 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E: 1982/11347
K: 1983/2416
T: 17.03.1983
DAVA : Davacı ihbar ve kıdem tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacının işine ihbar ve kıdem tazminatı ödenmek suretiyle son verilmiştir; başka bir anlatımla önel verilmemiştir. Hizmet sözleşmesinin bozulması yolundaki irade açıklaması bozucu yenilik doğurmaz bir hakkın kullanılması mahiyetinde olup, bu yoldaki hakkın kullanıldığı açıklanmakla hukuki sonuçlarını derhal doğurur. Hal böyle olunca artık ihbar öneli verilmiş olması halinde öngörülmüş olan süre eklenerek o sürenin sonunda hizmet sözleşmesinin bozulmuş sayılacağından söz edilerek o arada sağlanan haklardan yararlanacağının kabulü isabetsizdir. Olayda az önce de açıklandığı gibi tazminatlar peşin ödenmiş olup fesih hakkının kötüye kullanıldığı da iddia ve isbat olunmadığına göre davanın reddi gerekirdi. Karar bu nedenlerle bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, 17.3.1983 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Türk İş Hukuku düzenlemesinde normal koşullar içinde belirsiz süreli - sürekli hizmet akitlerinin feshinden önceden haber verme ilkesi benimsenmiştir. Sürekli işlerde belirsiz süreli hizmet akdinin oluşmasıyla bu ilke kendiliğinden bir fesih koşulu ve bir fseih güvencesi olarak ortaya çıkar. Hizmet sözleşmesi de en azından yasada öngörülen ihbar önelinin sonunda feshedebilmiş sayılır.
Bu temel ilkenin doğal sonucu olarak önel süresi içinde hizmet akdinin taraflara yüklediği hak ve borçlar aynen devam edeceğinden bu arada yeni bir toplu iş sözleşmesi yürürlüğe girerse bundan işçi yararlanacağı gibi bildirim süresi geçtikten ve akit sona erdikten sonra imzalanıp geçerliliği önel içine rastlayan sözleşmeden de eğer imza tarihinde işyerinde çalışma koşulu yoksa işçinin bu sözleşmenin geçerlilik süresi ile önel sonu arasında getirdiği haklardan yararlanması gerekir.
Bildirim şartı yasalarımıza emrediği bir kural olarak girmiştir. Bu nedenle de bildirim sürelerini ortadan kaldırmak sonucunu doğuran bir sözleşmeye itibar edilemez. Aksine yasadaki bildirim sürelerinin sözleşmelerle artırılacağı kabul edilmiş ve bildirim şartına uymayan tarafın önellere ilişkin ücret tutarında tazminat ödemesi öngörülmüştür.
İhbar önellere ait ücretlerin peşin ödemesi suretiyle fesihlerde önelin hizmet süresinden sayılacağı yolunda toplu iş sözleşmesinde hüküm varsa bu hükme itibar etmek ve önel içinde kazanacağı haklardan işçiyi yararlandırmak gerekir. Yasadaki işveren önellere ait ücretleri peşin ödemek suretiyle tanınan fesih hakkı önelin hukuki sonuçlarını ortadan kaldırmayı amaçlamamaktadır.
Davacının yararlandığı toplu iş sözleşmesinde böyle bir hüküm bulunduğuna göre çoğunluğun bu hükmün geçersizliğine ilişkin görüşüne az önc açıkladığımız nedenlerle katılmak mümkün olmamıştır.