 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E: 1982/4197
K: 1982/5190
T: 25.05.1982
DAVA: K.H. Yol-İş Sendikası'nın 274 sayılı Sendikalar Yasasının 30/4. madde ve fıkrası uyarınca kapatılmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, istek gibi karar vermiştir.
Hüküm, süresi içinde davalı avukatları tarafından temyiz edilmiştir. Davaya bakmakla iş mahkemesinin görevli olduğuna üye A.B.'un karşı oyu ile oyçokluğu ile karar verildikten sonra dosya incelendi, görüşüldü:
KARAR: 274 sayılı Sendikalar Kanunu'nun 30. maddesi faaliyetten men, kapatma, yönetim kuruluna işten el çektirme ve seçimlerin iptali konularını düzenlemiş bulunmaktadır. Gerek faaliyetten men ve gerekse kapatma nedenleri ayrıntılı bir biçimde yasada açıklanmış olmakla beraber yargılama usulü hakkında bir hüküm getirilmemiştir.
Sendikalar Kanunu'nun 32. maddesi diğer kanunların uygulanmasına olanak vererek şu hükmü getirmiştir: "İşçi ve işveren sendikalar, federasyonlar ve konfederasyonlar, Medeni Kanun ve Cemiyetler Kanunu'nun işbu kanuna aykırı olmayan hükümlerine tabidirler."
Yukarıda açıklandığı üzere sendikaların kapatılmaları davalarında yargılama usulü yönünden Sendikalar Kanununda bu hüküm mevcut değildir. Ancak sözü edilen yasanın 32. maddesi yoluyla olayda 1630 sayılı dernekler Kanunu'nun derneklerin feshi ile ilgili 43. maddesinin Sendikalar Kanununa aykırı düşmeyen son fıkrasının dernek merkezinin bulunduğu yer mülki amirinin yazılı bildirimi ve Cumhuriyet Savcılığının talebi üzerine Asliye Hukuk Mahkemesince derneğin feshine karar verilir. Bu konuda açılan davaların duruşmaları Cumhuriyet Savcılarının huzuru ile yapılır şeklindeki hükmünün uygulanması gerekir. Hal böyle olunca yargılama hukukuna taalluku nedeniyle re'sen gözetilmesi gereken bu hüküm uyarınca davaya Sendikalar Kanunundaki özel hüküm uyarınca gene iş mahkemesinde, Cumhuriyet Savcısının huzuru ile bakılmak gerekirken bu esasa uyulmaksızın yapılan yargılama ile karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Karar bu nedenle bozulmalıdır. Bozma nedenine göre şimdilik diğer yönler üzerinde durmaya gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde ilgilisine iadesine 25.5.1982 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI: Mahkemelerin görevlerinin kanunlarla belirleneceği Anayasanın ve Hukukun kamu düzeniyle ilgili temel kurallarındandır. 1402 sayılı Sıkıyönetim Kanununun 19.9.1980 tarih ve 2301 sayılı Kanunla değişik olup, Sıkıyönetim Mahkemelerinin görev ve yetkileri başlığını taşıyan 15. maddesinde; bu mahkemelerin bakacağı ceza kanunlarındaki suçları ayrı ayrı bentler halinde belirlendikten sonra aynı maddenin (c) bendinde suçlardan ayrılmayarak aynen (derneklerin, sendikaların ve mesleki kuruluşların kanunlarında mevcut kapatılmalarıyla ilgili davalar) hükmü getirilmiştir.
Bundan ancak 648 sayılı Siyasi Partiler Kanununun siyasi partilerin kapatılmasıyla ilgili hükümleri saklı tutulmuştur.
Yasanın görevi belirleyen bu hükmü görüş ve kanaatımıza göre bir tereddüt ve yoruma meydan vermeyecek derecede açıktır. Eğer bu hükümle kendisinden önceki bent hükümleri ve aynı maddenin birinci fıkra hükmü ile ilişkili olduğu düşünülmek istenirse, bu da ancak kapatılmak için iddia edilen sebebin çoğu kez uyuşmazlık mahkemesinin kararlarında kabul edildiği gibi sıkıyönetim ilanına neden olan olaylara ilişkin bulunması olabilir.
Bu sebeple daha önce sıkıyönetim mahkemesine açılmış olan davaya yine aynı mahkemece bakılmasının yasaya uygun olacağı görüşündeyim.