 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
9. Ceza Dairesi
E: 1982/4239
K: 1982/4329
T: 24.12.1982
DAVA : 1710 sayılı Eski Eserler Kanuna muhalefetten sanıklar Melek ve Nazlı'nın yapılan yargılamaları sonunda; beraatlerine dair (Kadıköy ikinci Asliye Ceza Mahkemesi)nden verilen 13.7.1982 gün ve 1979/484 esas, 1982/346 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi müdahil vekili tarafından istenilmiş ve şartı depo parası ile yerine getirilmiş olduğundan dava evrakı C. Başsavcılığı'ndan tebliğname ile daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR : Sanıklara isnat olunan suç, niteliği ve gerektirdiği cezanın üst sınırı itibariyle beş senelik asli zamanaşımına tabi bulunmaktadır.
14.65.1977 günlü iddianame ile açılan kamu davası üzerine yargılamaya başlanan sanıklar hakkında ittihaz olunan beraat kararı müdahil idare vekilinin temyizi üzerine dairemizce incelenerek bozulmuştur.Bozmaya uyularak kurulan ve incelemeye konu teşkil eden hüküm önceki gibi sanıkların beraatlarına dairdir.
Dosya kapsamına göre sanıklardan Melek'in CMUK.nun 135. maddesi uyarınca sorguya çekildiği tarih 4.7.1977, Nazlı'nın ise 31.11.1977'dir.
Bu durum karşısında, sanıklardan Melek'in sorgusu ile hüküm ve inceleme tarihleri arasında, Nazlı'nın ise sorgusu ile incelemenin yapıldığı tarih arasında beş seneden fazla süre geçtiği görülmektedir.
Bu hale nazaran sözü edilen süreler içersinde zamanaşımını kesen işlemlerin yapılıp yapılmadığının tesbiti önem arzetmektedir.
TCK.nun 104/2. maddesinde zamanaşımını kesen sebepler tek tek sayılmak suretiyle gösterilmiş ve bu meyanda "Adli makamlar huzurunda sanığın sorguya çekilmesi ve celb müzakeresi çıkarılması" da zamanaşımını kesen sebepler arasında gösterilmiştir.
Olayımızda üzerinde durulması gereken husus, anılan madde hükmü karşısında bozmadan sonra, bozmaya uymak veya ısrar bakımından sanıklara diyeceklerinin sorulması ve bu amaçla adlarına celb müzakeresi çıkarılmasının zamanaşımını kesen sebeplerden sayılıp sayılmayacağı konusu ile ilgilidir.
Dairemiz, emsal olaylara ilişkin uygulamalarda, sorgudan maksadın CMUK.nun 135. maddesinde yazılı şekilde bir sorgu olduğu ve bozmadan sonra sanığa bozma ilamına karşı diyeceğinin sorulması keyfiyetinin sorgu sayılamayacağı ve böyle bir işlem ile bunu sağlamak için çıkarılan davetiyelerin TCK.nun 104/2. maddesinde gösterilen sebeplerden addedilmeyeceği içtihatına varmış ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 11.5.1981 gün ve 27/175 sayılı kararında bu hususu teyid edip daha sonra aynı doğrultuda uygulamaya devam etmiştir.
SONUÇ : Yukarıdaki açıklamaya, göre sanıkların CMUK.nun 135. maddesi gereğince sorguya çekildikleri tarihten bu yana geçen süre içersinde TCK.nun 104/2 maddesinin anladığı manada kesici muameleler cereyan etmeksizin aynı kanunun 102/4 maddesinde öngörülen 5 senelik asli zamanaşımı süresinin gerçekleştiği anlaşıldığından sair cihetler incelenmeksizin hükmün istem gibi BOZULMASINA, ve CMUK.nun 322. maddesine dayanılarak zamanaşımı nedeniyle kamu davasının ortadan kaldırılmasına, depo parasının geri verilmesine, 24.12.1982 gününde oybirliği ile karar verildi.