 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E: 1982/8143
K: 1982/8954
T: 16.11.1982
DAVA : Davacı ihbar ve kıdem tazminatı ile ikramiye alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmekle dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Hizmet sözleşmesinin bozulması yolundaki irade açıklaması, bozucu yenilik doğuran bir hakkın kullanılmasının hukuksal sonuçlarını doğurur; bunun sonucu olarak hak kullanılmakla hizmet sözleşmesi bozulmuş olur. Artık bundan sonra ihbar önellerinin hizmet süresine eklenmesi suretiyle, o dönem içerisinde yapılan bir toplu iş sözleşmesine dayanılarak farklar nedeniyle bir iddiada bulunamaz, olayda işçiye ihbar, kıdem tazminatı ödenmek suretiyle hizmet sözleşmesine son verilmiştir. Hal böyle olunca davacının daha sonra yapılan bir sözleşmeye dayanarak dava konusu isteklerde bulunması az önce açıklanan hukuki esaslara aykırı düşer. Toplu İş Sözleşmesinde öngörülen hüküm de bu esasları değiştirici nitelikte olmayıp, ihbar öneli verilmesi haline ilişkindir. Karar bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz itirazlarının kabulü ile kararın yukarda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, 16.11.1982 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Türk İş Hukuku düzenlemesinde normal koşullar içinde belirsiz süreli-sürekli hizmet akitlerinin feshinde önceden haber verme ilkesi benimsenmiştir. Sürekli işlerde belirsiz süreli hizmet akdinin oluşmasıyla bu ilke kendiliğinden bir fesih koşulu ve bir fesih güvencesi olarak ortaya çıkar. Hizmet sözleşmeside en azından yasada öngörülen ihbar önelinin sonunda feshedebilmiş sayılır.
Bu temel ilkenin doğal sonucu olarak önel süresi içinde hizmet akdinin taraflara yüklediği hak ve borçlar aynen devam edeceğinden bu arada yeni bir toplu iş sözleşmesi yürürlüğe girerse bundan işçi yaarlanacağı gibi bildirim süresi geçtikten ve akit sona erdikten sonra imzalanıp geçerliliği önel içine raslayan sözleşmeden de eğer imza tarihinde işyerinde çalışma koşulu yoksa işçinin bu sözleşmenin geçerlilik süresi ile önel sonu arasında getirdiği haklardan yararlanması gerekir.
Bildirim şartı yasalarımıza emredici bir kural olarak girmiştir. Bu nedenlede bildirim sürelerini ortadan kaldırmak sonucunu doğuran bir sözleşmeye itibar edilemez. Aksine yasadaki bildirim sürelerinin sözleşmelerle artırılacağı kabul edilmiş ve bildirim şartına uymayan tarafın önellere ilişkin ücret tutarın tazminat ödemesi öngörülmüştür.
İhbar önellere ait ücretlerin peşin ödemesi suretiyle fesihlerde önelin hizmet süresinden sayılacağı yolunda toplu iş sözleşmesinde hüküm varsa bu hükme itibar etmek ve önel içinde kazanacağı haklardan işçiyi yararlandırmak gerekir. Yasada işverene önellere ait ücretleri peşin ödemek suretiyle tanınan fesih hakkı önelin hukuki sonuçlarını ortadan kaldırmayı amaçlamamaktadır.
Davacının yararlandığı toplu iş sözleşmesinde böyle bir hüküm bulunduğuna göre çoğunluğun bu hükmün geçersizliğine ilişkin görüşüne az önce açıkladığımız nedenlerle katılmak mümkün olmamıştır.