 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
7. Ceza Dairesi
E: 1982/1798
K: 1982/2158
T: 25.06.1982
DAVA : Bankalar Kanunu'na muhalefetten sanıklar Mehmet ve 8 arkadaşı haklarında yapılan duruşma sonunda; sanıklardan Mehmet ile Metin haklarındaki amme davasının CMUK.nun 1696 Sayılı Kanun la eklenen ek 7 ve 8. maddesi uyarınca ortadan kaldırılmasına, diğer sanıkların beraatlerine dair İstanbul 10. Asliye Ceza Mahkemesi'nden verilen 11.12.1981 tarihli hükmün Yargıtay'ca incelenmesi katılan getirilen dava evrakı C.Başsavcılığı'nın bozma isteyen 12.5.1982 tarihli tebliğnamesiyle daireye verilmekle dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü :
KARAR : 1 - Sanık Mehmet ve Metin'in 7129 Sayılı Yasa'nın 44 ve 45. maddelerine aykırı eylemlerinden dolayı açılan davanın ortadan kaldırılmasına yönelik hükme karşı katılan idarenin temyiz itirazlarının REDDİNE,
2 - Sanık Mehmet ve Metin haklarında 7129 Sayılı Yasa'nın 38 ve 70. maddelerine aykırı eylemlerinden dolayı olumlu olumsuz hüküm kurulmaması
3 - Katılan vekilinin diğer sanıklar hakkındaki temyiziyle ilgili incelemede;
a - 7129 Sayılı Bankalar Yasası'nın olay tarihinde yürürlükte bulunan 38. maddesinin 1. fıkrası bir bankanın hakiki ve hükmü bir şahsa açabileceği kredi oranını kendi tediye edilmiş veya Türkiye'ye fiilen tahsis olunmuş sermayesi ile ihtiyat akçeleri yekunun % 10 ile sınırlanmış,
Maddenin 2. fıkrasında ise, belirtilen dallarda kullanılmak üzere açılan ve fiilen bu işlerde kullanıldığı tevsik edilen kredilerde bu haddin % 25'e çıkarılabileceği vurgulanmıştır.
31.8.1979 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 23.7.1979 günlü 28 sayılı kanun hükmünde kararname ile anılan maddenin değişik şeklinde ve 2. bentde, kalkınma planı yıllık programlarında belirtilen sektörlerdeki işlerde ve dış satımda kullanılmak üzere açılan kredilerde % 10'luk oranının % 25 olduğu tevsikin ancak kullanımda aranacağı ögesi kabul edilmiştir.
Görüldüğü üzere, gerek kredinin açılmasında, gerek uygulanacak oranda ve gerekse tevsik şekillerinde suç öğeleri bakımından ilgililer lehine yeni esas getirilmiş bulunmaktadır.
9.7.1961 günlü 334 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasa'sının 64. madde ile kabul edilmiş olan kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi, 27.10.1980 gün ve 2324 sayılı Anayasa Düzeni hakkındaki Yasa ve gerekse Milli Güvenlik Konseyi'nin 12.1.1982 gün ve 64 sayılı kararları ile niteliğine dokunulmaksızın yürürlüğünü korumuş olup, tekniği itibari ile yasa hükmümü taşıdığından kuşku bırakmamış ve doktrin ve uygulamada yasa akdi gerekeceğine duraksama duyulmamıştır.
Bu nedenle suç öğelerinde ilgili lehine hükümler taşıyan 38. maddenin yeni biçimi ile TCY.nın 2. maddesinden hareket edilerek sanıklar hakkında da uygulanması gerekeceği kabul edildiğinden tebliğnamede aksini savunan düşünceye iştirak olunmamıştır.
b - Hükmün eleştirisine girmeden, öncelikle bir ilkenin saptanması zorunlu görülmüştür.
7129 Sayılı Bankalar Yasası'nın 38. maddesinde yazılı (.... kendi ödenmiş veya Türkiye'ye ayrılmış sermayesi ile yedek akçeleri toplamının % 10'dan fazla kredi veremez...) biçimdeki,
Keza tarifleri içeren 2. maddenin 3. bendindeki (ödenmiş sermaye : Bir bankanın muayyen bir hesap devresi sonunda fiilen ödenmiş..) tarzında ve aynı doğrultuda 4. bentde ihtiyat akçenin tanımına dair hükmüne Maliye Bakanlığı'nın 7.11.1966 gün ve 5298 - 117-5979 Sayılı yazıları ile ödenmiş sermaye ve yedek akçelerdeki artmaların ancak ertesi hesap yılında gözönüne alınabileceği yolundaki yazıları ile sınırlama getirilmiştir.
Doktrinde; Yasa'nın 2/3. maddesindeki "muayyen bir hesap devresi" deyiminden yıllık hesap devresi anlamını çıkarmanın zorunlu olmadığı, Bankalar Yasası'nın 51 ve 52. maddelerinde Maliye ve Ticaret Bakanlıkları ile TC. Merkez Bankası'na verilen periyodik hesap hülasalarının ödenmiş sermaye ve yedek akçelerdeki artmaların tesbiti için kaynak oluşturduğu belirtilerek yukarıya alınan hesap devresi deyiminden 3 aylık devrelerinde anlaşılabileceği öne sürülmüştür.
Anonim şirket statüsünü taşıyan bankaların bilanço yıllarının statülerinde ayrı bir dönem belirlenmemişse takvim yılı olarak kabulü yasa gereğidir.
Her ne kadar 7129 Sayılı Yasa'nın 51. maddesi bankaları 3'er aylık hesap hülasalarını da devrenin bitimini izleyen 2 ay içinde Maliye ve Ticaret Bakanlıkları ile TC. Merkez Bankası'na vermeyi zorunlu kılmış ise de maddede yer verilen deyimi ile hesap hülasasının bilanço niteliğinde kabulüyle kesinleşmesini takiben kredi limitinin saptanmasında ölçü alınması mümkün görülemez. Bu hülasaların bankaların memleketin para ve ekonomi alanındaki etkin rolünü denetleme açısından talep edildiği kabulü gerekir.
Ancak; bilirkişilerin raporlarında yer aldığı üzere 1981 yılı bilançosunun yönetim kurulunca en geç izleyen Mart ayı sonunda onayını müteakip geçerliliği kabul edilerek bilançodaki ödenmiş sermaye ve ihtiyatlardaki artmaların 1983 yılında kredilere yansıyacağı yolunda Maliye Bakanlığı'na atfedilen görüşe iştirak olanağı bulunmamaktadır.
Yıllık bilançonun kesinleşmesini takiben uygulanabilir olduğunun kabulü gerekir. 7129 Sayılı Bankalar Yasası Maliye Bakanlığı'na yetkiler tanımışsa da yasalarla belirlenen kuralları Bakanlığı'nın bu yetkiye dayanarak başka biçimlerde yorum yetkisi verilmemiştir.
c - Diğer taraftan;
1 - Bankalar yeminli murakıbı tarafından düzenlenen 30.11.1976 gün ve R.28 sayılı raporunda 5. sahifesinde T. Öğretmenler Bankası'nın 1974 ve 1975 yıllarına ait ödenmiş sermayesi ile ihtiyatlar toplamına göre : 10 ve % 25'lik kredi limitleri ile mahkemece seçilen bilirkişi topluluğu tarafından düzenlenen 4.1.1980 günlü raporun 5. sahifesinde baz olarak alınan rakamlar birbirini tutmamakta,
2 - Yine Bankalar yeminli murakıbı tarafından düzenlenen raporun 9. sahifesinde.... Telefon Ticaret ve Sanayii Anonim Şirketi'nin
Raporun 10. sahifesinde...... Araçlar İmal ve Satış Anonim Şirketi'nin Bankalar Yasası'nın 38/2. maddesinde yazılı iştigal sahalarından biri ile fiilen uğraşmaması nedeniyle maddede yazılı % 25 had üzerinden kendisine kredi tahsis olanağı bulunmadığı belirtilmesine rağmen üzerinde tartışılmadan sonuca gidildiği anlaşılmaktadır. Bu nedenlerle;
A) Maliye Bakanlığı'nın 7.11.1966 gün ve 5298/117-5979 sayılı yazısı örneğinin getirilmesi ve bakanlığı bu uygulamaya götüren gerekçenin saptanması,
B) Bankanın 1974 ve 1975 yılı bilanço örnekleri getirtilerek kredi limitinin tesbitinde geçerli olan ödenmiş sermaye ihtiyatlar toplamının kesinliğe kavuşturulması,
C) Bankalar yeminli murakıbının değindiği ve yukarda (c-2) bölümünde adları yazılı şirketlerden iştigal sahaları itibariyle Yasa'nın 38/2. maddesinde limitlerden yararlanıp yararlanamayacağı üstünde durularak sonucuna göre yukarıda açıklanan ilkelerde dikkate alınmak suretiyle hüküm kurulması, gerekeceği düşünülmeden sanıkların beraatine karar verilmesi
Yasaya aykırı katılan vekilinin temyiz itirazları ile tebliğnamede yazılı istem bu nedenlerle yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA, depo parasının geri verilmesine 25.6.1982 günü oybirliğiyle karar verildi.