 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E: 1982/4263
K: 1982/4823
T: 14.05.1982
DAVA : Davacı, teşvik ikramiyesi farkının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, davalı Denizcilik Bankasının değişik ünitelerindeki sekreterlik, şeflik ve kontrolörlük görevlerinden sonra 29.8.1974 tarihinden itibaren çalışmaya başladığı muayene kurulu üyeliğinde Toplu İş Sözleşmesinin 86. maddesine göre ücreti dışında ayda 4500 lira teşvik ödeneği almakta iken, 8.8.1978 tarihinde Eğitim Uzmanlığına nakil edilmekle ödeneğinin 2550 liraya düştüğünden bahisle aynı sözleşmenin 28. maddesindeki müktesep hak ücretinden aşağı ücrete nakil yapılamaz hükmüne dayanarak aradaki ödenek farkının tahsilini istemiştir.
Davalı da; davacının muayene kurulu üyeliğinden uzman kadrosuna nakli nedeniyle almakta olduğu ücret ve tavan ücretinden herhangi bir azalma olmadığını, ancak teşvik ödeneği göreve ve sıfata özgü olarak değiştiğinden 28. maddesine aykırılık bulunmadığını savunarak davanın reddi istenmiştir.
Uyuşmazlığın halen yürürlükte olduğu kabul edilen ücret sistemi talimatnamesinin 17-20. maddelerindeki hükümleri ile özellikle 7 Dönem Toplu İş Sözleşmesinin 28-86. maddesindeki hükümlere göre çözümlenmesi gerektiği konusunda taraflar ve mahkeme arasında bir uyuşmazlık yoktur.
Gerçekten de uyuşmazlığın bu hükümlere göre bir çözüme kavuşturulması gerekmektedir.
Yönetmeliğin 17. maddesinde bankaca fayda ve menfaat mülahaza edilen bir kısım görevlerin bilgi, ihtisas ve tecrübeleri ile temayüz etmiş kimselere gördürülmesi öngörülmekte, 20. maddesinde de bu maddede sayılı kimselere müktesap hak teşkil etmemek üzere genel müdürün teklifi ve yönetim kurulunun kararı ile aylıklarının tamamı veya bir kısmını ek ödeme olarak ödenmesi esası getirilmektedir.
Toplu İş Sözleşmesinin 6. maddesinde de yönetmeliğin sözleşmeye aykırı olan hükümleri üye işçilere uygulanamayacağı ve sözleşmede bulunmayıp da yönetmelikte personel lehine olan hükümlerin saklı tutulduğu kabul edilmiştir.
Buna göre, yönetmeliğin ek ödeme esası Toplu İş Sözleşmesinin 86. maddesinde daha da genişletilerek sözleşmeye ekli cetvelde gösterilenlere görevde başarısının artırılması suretiyle prodüktivitenin yükseltilmesinin temini için görevin ifasıyla ve görev ünvanları ile mukayyet olmak üzere teşvik ödeneği adı altında bir ödenek verilmesi benimsenmiştir.
Bu hükümde uyuşmazlık yönünden önemli olan, ödeneğin görev ünvanı ve bu görevin devamı ile sınırlı tutulmuş olması, bunlarla sıkı sıkıya bağlı bulunduğunun belirtilmesidir. Esasen davacı vekili de 6.6.1980 tarihli dilekçesinde bu ödeneğin sıfat ya da ünvanıyla bağlı olduğunun sıfatın değişmesiyle ya da kalkmasıyla ödeneğin kalkacağını kabul etmektedir.
Böyle sıfata görevin devamına ve hatta başarıya (sözleşmenin 86/f. maddesine göre görevinde başarısı görülmeyen personelden bu ödenek kaldırılabiliyor) bağlı olan bir hakkın "müktesep hak ilkesi içerisinde değerlendirilmesi mümkün olamaz." Bu itibarla uyuşmazlığa iddiaya dayanak yapılan ve ünvan kadrosu ve taban ücreti ile ücret sistemi talimatnamesinin Toplu İş Sözleşmesi ile değişik hükmüne göre olmakla olduğu kazanılmış hak ücretinden aşağı ücrete nakil yapılamayacağı yolundaki (28-A) maddesindeki hükmünde uygulanmasına olanak bulunmamaktadır. Davacı sonraki görevine eski kadro ve tavan ücreti ile nakledilmiştir. Bu madde ile kadro derecesi ve temel ücretin tavanı korunmuştur.
Bu nedenlerle dava reddedilmelidir.
Kabul şekli itibariyle de; davacı 19.11.1979 tarihli dava dilekçesinde bu ödeneğin 8.8.1979 tarihine kadar olduğunu açıkça belirttiği ve kararın kabul kısmında 8.8.1979 tarihinde dava açıldığı 19.11.1979 tarihine kadar dendiği halde bu iki tarih arasında üç ay onbir günlük süre bulunmasına rağmen 15 aylık ödeneğin hükmedilmesi de hatalıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, 14.5.1982 gününde oybirliğiyle karar verildi.