 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1982/7387
K: 1982/9452
T: 26.10.1982
ÖZET: Mahlüliyet kararları aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir.
İcareteynhi taşınmazın mutasarrıflarının mirascı bırakmaksızın ölmeleri halinde bunlara ait tasarruf hakkı mahlul sayılarak rakabesi sahibi olan vakfa rücu eder.
(Ahkumül Evkafın m. 188)
(864 s. Meriyet K m. 8, 18)
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan vakıf davasına dair kararın temyiz incelemesi duruşmalı olarak davacı tarafından istenilmekle, dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, kayyım tayinine ilişkin kararın kaldırılarak mahlülen vakfına intikal eden pay karşılığı 842.287 lira 50 kuruşun tahsili isteminden ibarettir. Mahkemece, mahlüliyet kararının vakfa pay tescili hakkını verip henüz pay tapuya tescil edilmediğinden davanın reddine karar verilmiş ve hüküm davacı Vakıflar İdaresi vekili tarafından temyiz olunmuştur.
Davacı Vakıflar İdaresi 24 parsel sayıllarsada 3/8 payın Sultan Beyazıt Han Vakfı'ndan icareli olarak 1/8 payın Vangel Veledi Tonaş, 1/8 payının Panayot Veledi Dino, 1/8 payının Anastas Veledi Dimitri adına kayıtlı bulunduğunu ve bu payları idare için davalı Mustafa'nın kayyım tayin edildiğini ve kayyımın ortaklığın giderilmesi davası açması sonunda taşınmazın 2.246.100 liraya satıldığını ve maliklerin MK.nun neşrinden evvel mirasçı bırakmadan öldüklerinin anlaşılması ile taraflardan payların mahlülen vakfına rücu ettiğine dair mahlüliyet kararı alındığını ve kayyımın mevcudiyetine kanuni lüzum kalmadığını ileri sürerek kayyım tayinine ait kararın kaldırılmasını ve mahlül paya isabet eden 842.287 lira 50 kuruşun tahsilini talep etmiştir. Hazine davalı kayyım yanında davaya müdahale ederek, satış bedelinin tamamının Hazineye yatırıldığını ve mahlüliyet kararının idari bir karar olup yalnız payın tapuya tesciline imkan verdiğini taşınmazın tamamının Hazineye ait bulunduğunu savunmuştur.
Dosya arasında bulunan tapu kayıtlarından dava konusu 3/8 payın eşit hisselerle Sultan Beyazıt Han Vakfından icareli olarak Vangel, Panayot ve Anastas adına kayıtlı Olduğu anlaşılmaktadır. Mahallesi muhtarlığından verilen ilmuhaberde maliklerin MK.nun neşrinden evvel mirasçı bırakmaksızın öldükleri bildirilmiş ve buna dayanılarak payların mahlülen vakfına rücu ettiğine dair 7.12.1979 tarihli mahlüliyet kararı verilmiştir. Medeni Kanunun Sureti Mer'iyet Ve Şekli Tatbiki Hakkındaki Kanun hükümlerine göre olayda ahkamı sabıkanın uygulanması gerekir. Bu bakımdan mahallesi mutarlığının verdiği ilmuhabere istinaden mahlüliyet kararı verilmesinde kanuna aykırı bir cihet yoktur. Mahlüliyet kararları aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir. davalı Mustafa ve onun yanında davaya müdahale eden Hazine bu yolda bir iddiada bulunmamış ve bu hususu ispat yoluna gitmemiştir. Medeni Kanunun Sureti Mer'iyet ve Şekli Tatbiki Hakkındaki Kanunun 8 ve 18. maddeleri hükmü ve Ahkamül Evkaf'ın 188. meselesi gereğince icareteynli taşınmazın mutasarrıflarının mirasçı bırakmaksızın ölmeleri halinde bunlara ait tasarruf hakkı mahlül sayılarak rakabesi sahibi olan vakfa rücu eder. Hazine'nin bu paylar üzerinde herhangi bir hakkı bulunmamaktadır. Mahlülen vakfına rücu eden paylar üzerinde vakfın tam mülkiyet hakkı kurulduğundan dava için bu payların tapuya tesciline de lüzum yoktur. Bunun bir sonucu olarakta payların satışından elde edilen paranın vakfa verilmesi zorunludur. Bu cihetler nazara alınmadan ve mevcut durum nedeni ile devamına kanuni zaruret olmayan kayyımlık kararı dahi kaldırılmadan yazılı şekilde red kararı verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
Sonuç: Hükmün açıklanan nedenle (BOZULMASINA) ve dava tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık ücret tarifesi gereğince takdir olunan 3.000 lira mürafaa vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı Vakıflar İdaresine verilmesine 26.10.1982 tarihinde oybirliği ile karar verildi.