 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E: 1982/6376
K: 1982/7310
T: 17.09.1982
DAVA : Davacı ihbar ve kıdem tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmekle dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1- Dosyadaki yazılara, toplanan delilerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeblere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Hizmet aktinin feshinde bildirme şartına uymayan taraf 1475 sayılı İş Kanunun 13. maddesinin (c) bendine göre önellere ilişkin ücret tutarında tazminat ödemekle yükümlü olup, böyle durumlarda ihbar öneli çalışılan veya çalışılmış gibi sayılan sürelerden olmadığı için kıdem süresine eklenmez.
Davalı işverenin davacının hizmet aktini fesihte bildirme şartına uymadığına ve mahkemece ihbar tazminatı hüküm altına alınmış bulunduğuna göre, kıdem tazminatı hesabında ihbar önelinin hizmet süresine eklenmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen sebebten kıdem tazminatı hesabı yönünden davalı yararına BOZULMASINA, 17.9.1982 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Türk iş Hukuku düzenlemesinde normal koşullar içinde belirsiz süreli sürekli hizmet akitlerinin sona erdirilmesinde önceden haber verme ilkesi benimenmiştir. Sürekli işlerde belirsiz süreli hizmet akitlerinin oluşmasıyla bu ilke bir fesih koşulu ve bir fesih güvencesi olarak kendiliğinden ortaya çıkar. Hizmet sözleşmesinde en azından yasada öngörülen ihbar önelinin sonunda feshedilmiş sayılır.
Bu temel ilkenin doğal sonucu olarak önel içinde hizmet aktinin taraflara yüklediği hak ve borçlar aynen devam edeceğinden bu arada yeni bir Toplu İş Sözleşmesi yürülüğe girirse bundan işçi yararlanacağı gibi bildirim süresi geçtikten ve akit sona erdikten sonra imzalanıp geçerliliği önel içine raslayan sözleşmedende eğer imza tarihinde ek çalışma koşulu yoksa, işçi bu sözleşmenin geçerlik süresi ile önel sonu arasında getirdiği haklardan yararlanır.
Bildirim süresi yasaya emredici bir kural olarak girmiştir. Bu nedenle bildirim sürelerini kaldırmak sonucunu doğuran bir tasarufa itibar edilemez. Aksine yasadaki bildirim sürelerinin sözleşmelerle artırılacağı kabul edilmiş ve bildirim şartına uymayan tarafın önellere ilişkin ücret tutarında tazminat ödenmesi öngörülmüştür. Buradaki ücret kavramı geniş anlamlı ve önel içinde elde edelebilecek bütün hakları içine alan bir ücret olmalıdır. Aksine düşünce; yasaya uyan ve önel veren işveren ile yasaya aykırı davranan ve haklı bir neden olmadan iş akdini bozan işveren ile yasaya aykırı davranan ve haklı bir neden olmadan iş akdini bozan işveren arasında ikincisinin lehine sonucu ulaştırır ki bu da yasanın amacı ile bağdaşmaz. Onun için çoğunluğun bozma kararına iştirak edilmemiş, öneli ve önel içi hakları dikkate alan mahkeme kararının onanması görüşü ve düşüncemize uygun bulunmuştur.