 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E: 1982/3177
K: 1982/4162
T: 21.04.1982
DAVA : Davacı, ücret ve sosyal yardım tazminatiyle manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmekle dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1 - Dosyadaki yazılarla, toplanan delillere ve gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2 - 274 sayılı Sendikalar Yasasının 20. maddesinde işyerinde uygulanan Toplu İş Sözleşmesinde taraf işçi sendikası işyeri temsilcisi bulunduracağı kabul edilmiştir. Madde hükmünden temsilci bulundurma yetkisinin uygulanan sözleşmede sendikanın taraf olma sıfatiyle sınırlı olduğu sonucu çıkar ki burada da sözleşmenin normal süresi ya da sözleşme süresinin bitiminden bir ay önce taraflardan biri sözleşmeyi feshettiğini bildirmişse 275 sayılı Yasanın 4. maddesi uyarınca bir yıl süre ile yenilenmiş sayıldığı süre ile kayıtlı olduğunu kabul etmek gerekir. Onun işçi Toplu İş Sözleşmesinin normal ya da uzatılan süreden sonra yenisinin yapılmaması nedeniyle iş akdi olarak devam ettiği devrede sendikanın taraf olma yeteneğinden söz edilemeyeceğinden bu devrede temsilciliğin devam ettiği kabul edilemez.
Diğer yönden temsilcilik süresi sendika tüzüğünde bu konuda belirlenen süre ile de sınırlı tutulmuştur.
Dosyadaki belge ve bilgilerden davacının temsilcisi olduğu sendikanın taraf bulunduğu toplu iş sözleşmesinin 1 yıl süreli olduğu ve 15.7.1977 tarihinde bağıtlanıp 1.6.1978 tarihinde son bulduğu anlaşılmaktadır. Eğer bu sözleşme feshi ihbar süretiyle feshedilmemişse ancak bir yıl daha uzatılmış sayılır. Davacı ancak sözleşmenin normal ya da uzatılmışsa ek süre içinde geçen devreler için temsilci sıfatiyle hak isteyebilir.
Mahkemenin bu esaslara göre inceleme yapıp sonucuna göre karar verilmesi gerekir.
3 - Fesih koşulları ve nedenine göre manevi tazminatı gerektirecek bir hal bulunmadığı halde manevi tazminata hükmedilmesi de hatalı görülmüştür.
4 - Kabul şekline göre de bir eda davasıyla dava tarihine kadar muaccel haklar istenebilir. Dava tarihinden sonraki devreler için hesap yapılmış olması da usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden davalı yararına BOZULMASINA, 21.4.1982 gününde oybirliğiyle karar verildi.