 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
6. Ceza Dairesi
E: 1982/5087
K: 1982/8502
T: 18.11.1982
DAVA : Dolandırıcılıktan sanık Hasan hakkında yapılan duruşma sonunda; mahkumiyetine dair (Bayındır Asliye Ceza Mahkemesi)nden verilen 25.11.1981 tarihli hükmün temyizen tetkik sanık vekili tarafından istenilmiş ve para depo edilmiş olduğundan dava evrakı C. Başsavcılığı Yüksek Makamından bozma isteyen 20.5.1982 tarihli tebliğname ile 31.5.1982 tarihinde daireye gönderilmekle okunarak, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dosya ve duruşma içeriğine, toplanıp karar yerinde açıklanarak tartışılan elverişli delillere ve hakimin oluşa uygun kanı ve takdirine göre sanık vekilinin subuta ilişen temyiz itirazları yerinde görülmemiş ve kabule nazaran suç konusu senet takibattan sonra yargılama sırasında iade edildiği halde TCK.nun 523/2 maddesinin uygulanması ve ayrıca suçun Ziraat Bankası aleyhine işlenmiş olması karşısında aynı Kanunun 503/2. maddesinin uygulanması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni sayılmamıştır. Ancak :
İddiaya, savunmaya, tanıkların beyanlarına ve kabule göre sanık Hasan'ın babası Mustafa zeytinliğini torunu Yılmaz'a satmış, mağdur da dedesinin ölümünden sonra bu senedi ve daha bazı tapuları teminat gösterip Ziraat Bankası'ndan kredi almıştır. Sanık oğlunun bilgisi dışında bankaya başvurup borcunu ödemiş ve banka memurundan sahibine (oğluna) verilmek üzere söz konusu senedi almış, fakat isteğe rağmen vermekten kaçınmış, ancak hakkında kamu davası açıldıktan sonra senedi oğluna iade zorunda kalmıştır. Olayın yukarıda açıklanan cerayan tarzına ve satıcının ölmüş bulunmasına nazaran, sanığın hile ile ele geçirdiği senedi yok ederek alıcıyı (oğlunu ) mülkiyete hakkından mahrum etmek istediği ve şu suretle zeytinliği miras yolu ile ele geçirmeye amaçladığı açık olarak anlaşılmaktadır.
Senedi hile ile ele geçirip sahibine vermemesinin TCK.nun 348. maddesinde belirtilen ve suçun unsurları arasında sayılan yok etme anlamında kabulü gerektiğine ve bundan alıcının (oğlunun) ve hatta bankanın zarar göreceğine kuşku yoktur.
Bu hale göre açıklanan eylemin TCK.nun 4348. maddesinde tarif olunan özel senedi yok etme suçunu oluşturduğu ve sanık hakkında aynı Kanunun 345. maddesi uyarınca ceza tayini gerektiği gözetilmeden olayın nitelendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı biçimde dolandırıcılıktan hükümlülük kararı verilmesi,
SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş, sanık vekilinin temyiz itirazları ile tebliğnamedeki düşünce bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan CMUK.nun 326. maddesi uyarınca ceza miktarı bakımından kazanılmış hak saklı tutulmak üzere hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine nazaran depo parasının gelir yazılmasına, 18.1.1982 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.