Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
9. Ceza Dairesi
E:1982/13
K:1982/786
T:17.02.1982
* ATATÜRK'ÜN HATIRASINA HAKARET
ÖZET : Mehmet Vahdettin'le ilgili dava konusu kitapta yer alan ve Atatürk'ü küçültmeye yönelik sözler, ima yoluyla ve dolayısiyle de olsa, 5816 sayılı Yasaya göre suç olduğundan, mahkumiyet hükmü onanmıştır.
(5816 s. Atatürk K m. 1/1)
Atatürk'ün hatırasına neşren hakaretten sanık Necip'in yapılan yargılaması sonunda; mahkumiyetine dair (İstanbul Toplu Basın Asliye Ceza Mahkemesi)nden verilen 8.7.1981 gün ve 1977/48 esas, 1981/137 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi sanık vekili tarafından istenilmiş ve şartı depo parası ile yerine getirilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığı'ndan tebliğname İle daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü:
Toplanan deliller ve dava konusu kitap içeriği karar yerinde etraflıca incelenip, kitabın yazılış amacı ve sanığın kasdı açıklanmış, suçun olay niteliğine ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin, cezayı azaltıcı bir sebep bulunmadığı takdir kılınmış, savunma inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş. incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanık vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün tebliğnamedeki düşünce gibi (ONANMASINA), depo parasının gelir kaydına, 17.2.1982 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Dava konusu kitapta, mahkumiyet kararının pek güzel özetlediği gibi gerçekten, Atatürk'ün başlatıp bitirdiği ve ulusal kurtuluş hareketi diye adlandırılan büyük olayın, şimdiye kadar bilinen ve öğretilen yorum ve açıklama doğrultusundan ayrılmayarak değişik ve karşıt bir görüşle ele alındığı anlaşılmaktadır. Bu kitapta, son padişah olan ve nitelikleri bakımından zayıf hükümlüler arasında sayılan Mehmet Vahdettin'in "Vatan Haini" gibi olumsuz sıfatlarla tarihe geçmesini doğru bulmayan bir yazarın kanılarını yaymak amacı güttüğü görülmektedir. Kısacası kitap, Vahdettin'in savunması niteliğindedir. Bu savunma yapılırken, bir yandan "Ulu Hakan" diye yüceltilen İİ. Abdülhamit'ten övgü ile söz edilmekte, öte yandan batıya dönük yenileşme hareketlerinin başlangıcı sayılan Tanzimat döneminin hazırlayıcısı durumundaki İİ. Mahmut ile Mustafa Reşit Paşa ve Meşrutiyet dönemlerinin ileri gelen kişileri, bu arada Mithat paşa ve Namık Kemal gibi hürriyetçilik akımının öncüleri, ağır bir dille yerilmektedir. İİ. Meşrutiyet ise "Sahte Meşrutiyet" sözleri ile küçültülmektedir. İttihat ve Terakkiciler, her yönü ile başarısız olarak tanıtılmakta ve Jön Türkler dinsizlikle suçlanmaktadır. 31 Mart ayaklanmasının bir tertip eseri olduğu ve Hareket Ordusunun çapulcu alaylarından oluştuğu ileri sürülmektedir. Bu arada, Ulusluluk akımının başlangıcı diyebileceğimiz Türkçülük hareketi, Yahudi eseri olarak gösterilmiş, Ziya Gökalp ve Halide Edip gibi kişiler yerilmiştir.
Mustafa Kemalin Veliaht Vahdettin ile birlikte Almanya'ya yaptığı gezinin anıları üzerinde durulmuş, aralarında anlaşma havası bulunduğu bildirilmiştir. 1918'de İstanbul'a gelen Mustafa Kemal Paşa'nın biricik muradının Vahdettin'i ordunun başına geçirmek ve kendisini de Genel Kurmay Başkanı olarak tayin ettirmek olduğu öne sürülmüş, Monaros Mütarekesi sıralarında Harbiye nazırı olmaktan başka birşey düşünmediği belirtilmiştir. Hatta Sadrazam olmak istediğine de değinilmiştir. Milli şahlanma fikrinin Vahdetine ait olduğu ve Mustafa Kemalin Samsuna gönderilişinin bu padişah tarafından gerçekleştirildiği söylenmiştir.
Sonuç olarak, Vahdettin'in "büyük mazlum" sözleriyle nitelendirilmiş ve vatan hami değil, vatan dostu olarak bilinmesi gerektiği konusu işlenmiştir
1803 sayılı Yasa ile affa uğraması bakımından ortadan kaldırılan kamu davasına ilişkin ilk dosyadaki 15.10.1968 günlü bilirkişi raporunda kitap, yukardakine benzer biçimde özetlenmiş, fakat sonunda, gerekçesiyle bağdaşmayacak biçimde Atatürk'ün düşünce ve eylemlerinin küçültülmesi yönünden hatırasına hakaret suçunun oluştuğu kanısına varılmıştır. Duruşmada alınan 14.41971 günlü bilirkişi raporunda ise anılan eleştirilerin hakaret derecesini bulmadığı belirtilmiştir.
Şimdi incelediğimiz ikinci dava sırasında anılan bilirkişi raporlarının ikisinde hakaretin söz konusu Olmadığı bildirilmiş ve üçüncüsünde bilirkişi kendisini bu konuda yeterli görmediğini açıklamıştır.
Sanığın temyizi üzerine incelenen ve İstanbul Toplu Basın Asliye Ceza Mahkemesi'nden verilen 8.7.1981 gün ve 48/137 sayılı mahkumiyet kararında affa uğrayan ilk dava sonundaki beraat hükmünün 7. Ceza Dairesince bozulmasına ilişkin 17.3.1972 gönlü karar ile bağlantı kurulmuş ve sonuçta sanığın kitabındaki sözlerle, ima yoluyla ve dolayısiyle de olsa, Atatürk'ün hatırasına hakaret suçunun sabit olduğu kanısına varılmıştır.
Bizce bu mahkumiyet kararı aşağıdaki nedenlerle isabetsizdir:
İnceleme kitap gösteriyor ki, büyük bir şair olarak tanınan yazar, ne yazık ki başarılı bir düşünce adamı olamamıştır. Vahdettin'i övüp yüceltmek ve savunmasını yapmak isterken Atatürk'ün tarihteki büyük işlevini küçük göstermek istemiştir. Atatürk konusunda toplumda oluşan eşsiz güven ve saygı duygusunu zayıflatmak çabasına kapılmıştır. Bu doğrultudaki yorum hiç kuşkusuz, büyük bir yanılgının kanıtıdır. Tarihsel olayları değerlendirirken yazar, eksik ve yanlış belgelere dayanmış, sonuçta da doğru olmayan bilim dışı ve kişisel yargılara varmıştır. Bilimsel yönden bu kitabın gerçeklere ışık tuttuğu ve en doğruyu ortaya koyduğu söylenemez. Bu yönden kitabın bilimsel ve tarihsel değeri hakkındaki görüş" üz öteki sayın arkadaşların gibi olumsuzdur.
Ancak, Atatürk'ün yaptıklarını eleştirmek, yanlış da olsa bir eleştiridir. Büyük Ata'nın tarihteki işlevini ve bunun önemini küçültmeye çalışmak, isabetsiz de olsa bir değerlendirme işidir. Atatürk'ün yaptıklarına dolaylı yoldan gölge düşürmeye çalışmak saplantıdan ileri gitmeyen kişisel kanıların ürünü de olsa, nihayet bir kanaatin ifadesidir. Bu konudaki kitap, hasta bir düşünüşün dışa yansıması olarak da kabul edilse niteliği yönünden bir düşünce ürünü olmak gerekir.
Bu değerlendirme, yorumlama, kanaat bildirme ve eleştirme eylemi, düşünce ve yazı özgürlüğünün sınırları içinde kalmaktadır. Atatürk'ün hatırasına hakaret olacak dereceyi bulmamıştır. Eğer bu gibi görüş ve düşünceleri, dolaylı yollardan yorum yaparak suç sayarsak çok sesli bir toplum olma yolundaki çabalanmaz, ceza korkusu ile durdurulmuş, özgür kalemler susturulmuş ve Türk Ulusunun kültürel gelişmesine ağır bir darbe vurulmuş olur. 0 zaman, rutubetten nem kapan, bazı masum sözcüklerin dahi sözlüklere ve ders kitaplarına alınmasına engel olacak derecede despot bir yönetim döneminin simgesi olan Sultan Hamit'in tutumu ile aynı paralele düşmüş oluruz.
Bu düşüncelerle mahkumiyet kararının onanmasına katılamadı.
Üye Ali Rıza ÖNDER
9. CEZA DAİRESİ'NİN, 17.2.1982 GÜN 13/786 SAYILI KARARININ YAYINLANIŞ ŞEKLİ İLE İLGİLİ AÇIKLAMASI
Yargıtay Kararları Dergisi'nin 8. Cilt, 5. sayısının 743. sayfasında 9. Ceza Dairesi'nin, Necip Fazıl Kısa kürek ismindeki şahsın 5816 sayılı Kanuna muhalefet fiiline dair, 17.2.1982 gün 13/786 sayılı kararı yayınlanmıştır.
Kararın üst kısmında, sanki karara aitmiş gibi (Mehmet Vahdettin'le ilgili dava konusu kitapta yer alan ve Atatürk'ü küçültmeye yönelik sözler, ima yoluyla ve dolayısiyle de olsa, 5816 sayılı Yasaya göre suç olduğundan, mahkumiyet hükmü onanmıştır.) şeklinde özet yazılmıştır.
9. Ceza Dairesi'nin yukarda açıklanan kararında onamaya gerekçe olarak, yazarın kastı, amacı ve kitap içeriği esas alınmış, mahalli mahkemenin kararı da bu nedenlerle yerinde görülerek hüküm onanmıştır.
Daire kararında ima yoluyla ve dolayısiyle de olsa sözcükleri mevcut değildir. Bir zuhul eseri olarak özetleyici tarafından yazıldığı anlaşılmaktadır.
Özetin kararla hiçbir ilgisi yoktur.
İleride yanlış uygulamalara neden olunmaması için durumun bu şekilde açıklanmasında fayda ve zaruret görülmüştür.
9. Ceza Dairesi Başkanı
Orhan AYDIN
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06
  • Kısmi Kabul ve Kısmi Red Kararından Sonra 3/4 oranından indirimli icra vekalet ücreti 
  • 26.04.2025 09:11


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini