dışında olması nedeniyle 303. maddenin C.Başsavcılığı itirazında uygulama yeri yoktur.
Yukarıda yapılan açıklamalar CMUK.nun 326/1. maddesinde "ısrar üzerine Ceza Genel Kurulu kararlarına uymanın mecburi olduğu" nun belirtilmesine rağmen, itiraz üzerine verilen kararlar için böyle bir mecburiyet konulmamış olması da gözönünde tutulduğunda : C.Başsavcılığını itirazı üzerine verilen Ceza Genel Kurulu Kararlarına Yerel Mahkemelerin direnme hakları bulunduğuna işin esasının incelenmesi gerektiğine oyçokluğu ile karar verildikten sonra yapılan incelemede :
Ayrıntıları Ceza Genel Kurulunun 6.7.1981 gün ve 66/286 sayılı kararında açıklandığı gibi; sanıkların müşterek mağdureyi öldürdükleri yolunda delil elde edilememiştir. Her iki sanığın tutuklandıktan sonra birbirlerini zan altında bırakan çelişkili anlatımları da Adli Tıp Raporu, bilirkişi raporu, tanık beyanlarına uyum göstermemesi nedeniyle, yalnız başına bu beyanların sanıkların birlikte suç işledikleri veya tek başlarına mağdureyi öldürdüklerini kabule elverişli delil olarak kabul edilemeyeceğinden sanıklar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme hükmünü bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, tebliğnamedeki isteme uygun şekilde Yerel Mahkeme direnme hükmünün BOZULMASINA, depo paralarının sanıklara geri verilmesine 31.5.1982 gününde yapılan 2. müzakerede yasal çoğunluk sağlanamadığından 14.6.1982 gününde yapılan 2. müzakerede salt çoğunlukla karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06
  • Kısmi Kabul ve Kısmi Red Kararından Sonra 3/4 oranından indirimli icra vekalet ücreti 
  • 26.04.2025 09:11


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini