 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
5. Ceza Dairesi
E: 1982/49
K: 1982/227
T: 02.02.1982
DAVA : Görevli bulunduğu sırada rüşvet almaktan sanık Hüseyin'in yapılan yargılaması sonunda TCK.nun 227/1-2. maddesi gereğince 1 sene hapis, 1.000 lira ağır para cezasiyle mahkumiyetine ve müebbeten memuriyetten mahrumiyetine dair Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nden verilen 18.6.1981 gün ve 1980/132 esas, 1981/78 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi sanık tarafından istenilmiş ve şartı yerine getirilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığı'ndan tebliğname ile daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR : Kabule göre ağır para cezasının 2248 sayılı Yasa ile artırmaya tabi tutulması aleyhe temyiz olmadığından bozma sebebi sayılmamıştır.
Yapılan yargılamaya toplanan kanıtlara ve takdire göre sübuta dair temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine. Ancak:
Şefaatlı Asliye Hukuk Mahkemesi'ne yaş düzeltme davası açan müşteki Osman mahkemenin rapor için numune Hastahanesi Baştabibliği'ne yazdığı yazı ile birlikte Ankara'ya geldiği, isteğine uygun raporu temin gayesiyle tavsiye edilen ve hastahane adli rapor bölümünde memur olarak çalışan sanık Hüseyin'in yanına giderek ona, yaş düzeltilmesi için rapor vermesinin mümkün olup olmadığını sorduğu sanığın da rüşvet verirsen olur demesi üzerine neticede 4.000 liraya anlaştıkları ancak bunun rüşvet ve suç olduğunu düşünen müşteki vereceği paraların numaralarını önceden tespit ettikten sonra olayı ihbarla sanığa aldığı parayla yakalattığı anlaşılmıştır.
TCK.nun 227/1. maddesindeki suçun oluşması için failin görevine dahil olmayan bir hususun ifasına veya terkinine muktedir ve binnefis tervici merama kadir olmaması muktedir olduğundan bahisle karşısındaki şahsı kandırarak menfaat sağlaması gerekir, oysa olayımızda sanık, hekimler nezdinde hatırının sayıldığını ileri sürmediği gibi müştekiyi kandıracak şekilde bir sözde sarfetmemiştir. Sadece rüşvet verirsen bu işin olur parayı getir raporu alayım demiştir.
Öte yandan müşteki olayın başlangıcından beri raporu gayri meşru yoldan temin etmek üzere bir kaç sefer sanığın yanına gelmiş ve raporun bu yolla düzenleneceğini de bilmiş olmasına göre, sanığın müşteki Osman'ın hulus ve saffetinden istifade ederek, kandıracak mahiyette sanığa veya hile yaparak onu hataya düşürdüğü de ileri sürülemiyeceğinden eylemin dolandırıcılık suçunu oluşturduğununda kabulü mümkün değildir.
Bu duruma göre; sanığın eyleminin genel memurluk görevini kötüye kullanmak suçunu teşkil ettiği düşünülmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de:
Tecil talebi hakkında bir karar verilmemesi,
SONUÇ : Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazlariyle tebliğname içeriği bu itibarla yerinde olduğundan cezanın miktarı bakımından kazanılmış hak saklı kalmak üzere hükmün CMUK.nun 321 ve 326/2. maddeleri gereğince BOZULMASINA, depo parasının geri verilmesine 2.2.1982 tarihinde oybirliği ile karar verildi.